Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/3138
Karar No: 2015/2710
Karar Tarihi: 24.02.2015

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2014/3138 Esas 2015/2710 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2014/3138 E.  ,  2015/2710 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : BÜYÜKÇEKMECE 3. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2011/437-2013/375

Taraflar arasında görülen elatmanın önlenmesi davası sonunda, yerel mahkemece davanın, kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ............... raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

-KARAR-

Dava, paylı mülkiyete tabi taşınmazdaki 27 numaralı özel parsele elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir.
Davalı taraf çekişme konusu 27 numaralı özel parselin kendisine ait olduğunu savunmuş mahkemece anılan özel parselin davacıya ait olduğu kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; çekişme konusu tarla nitelikli 9400 m² büyüklüğündeki 484 parsel sayılı taşınmazın taraflar ve dava dışı kişi adlarına paylı mülkiyet üzere kayıtlı olduğu, davacının 25.05.1977 tarihinde pay satın aldığı, yine dosyaya ibraz edilen belgelerden taşınmaz için haricen özel parselasyon planı yapıldığı, davacının bayiine 21.04.1976 tarihli Bakırköy 2. Noterleği"nin 16348 yevmiye numaralı işlemiyle düzenlenen belge ile 27 numaralı özel parselin tahsis edildiği, davalı tarafından 22.09.1998 tarihinde edinilen paya ilişkin olarak da önceki malikler arasında 17.01.1990 tarihli Büyükçekmece Noterliği"nin 1012 yevmiye numaralı işlemi ile 27 numaralı özel parsel yönünden tahsis işlemi yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre, payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya ortaklığın satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
./..
Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir.
Öte yandan 4721 s. Türk Medeni Kanunu"nun (TMK) 706, 6098 s. Türk Borçlar Kanunu"nun (TBK) 237, Tapu Kanunu"nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Ne var ki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak (fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya ortaklığın satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, "ahde vefa" kuralının yanında TMK"nin 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pek çok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, TMK"nin müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazda özel parselasyon yapıldığı tarafların kabulündedir. Ancak bunun geçerli olabilmesi için tüm paydaşları kapsar şekilde yapılması zorunludur. Ne var ki, mahkemece bu yön üzerinde durulmuş değildir.
Hal böyle olunca, yerinde uzman bilirkişi aracılığıyla yeniden keşif yapılması, dosyadaki özel parselasyon planı da uygulanmak suretiyle bu özel parselasyonun tüm paydaşlar bakımından hayata geçirilip geçirilmediğinin açıklığa kavuşturulması, tüm paydaşları bağlayan özel parselasyonun varlığı saptanır ise çekişme konusu özel parselin önceki tarihte davacının bayiine tahsis edildiği hususunun gözetilmesi gerekirken eksik inceleme ile yetinilerek yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulüyle, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 24.02.2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(Muhalif)
-KARŞI OY-
Dava paylı mülkiye tabi taşınmaza elatmanın önlenmesi isteğine ilişkindir. Mahkmece davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dava konusu taşınmazın özel parselesyon olduğu tarafların ve mahkemenin kabulündedir. Taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında yapılan bir anlaşma ile belirlenmiş ya da fiili kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar buna uygun olarak taşınmazı kullanmışlar ise anlaşma uyarınca kendisine isabet eden paydaş diğer paydaşların ya da üçüncü kişilerin bu taşınmaz bölümüne vaki müdahalelerinin önlenmesini isteyebilir. Eğer tüm paydaşların katılımı ile fiili taksim yapılmamış ise uyuşmazlığın müşterek mülkiyet hükümleri uyarınca çözüme kavuşturulması gerekir.
./..
Daire çoğunluğu tarafından da bu hususun araştırılması bakımından hüküm bozmaya sevk edilmiş ise de gerek davacı gerek davalı davaya konu 27 numaralı özel parselin yapılan taksimde kendilerine isabet ettiğini iddia ettiklerine göre oybirliğiyle yapılmış bir taksim sözleşmesinden yada fiili kulanımdan söz etmeye imkan yoktur. Bu nedenle davacının payı oranında elatmanın önlenmesine karar verilmesi gerekirken yerel mahkemece parselin davacıya ait olduğu kabul edilmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmadığı gibi daire çoğunluğu tarafından yazılı gerekçe ile hükmün bozulmuş olmasıda doğru değildir. Bu nedenlerle daire çoğunluğunun görüşlerine katılmıyorum.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi