11. Ceza Dairesi Esas No: 2016/12185 Karar No: 2017/4548 Karar Tarihi: 14.06.2017
Vergi usul kanununa muhalefet - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2016/12185 Esas 2017/4548 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, 2005-2010 yılları arasında sahte fatura düzenleme suçuyla suçlanmaktadır. Mahkeme, faturaların Vergi Usul Kanunu'na uygunluğunu belirlemek için orijinal veya onaylı örneklerden sayısal olarak yeterince inceleme yapılması ve sahte fatura düzenlemesine sanığın katılıp katılmadığının araştırılması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca, mahkeme sanığın avukatı tarafından temsil edilmesine rağmen vekalet ücreti hükmolunmadığını, zincirleme suç nedeniyle eksik ceza tayini yapıldığını ve hapis cezasına mahkumiyetten dolayı kanuni sonuçların uygulanmadığını belirtmiştir. Kanun maddeleri: 213 sayılı Vergi Usul Kanunu (227. ve 230. maddeler), Türk Ceza Kanunu'nun 43/1. maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 53. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2016/12185 E. , 2017/4548 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet HÜKÜM : Mahkumiyet
Katılan vekilinin temyizinin, vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine ilişkin olduğu ve bu nedenle temyizinin vekalet ücretiyle sınırlı olarak yapılan incelemesinde; I-)Sanığın 2005, 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenlendiğinin iddia ve kabul olunduğu somut olayda; sahte fatura düzenleme suçunda suçun maddi konusunun fatura olması ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde tespiti bakımından; sahte düzenlendiği iddia olunan 2005, 2006, 2007, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarına ait faturaların aslı veya onaylı örneklerinden her yıl için kanaat oluşturacak sayıda gerekirse kullanan şirketlerden de araştırılıp dosya içerisine alınarak unsurlarının tamam olup olmadığına yönelik inceleme yapılması, ayrıca sanık yapmış olduğu savunmasında 2004 yılında .. ve ..e’nin yanında işçi olarak çalıştığını, sigorta işlemlerini yapmaları nedeniyle kendilerine vekalet verdiğini ve birtakım evrakları imzaladığını, kendisinin sahte fatura düzenlemediğini savunması karşısında; sahte fatura düzenleme eylemine sanığın iştirak edip etmediğinin belirlenmesi için bildirmiş olduğu ... ve Sadettin İnce araştırılarak bulunması halinde tanık olarak beyanlarına başvurulması, adlarına sahte fatura düzenlenen kişiler tespit edilip tanık sıfatıyla dinlenerek faturaları hangi şahıstan aldıkları ve ticari ilişkiyi kiminle gerçekleştirdikleri hususunda bilgilerinin sorulması ve gerekli görüldüğü takdirde faturalardaki el yazısı ve imzaların sanığa ait olup olmadığına yönelik bilirkişi incelemesi yaptırılması ve toplanan deliller bir bütün halinde değerlendirilerek sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden eksik soruşturma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, II-) Kabule göre de; 1-)Sanığın mahkumiyetine karar verildiği halde kendini vekil ile temsil ettiren katılan kurum lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca maktu vekalet ücretine hükmolunmaması, 2-)Aynı takvim yılında birden fazla fatura düzenleme eyleminin zincirleme suç teşkil ettiği halde sanık hakkında TCK’nın 43/1. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayini, 3-) Kasten işlenmiş suçlardan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olan ve kazanılmış hakka konu edilemeyen 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin sanık hakkında uygulanmamış olması, Yasaya aykırı, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç ceza itibariyle kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 14.06.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.