Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/28150 Esas 2015/1874 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/28150
Karar No: 2015/1874
Karar Tarihi: 22.01.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/28150 Esas 2015/1874 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2014/28150 E.  ,  2015/1874 K.

    "İçtihat Metni"



    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ

    DAVA : Davacı, fazla mesai ücreti, sosyal yardım alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:


    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin fazla çalışma ücreti ile sosyal yardım alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilerek fazla çalışma ücreti istemi kısmen hüküm altına alınmış, sosyal yardım alacağı talebinin ise reddine karar verilmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı taraflar temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Taraflar arasındaki uyuşmazlık, fazla çalışma ücreti alacağında ıslaha karşı zamanaşımı itirazının süresinde yapılıp-yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, 1086 sayılı HUMK hükümlerinin uygulandığı dönemde, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir.
    Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içinde cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir.1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir. Başka bir anlatımla 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamalar bakımından süre geçtikten sonra ileri sürülen zamanaşımı define davacı taraf muvafakat etmez ise zamanaşımı defi dikkate alınmaz.
    Somut olayda, ıslah tarihi 02.04.2013, ıslah dilekçesinin karşı taraf vekiline tebliğ tarihi 22.04.2013, ıslaha karşı zamanaşımı itiraz tarihi ise 10.06.2013 olup, her ne kadar davalı vekili 14.12.2012 tarihli dilekçelerinde (Rapora karşı beyan dilekçelerinde) saklı tutulan kısım için zamanaşımı yönünden ek rapor alınmasını istemiş ise de bu dilekçenin ıslahtan önce verilmiş olması, ıslahtan sonra yapılan zamanaşımı itirazının ise ıslahtan itibaren 2 haftalık itiraz süresi geçtikten sonra yapılması davacı tarafın da anılan zamanaşımı itirazına karşı açıkça muvafakatinin bulunmaması karşısında, ıslaha karşı zamanaşımı itirazını geçerli kabul eden ek rapordaki hesaba göre hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 22.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.