Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5584
Karar No: 2015/7135
Karar Tarihi: 09.11.2015

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2015/5584 Esas 2015/7135 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2015/5584 E.  ,  2015/7135 K.
"İçtihat Metni"

Y A R G I T A Y İ L A M I

MAHKEMESİ : Hukuk Mahkemesi


Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayetin yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı şikayetin reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Şikayetçi vekili, müvekkilinin alacaklı olduğu ... .. İcra Müdürlüğü"nün 2010/176 E. sayılı dosyasında bedeli paylaşıma konu taşınmazlar üzerine haciz konduğunu, şikayet olunanın alacaklı olduğu 2013/256 E. sayılı dosyada ise şikayet olunan tarafından ayrı taşınmazlar üzerine 26.03.2013 tarihinde haciz konduğunu, süresinde satış istenmediğinden şikayet olunan alacaklının borçlu taşınmazı üzerindeki haczinin düştüğünü ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir.
Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; sıra cetveline itiraz davalarına ancak sıradaki alacağın ya da kendi alacağının sırasının konu edilebileceği, bunun dışında sıra cetveline dava açılamayacağı, satış süresinin geçtiğine ilişkin şikayetin, satışın yapılmış olması karşısında satışın salt süre yönünden iptalini gerektirmediği, satışın (ihalenin) geçerli olduğu, ayrıca yine ihaleden önceki sebeplerin engeç ihale günü öğrenilmiş sayılacağından ve ihale ile gerçekleştirilen satışın bu nedenle iptali istenemeyeceğinden ihalenin feshi davası açılsa bile bu kez süre yönünden reddi gerekeceği belirtilerek, şikayetin reddine karar verilmiştir.
Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir.
1-İİK"nın 142/1. maddesi, "cetvel suretinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde her alacaklı, takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel mündericatına itiraz edebilir." hükmünü, 142/son maddesi, "itiraz alacağın esas ve miktarına taalluk etmeyip yalnız sıraya dairse şikayet yoluyla icra mahkemesine arzolunur." hükmünü içermektedir.
Borçluya ait mahcuz satış bedelinin bütün alacaklıların alacağını karşılamaması halinde düzenlenecek sıra cetveline itiraz, alacağın esas ve miktarına ya da hem sıraya, hem alacağın esasına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede (İİK"nın m. 142/1), itiraz sadece sıraya yönelikse şikayet yoluyla icra mahkemesinde (İİK"nın m. 142/son) ileri sürülmelidir.
Somut olayda, şikayetçi vekilince, şikayet olunanın şikayete konu sıra cetvelindeki sırasına konu alacağına ilişkin haczi düştüğü halde pay ayrıldığı ileri sürülmüş olup, bu şikayet, şikayet olunanın sırasına yöneliktir.
Buna göre, icra takibi ve buna bağlı olarak geçerli bir haciz işlemi bulunan şikayetçi alacaklının, İİK"nın 142/1. maddesi uyarınca sıra cetvelinde şikayet edene göre öncelikli olan ya da aynı derecede haczi iştirak eden ve kendisine pay ayrılan alacaklılara husumet yönelterek sıra cetveline itiraz etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Bu durumda sıra cetvelindeki alacaklının sırasına itiraz edilebileceğini gerekçesinde belirten mahkemenin, yukarıda açıklanan ilkeye uygun düşmeyen, kendi içinde çelişki içeren diğer gerekçesi hatalı olmuştur.
Somut olayda, şikayetçinin alacaklı olduğu ... İcra Müdürlüğü"nün 2010/176 Esas sayılı dosyasında, borçlu .. ... hakkında 04.02.2010 tarihinde, aynı tarihli ihtiyati haciz kararına dayalı olarak ilamsız icra takibine başlandığı, bedeli paylaşıma konu taşınmazlar üzerine 03.07.2013 tarihinde haciz konulduğu, 374 ada 2 parsel sayılı taşınmazın 11.03.2014 tarihinde, 224 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ise, 08.04.2014 tarihinde satıldığı anlaşılmıştır.
Şikayet olunanın alacaklı olduğu ... ... İcra Müdürlüğü"nün 2013/256 (2007/906 eski) Esas sayılı dosyasında, 31.10.2007 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus yolla icra takibine başlandığı, takibin kesinleştiği, taşınmazlar üzerine 20.03.2008 tarihinde haciz konulduğu, icra memurunca 16.12.2011 tarihinde dosyanın işlemden kaldırıldığı, 26.03.2013 tarihinde ise dosyanın yenilendiği, aynı taşınmazların üzerine 26.03.2013 tarihinde yeniden haciz konulduğu, bu dosyadan satış talebinde bulunulmadığı anlaşılmıştır.
İİK"nın, 6352 sayılı Yasa"nın 21. maddesi ile değişik 106. maddesi; "Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir." hükmünü içermektedir. 6352 sayılı Yasa, 05.07.2012 tarih 28344 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olup, Yasanın yürürlüğüne ilişkin 106. maddesi hükmü uyarınca, anılan 21. madde yayım tarihinden altı ay sonra 05.01.2013 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Aynı Yasa"nın 38. maddesiyle İİK"ya eklenen Geçici 10. maddesiyle, bu Kanunun ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edileceği hükmü getirilmiştir. Getirilen bu hükümden, 6352 sayılı Yasa değişikliğinin, takip tarihinden itibaren değil, haciz, satış gibi başlatılan her bir takip işlemi tarihi esas alınarak uygulanacağı anlaşılmaktadır. (Yargıtay 12. Hukuk Dairesi"nin 12.02.2013 tarih ve 2012/28045 E, 2013/3913 K. sayılı ilamı ile Dairemizin 20.02.2015 tarih ve 2014/3595 E., 2015/1053 K. sayılı ilamı da bu yöndedir)
Öte yandan, İİK"nın 78/4. maddesi, "Haciz talebi kanuni müddet içinde yapılmaz veya geri alındıktan sonra bu müddet içinde yenilenmezse dosya muameleden kaldırılır." hükmünü; İİK"nın 106/1. maddesi " Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren altı ay, taşınmaz ise hacizden itibaren bir yıl içinde satılmasını isteyebilir." hükmünü; İİK"nın 110/1. maddesi "Bir malın satılması kanuni müddet içinde istenmez veya icra müdürü tarafından verilecek karar gereği gerekli gider onbeş gün içinde depo edilmezse veya talep geri alınıp da kanuni müddet içinde yenilenmezse o mal üzerindeki haciz kalkar. Hacizli malın satılması yönündeki talep bir defa geri alınabilir." hükmünü içermektedir. Süresinde satış istenmemesi ile yalnız haciz kalkar, icra takibi düşmüş olmaz, icra takibi derdest kalmaya devam eder. Ödeme emrinin tebliğine gerek kalmadan, alacaklı yeniden haciz isteyebilir. (Bkz: Prof Dr. Baki Kuru, İcra ve Uflas Hukuku, El Kitabı, 2. Baskı, 2013, sh 607) İİK"nın 78/son madde hükmü gereğince yenileme ve yeniden harç yatırılması, takibin düşmesi hali için zorunludur. Dairemizin 16.06.2014 tarih ve 5083 E., 4621 K. sayılı ilamı bu yöndedir. Şikayet olunanın alacaklı olduğu dosyada süresinde haciz istenmiş olduğundan, icra müdürünün İİK"nın 78. maddesine göre takibin muameleden kaldırılması işlemi usul ve yasaya aykırı olup, şikayet olunanın bu memur işlemine karşı şikayet yoluna gitmemiş olmasının sonuca etkisi bulunmamaktadır. Salt dosyanın takipsiz bırakılması nedeniyle haczin düştüğü sonucuna varılamaz.
Diğer yandan, bir yıllık satış isteme süreci içinde taşınmaz başka bir dosyadan satılmış ise o tarihe kadar satış talebinde bulunmayanın, satış talebinde ya da o satıştan kendi
dosyası için yararlanma talebinde bulunmasına gerek kalmaksızın haczi ayaktadır. İİK"nın 107. madde hükmü koşulları bulunmadığından bahisle aksi sonuca varılamaz. Bu madde hükmü aynı derece içindeki alacaklılar ile ilgilidir. İlmi ve yargısal inançların bu yolda olduğu açıktır. (M.Oskay- C.Koçak İİK şerhi 7 cilt, Ank.sh. 3046; Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 04.12.2001 gün ve 8906 Esas 8078K; 04.12.2003 tarih ve 2003/555 E, 2003/12171 K; Dairemizin 07.12.2012 tarih ve 4414 E., 7244 K; 23.06.2014 tarih ve 5599 E; 4814 K. sayılı ilamları aynı yöndedir.)
Mahcuzun başka bir dosyadan satışının yapılması halinde; satış tarihinde satış isteme süresinin geçmemiş olması kaydıyla haczin düşmesinden söz edilemez. Alacaklının bir icra takibi dosyasından yapmış olduğu satış talebi, bir başka dosyadan konulmuş olan haczin düşmesini önlemez, meğer ki aynı derece içinde yer almış olsun (İİK. mad.107). Bu nedenle bir takip dosyasından satış istenilmesi nedeni ile, satış isteme sürelerinin bitimine doğru nasılsa başka bir takipten satılacak düşüncesine kapılmak, bu arada ikinci ihalede alıcının çıkmaması veya alacaklının satış talebini geri alması veya ödeme vs. nedenle satış talebinin düşmesi, haczin hükümsüz kalması ihtimali karşısında isabetli olmayacaktır. Satış isteme süresi, alacaklının satış istemesi ile veya satılmış olan malın yeniden ihalesi mümkün olmayacağından birbaşka alacaklının takip dosyasından mahcuzun satılmış olması ile kesilmiş olur. Sıra cetveline ilişkin uyuşmazlık icra veznesine giren paranın alacaklılar arasında geçerli hacizlerin öncelik sırasına göre paylaştırılmasına ilişkindir. Haciz tarihinden itibaren yasal satış isteme süresi geçirilmiş olmasına rağmen, yapılan istem üzerine her nasılsa hacizli mal satılmış ise, bu satış diğer alacaklılar yönünden düşen haczi geçerli hale getirmez. (Bkz. Dr. Adnan Deynekli, Avukat Sedat Kısa, Hacizde ve İflasta sıra cetveli, 2. Bası, Ankara, 2002, sh 116)
Bu durumda, 11.03.2014 tarihinde satılan 374 ada 2 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili şikayet olunanın 20.03.2008 tarihli haczi süresinde satış istenmediğinden düşmüş ise de, 26.03.2013 tarihli haczi ayaktadır. Zira, geçici 10. madde kapsamında, başlatılan takip işlemi, 26.03.2013 tarihli haciz işlemi olup, bu işlemin tarihi 6352 sayılı Yasa"nın 21. maddesinin yürürlüğe girdiği 05.01.2013 tarihinden sonra olduğundan, bu takip işlemi hakkında değişiklikten sonraki sürenin uygulanması ve haciz tarihinden itibaren satış isteme süresinin 1 yıl olduğunun kabul edilmesi gerekmektedir. 1 yıla inen satış isteme süresinin 26.03.2014 tarihinde dolmasından önce şikayetçinin süresindeki satış talebi üzerine yapılan 11.03.2014 tarihli satıştan sıra cetvelindeki tek şikayet olunanın yararlanacağı, şikayetçinin 03.07.2013 tarihli haczinin şikayetçi olunanın haczinden sonra olduğu, buna göre sıra cetvelinin bu taşınmaz yönünden doğru olduğu gerekçesiyle, 374 ada 2 parsel yönünden şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, şikayetin ihalenin iptaline yönelik olduğu kabul edilerek, İİK"nın 142/son maddesindeki sıra cetvelinde sıraya itiraz ilkeleri ile ilgisi olmayan bir kısım gerekçeye dayalı olarak, şikayetin reddi doğru olmamış ise de, bu taşınmaz yönünden karar sonucu itibariyle doğru olmuştur.
Bu açıklamalara ve dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, şikayetçinin 374 ada 2 parsel ile ilgili kurulan hükme yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Şikayetçinin 224 ada 10 parsel ile ilgili kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Yukarıda özetlendiği üzere, 224 ada 10 parsel ile ilgili şikayet olunanın 26.03.2013 tarihli haczinden itibaren İİK"nın 6352 sayılı Yasa"nın 21. maddesi ile değişik 106. maddesindeki 1 yıllık satış isteme süresi içinde satış talebinde bulunulmadığı, bu sürenin dolduğu 26.03.2014 tarihinden sonra şikayetçinin alacaklı olduğu dosyada 08.04.2014 tarihinde taşınmazın satıldığı anlaşıldığından, diğer anlatımla o satıştan yararlanma olanağı da kalmadığından bu taşınmaz üzerindeki şikayet olunanın haczi düşmüştür.
Bu durumda mahkemece, 224 ada 10 parsel yönünden şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeye dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin 374 ada 2 parsel ile ilgili kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, şikayetçi vekilinin 224 ada 10 parsel ilgili kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, şikayetçi yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi