Taraflar arasındaki “Kamulaştırmasız el atma nedeniyle tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 19.02.2004 gün ve 2001/351 E.-2004/48 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 13.12.2004 gün ve 2004/10269 E.-12269 K. sayılı ilamı ile;
(...Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, Kamulaştırma Yasasının 38. maddesinde belirtilen hak düşürücü süreden sonra dava açıldığından ve Anayasa Mahkemesinin kararlarının da geçmişe yürümeyeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Kamulaştırma Kanununun 38. maddesi Anayasa Mahkemesinin 10.04.2003 gün ve 2002/112 Esas, 2003/33 sayılı kararı ile iptal edildiğinden, işin esasına girilerek el atma varsa yer bedeline hükmedilmesi gerekirken gerekçede gösterilen nedenlerle davanın reddine karar verilmesi,
Doğru görülmemiştir…)
gerekçesiyle oyçokluğuyla bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; dava konusu taşınmaza davalı idarece 01.06.1981 tarihinde fiilen el atıldığı kabul edilerek “08.10.2001 dava tarihi ile fiilen el koyma tarihi arasında 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 38. maddesinde öngörülen 20 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği” gerekçesiyle “davanın reddine” dair verilen karar; Özel Daire’ce yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş, Yerel Mahkemece direnme kararı verilmiştir.
Yargılama sırasında, Anayasa Mahkemesinin 04.11.2003 tarihinde yürürlüğe giren 10.04.2003 gün ve E: 2002/112, K: 2003/33 sayılı kararı ile “2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu”nun 38. maddesinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline” karar verilmiştir.
Yerel Mahkemece direnme kararı verilmesinden sonra 30.06.2010 tarihinde yürürlüğe giren 18.06.2010 tarih ve 5999 sayılı “Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun”un 1. maddesi ile, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa Geçici 6. madde eklenmiştir.
18.06.2010 tarih ve 5999 sayılı “Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. maddenin 1. fıkrasında, “Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen 09.10.1956 tarihi ile 04.11.1983 tarihi arasında fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, malik tarafından ilgili idareden tazminat talebinde bulunulması halinde, öncelikle uzlaşma yoluna gidilmesi esastır” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı maddenin 9. fıkrasında ise, “Vuku bulduğu tarih itibarı ile bu maddenin kapsamında olan kamulaştırmasız el koymadan dolayı bu maddenin yürürlüğe girmesinden önce tazmin talebiyle dava açmış olanlar; bu madde hükümlerine göre uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini bu maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilirler. Uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar dava bekletilir; uzlaşılamaması halinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edilir” hükmü öngörülmüştür.
O halde; Yerel Mahkemece, 04.11.1983 tarihinden önce taşınmazlarına kamulaştırmasız el konulanların hak ve durumlarını düzenleyen 18.06.2010 tarih ve 5999 sayılı “Kamulaştırma Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununa eklenen Geçici 6. madde hükümleri uyarınca işlem yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Direnme kararı, bu değişik gerekçeyle bozulmalıdır.
S O N U Ç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçeyle HUMK nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 27.10.2010 gününde oybirliği ile karar verildi.