14. Hukuk Dairesi 2015/18861 E. , 2017/8077 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVALILAR : ... v.d.
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.06.2013 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesi bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, tarafların birlikte malik olduğu 129 ada ve 7 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın giderilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiş, davalılardan ...’in temyizi üzerine mahkemece verilen karar Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 27.02.2012 tarihli, 2012/2038 Esas, 2012/2995 Karar sayılı ilamıyla; "davalı ...’in ...’de kayıtlı adresi bulunamadığından ve başkaca adresi tespit edilemediğinden ilanen tebligat yoluna gidilmiştir. Ne var ki ilanen tebligatın geçerli olabilmesi, yukarıda açıklandığı üzere ilan metninin mahkeme divanhanesinde bir ay süre ile ilan edilmiş olması koşuluna bağlıdır. Dairemizin geri çevirme kararı üzerine mahkemenin 25.01.2012 tarihli yazısından anlaşıldığı üzere askı ilan tutanağı düzenlenmemiştir. Bu durumda, Tebligat Kanunu’nun 29 ve Tebligat Tüzüğü’nün 47. maddeleri gereği usulüne uygun şekilde ilanen tebligat yapıldığından söz edilemez. Ayrıca ilanen tebligatın geçerli olması için muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi öncelikle araştırılmalıdır. Bu nedenle dava dilekçesinin davalı ..."e ilanen tebliğine ilişkin tebligat işlemi usulsüzdür. Mahkemece dava dilekçesinin az yukarıda açıklanan esas ve usuller dairesinde, yöntemine uygun şekilde davalı ..."e tebliğ edilmek ve buna göre taraf teşkili sağlanmak suretiyle işin esasına girilmesi gerekirken noksan taraf teşkili ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.” gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulü ile ortaklığın satış yoluyla giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan ... temyiz etmiştir.
Paydaşlığın giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya bir kaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nın 27. maddesi hükmü uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
6100 sayılı HMK’nın 50. maddesine göre, medeni haklardan yararlanma ehliyetine sahip olan herkes davada taraf ehliyetine de sahiptir. Aynı kanunun 51. maddesine göre de, dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. 4721 sayılı TMK’nın 9. maddesine göre, fiil ehliyetine sahip olan kimse, kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir. Aynı kanunun 10. maddesine göre de ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyeti vardır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 14.01.1976 günlü ve 477/12 sayılı kararına göre, davada taraf olma ehliyeti, medeni haklardan yararlanma hakkının bir sonucudur. Kısıtlanan kimse; medeni hakları kullanma ehliyetinden yoksun bulunması nedeniyle her ne kadar kendisi dava açamaz ise de sözü edilen haklardan yararlanma ehliyetini haiz bulunduğundan aleyhine dava açılabilir. Ancak, davalının kısıtlı olduğunun mahkemece öğrenilmesi halinde re"sen kanuni mümessile tebligat yapılması gerekir.
Somut olaya gelince; davalılardan ...’in kısıtlı olduğu ve kendisine vasi olarak atanan kişinin davalılardan ... olduğu dosya içerisindeki ... Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 20.05.2013 tarihli, 2010/1310-1606 E-K sayılı kararından anlaşılmaktadır.Bu durumda, vasi ile kısıtlı arasında çıkar çatışması doğduğundan davalı ...’i bu davada temsil etmek üzere bir temsilci tayin edilerek davanın temsilciye yöneltilmesi, taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, belirtilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 06.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.