23. Hukuk Dairesi 2014/11112 E. , 2015/7137 K.
"İçtihat Metni" Y A R G I T A Y İ L A M I
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki üyeliğin tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı, davalı kooperatife yaptığı ödemeler ve belgelerle, kendisinin 200 m²"lik yani 2 paylı dükkan sahibi olmasına rağmen, bir paylı üye olarak kabul edildiğini, kendisinden az ödeme yapan ortaklara yerlerin hatalı tahsisinden zarar gördüğünü ileri sürerek, davalı kooperatifte iki paylı (200 m²"lik) üye olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının 2 payı olduğuna veya 200 m² dükkan hakkı bulunduğuna dair genel kurulca ve yönetim kurulunca alınmış bir karar bulunmadığını, davanın asılsız ve haksız olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı A.. P.."ın davalı kooperatifte payının artırılarak ikinci bir ortaklık payı verilmesine dair herhangi bir yönetim kurulu ve genel kurul kararı bulunmadığı, kooperatifin davacının 2. bir ortaklık payını gösteren bir işlemine rastlanmadığı, davacının davalı kooperatifte 100 m²"lik dükkanlara ait 1 pay ortaklığının bulunduğunun tespit edildiği, buna göre davacı A.. P.."ın davalı kooperatifte 1 pay ortaklığının bulunduğu, 2 pay ortaklığının bulunduğuna ilişkin davasını ispat edemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı temyiz etmiştir.
Dava, davalı kooperatifte iki paylı üye olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde Asliye Hukuk Mahkemeleri ile Ticaret Mahkemeleri arasındaki ilişki iş bölümü ilişkisi iken, 6335 sayılı Kanun"un 2. maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanun’un 5. maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş ve bu durumda göreve ilişkin usul hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ancak, 6335 sayılı Yasa’nın 38. maddesi uyarınca 6102 sayılı TTK’na eklenen geçici 9. madde ile bu kanunun göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanamayacağı, bu davaların açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir. Dava, 01.07.2012 tarihinden sonra açılmış olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu"nun 99. maddesi uyarınca ticari dava niteliğini haiz ise de, yargı çerçevesinde Asliye Ticaret Mahkemesi bulunmamakta ise, 6102 sayılı TTK"nın 5/4. maddesinde Asliye Hukuk Mahkemesi"nce davaya devam edilmesi ve görevsizlik kararı verilmemesi gerektiği açıkça öngörüldüğünden, bu davaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak bakılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır.
Bilirkişi raporunda, davacının 31.12.2011 tarihine kadar bir ortaklık payı için ödenen aidattan daha az aidat ödediği, 01.01.2012 tarihinden sonra ise diğer üyelerden bir miktar fazla aidat ödemeye başladığı, ödemelerin iki ortaklık payının gerektirdiği miktara ulaşmadığı, 24 ortağın tek, 9 ortağın iki paya sahip olduğu, toplam 33 adet 100 m²"lik işyeri bulunduğu, üyesi olmayan açıkta işyeri kalmadığı, davacının fazla ödediği 32.525,00 TL"nin ona iadesi gerektiği görüşü bildirilmiştir. 01.01.2012 tarihinden sonra, davalı kooperatifin banka hesabına iki paylı üyelik için yapılmış olduğuna dair açıklama da içermeyen ödemeler, kooperatifin bilgisi dışında yapılmış ödemeler olup, davacının iki paylı ortak olduğunun davalı tarafça örtülü olarak benimsendiği anlamına gelmez. Davacı, davalı kooperatifin kurucu ortağı ve 2008 yılına kadar da yönetim kurulu başkanı olup, bu dönemde tek ortaklıktan daha az ödemede bulunduğu gibi, yine bu dönemde iki paylı ortak olduğuna ilişkin davacının katılımı ve imzasıyla ya da davacının dışında kalan yöneticilerce alınmış bir yönetim kurulu kararı dahi bulunmamaktadır.
.... .... ... davalı kooperatifin şikayeti üzerine davacı hakkında resmi belgede sahtecilik, dolandırıcılık suçundan, şüpheli sıfatıyla yürütülen ve suçun oluşmadığı gerekçesiyle takipsizlik kararı ile sonuçlanan soruşturma sırasında 29.08.2013 tarihinde Sivas Cumhuriyet Başsavcılığı"na verdiği ifadesinde, davacının tek ortaklık payının bulunduğunu ve 200 m² üye olmak isteyen üyelerle ilgili aidat çizelgesi başlıklı, 28.03.2008 tarihli belgeyi sonradan 2013 yılında okumadan imzaladığını açıklamış olması da gözetildiğinde, davacının yapmış olduğu ödemelerin iki paylı üyelik için yapıldığını kanıtlayamadığnın kabulü ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmuştur. Davacının fazla ödediği aidat miktarının, varsa sonraki borçlarına mahsup edilmesi, yok ise geri isteme hakkı mevcuttur.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacının tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.