11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/5102 Karar No: 2017/4577 Karar Tarihi: 14.06.2017
Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/5102 Esas 2017/4577 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 2005 yılında sahte fatura kullanmak suçundan açılan kamu davasında sanık hakkında verilen mahkumiyet kararı, yapılan incelemede usulsüz tebliğ nedeniyle bozulmuştur. Ayrıca hükümde suç tarihinin yanlış belirtilmesi ve iddianamede belirtilen suçtan farklı bir suçtan ceza verilmesi gibi hatalar yapılmıştır. Kararda, vergi usul kanunu, tebligat kanunu, CMK ve TCK gibi kanun maddelerine de yer verilmiştir.
11. Ceza Dairesi 2016/5102 E. , 2017/4577 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanığın sorgusunda beyan ettiği adrese gönderilen gerekçeli kararın tebliğ edilemeden iade edilmesi üzerine, MERNİS adresine Tebligat Kanununun 21. maddesi uyarınca tebliğ edilmesi gerekirken, daha önce tebligat yapılmayan iade edilen önceki adrese Tebligat Kanunu"nun 35. maddesine göre yapılan tebliğin usulsüz olması nedeniyle sanık müdafiinin öğrenme üzerine 14.02.2013 tarihli temyizinin süresinde yapıldığının kabulü ile yapılan incelemede; 1-Suça konu faturaların en son 2005 takvim yılının Aralık ayına ait KDV beyannamesinde kullanıldığının anlaşılması karşısında, gerekçeli karar başlığına suç tarihinin 21.01.2006 yerine 2005 olarak yazılması, 2-5271 sayılı CMK"nın 225. maddesi uyarınca hükmün konusu duruşmanın neticesine göre iddianamede gösterilen fiilden ibaret olup, iddianame ile, mütalaa ve vergi suçu raporuna uygun olarak sanık hakkında, “2005 takvim yılında sahte fatura kullanmak” suçundan kamu davası açıldığı, “sahte fatura düzenlemek” suçundan açılmış bir dava ve yargılama koşulu olan mütalaa bulunmadığı gibi birbirinden ayrı ve bağımsız suçlar olan “sahte fatura düzenlemek” ve “sahte fatura kullanmak” suçlarının birbirine dönüşmeyeceği de gözetilmeden iddianame dışına çıkılarak “2005 takvim yılında sahte fatura düzenlemek” suçundan karar verilmesi, 3-Sanığın 2005 takvim yılında sahte fatura kullanmak suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için; faturaları düzenleyen mükellefler hakkındaki tüm vergi raporlarının getirtilmesi, raporlar uyarınca açılmış dava varsa dosyalarının celp edilip incelenmesi, bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgelerinin bulunup bulunmadığının ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoku olup olmadığı da araştırılıp, gerektiğinde karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması ve toplanan tüm deliller değerlendirilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması, 4-Kabule göre de; a) Suç tarihi itibarıyla 213 sayılı Kanun"un 359/b-1 maddesinde öngörülen temel cezanın alt sınırının 18 ay olduğu gözetilmeden ve teşdit uygulanmasına ilişkin bir gerekçe de gösterilmeden temel cezanın 18 ay yerine 3 yıl olarak belirlenmesi suretiyle fazla ceza tayini, b) Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura kullanmak eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında TCK"nın 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, c) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza miktarı bakımından sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 14.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.