14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/17107 Karar No: 2017/8044 Karar Tarihi: 02.11.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17107 Esas 2017/8044 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/17107 E. , 2017/8044 K.
"İçtihat Metni"
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 22.10.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 18.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Davacı vekili; paydaşı olduğu 155 ada 8 parsel sayılı taşınmazda dava dışı davalılara pay satmalarından dolayı önalım hakkına dayanarak davalılar adına kayıtlı payların iptali ile müvekkili adına tescilini istemiştir. Davalılar, fiili taksim iddiasında bulunarak davanın reddini talep etmişlerdir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir. Önalım davasının davalısı önalım hakkına ilişkin taşınmazdaki payı satın almadan önce o taşınmazda paydaş ise bu paydaş hakkında önalım hakkı kullanılamaz. Zira TMK"nun 732. maddesiyle bir paydaşın payının üçüncü şahsa satması halinde önalım hakkının varlığı kabul edilmiştir. Paydaş üçüncü kişi sayılamayacağından paydaşın paydaş aleyhine önalım hakkını kullanması söz konusu olamaz. Dava hakkına ilişkin bu hususun davanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Somut olayda; davacı vekili; paydaşı olduğu 155 ada 8 parsel sayılı taşınmazda dava dışı davalılara paylarını satmalarından dolayı önalım hakkına dayanarak davalılar adına kayıtlı payların iptali ile müvekkili adına tescilini talep etmiş; mahkemece "davalıların paydaş ortakları olduğu ve üçüncü şahıs olarak değerlendirilmelerinin mümkün olmadığı, yasada belirtilen önalım şartlarının oluşmadığı" şeklindeki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de, payı satın alan davalılar gerçek kişiler olup taşınmazdaki satın alınan paylar şirket adına değil davalıların kendi adlarına satın alıp adlarına tescil edilmiştir. bir tüzel kişiliğe sahip taşınmazda ayrı bir paydaştır. Bu nedenle davanın reddine karar verilmesi isabetli değildir. Mahkemece, usulüne uygun olarak deliller toplanıp işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş; bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.