11. Hukuk Dairesi 2016/830 E. , 2017/3971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 03/11/2015 tarih ve 2013/437-2015/305 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili davalı ... Şubesi"nce sigortalanan müvekkiline ait aracın 16/03/2012’de kaza yaptığını, araçta 18.750,00 TL hasar meydana geldiğini ileri sürerek hasar bedeli olan 18.750,00 TL"ye kaza tarihi olan 16/03/2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davanın husumet yönünden reddedilmesi gerektiğini, bankalarının ... Sigorta Şirketinden ayrı bir tüzel kişiliği olduğunu, bu sigorta firmasının acentesi olarak faaliyet gösterdiğini ayrıca davaya konu talebin davacı ile sigorta şirketi arasındaki birden fazla poliçeye ilişkin olarak ve karşılıklı alacak iddialarına dayalı takas-mahsup işlemlerine ilişkin iddiaların yer aldığı bir hukuki tartışmayı barındırdığından husumet itirazında bulunduklarını savunarak davanın reddine, davanın ..."ni ... Bölge Müdürlüğü"ne ihbarına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan ... vekili davanın husumet sebebiyle reddi gerektiğini, zira dava acente sıfatıyla hareket eden Türkiye İş Bankası aleyhine açıldığını, davalı müvekkili ile davacı arasında yapılmış sigorta sözleşmesi olmadığını, davacıya kasko sigortası kapsamında ödeme yapılmamasının sebebinin sigorta priminin eksik veya geç ödenmesi değil, kazada hasarlanan dorsede taşınan ...Mal. A.Ş."ye ait tuğlalarını da hasarlandığını, bu tuğlalar için müvekkili şirket nezdinde emtia sigortası yaptırıldığını, söz konusu tuğlaların asıl taşıyıcı .... Mad. Gıda San. Tic. Ltd. Şti, alt taşıyıcısının davacı ... olduğunu, meydana gelen kaza sebebiyle hasarlanan tuğlalar konusunda ekspertiz incelemesi yaptırıldığını ve sigortalıya 35.565,00 TL ödendiğini, şirketin ödediği tazminat için sorumlu olan aleyhine rücu hakkı bulunduğunu, şirketin emtia hasarının tahsili için açtığı davanın bekletici mesele yapılmasını talep ettiklerini, davacının gerçek zararını ispat etmesi gerektiğini davacı kaza tarihinden itibaren faiz talep ettiğini ancak müvekkillerinin temerrüde düşürülmediğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; öncelikle davalı tarafın husumet itirazının reddine ancak davalının davacıya fesih beyanın bildirdiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına davalı banka Şubesi"ne sigorta şirketinin acentası sıfatıyla husumet yöneltilmiş olması ve hükmedilen tazminatında sigorta şirketinden tahsil edileceğinin anlaşılmış olmasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava; kasko sigortasından kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olup, kasko sigortacısı ..."nin dosyaya sunduğu 19/6/2014 tarihli beyan dilekçesinde sigorta bedelinin ödenmemesinin sebebinin primin eksik veya geç ödenmesi olmadığını, aynı olayda hasar gören ve yine davalı ..."nin sigortacısı olduğu poliçe sebebiyle mal sahibi sigortalıya ödemiş olduğu tazminatı sebebiyle, bu defa davacının işlettiği aracın sürücüsü olan ...’ın olayda kusurlu olması nedeniyle ...’a ve aracın işleticisi olan davacıya rücu hakkı bulunduğunu, 3.kişiye ödemiş olduğu hasar bedelinin davacının talep ettiği kasko sigortasından doğan alacağından mahsubunu talep etmesi sebebiyle ödemediğini açıkça beyan etmesi karşısında; Mahkemece davalı yanca ileri sürülen takas-mahsup ilişkisinin değerlendirilerek bir sonuca gidilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamış ve hükmün bu sebeple davalı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine (2) numaralı bentte açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 21/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.