Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2014/305
Karar No: 2016/471

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2014/305 Esas 2016/471 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, sanığın 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'na muhalefet suçundan üç kez 18 ay 22 gün hapis cezasına çarptırılmasına ve hak yoksunluğuna karar verildiğini belirtiyor. Sanık, ceza kararına yönelik temyiz istemini yerel mahkemeye sunmuş, fakat bu istek süresinde yapılmadığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Sanık daha sonra ek karara yönelik tekrar temyiz istemi sunmuştur. Ancak temyiz dilekçesi Kanunun 317. maddesi uyarınca reddedilmiştir. Yargıtay C.Başsavcılığı ise temyiz dilekçesinin usule uygun bir şekilde tebliğ edilip edilmediği konusunda itiraz etmiş ve dosya Ceza Genel Kurulu'na gönderilmiştir. Ceza Genel Kurulu da dosya hakkında inceleme yaparak sanığın temyiz isteminin reddine karar verilmesinin usulsüz olduğuna hükmetmiştir. Kanun maddeleri olarak 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 359/b-1, TCK’nun 43, 62 ve 53. maddeleri, 1412 sayılı CMUK'nun 317. maddesi ve 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi kararda geçmektedir.
Ceza Genel Kurulu         2014/305 E.  ,  2016/471 K.

    "İçtihat Metni"



    Kararı veren
    Yargıtay Dairesi : 11. Ceza Dairesi

    213 sayılı Vergi Usul Kanununa muhalefet suçundan sanık ..."un, aynı Kanunun 359/b-1, TCK’nun 43, 62 ve 53. maddeleri uyarınca ayrı ayrı üç kez 18 ay 22 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluğuna ilişkin, İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 06.03.2012 gün ve 261-105 sayılı hükmün, sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, yerel mahkemece 11.01.2013 gün ve 261-105 sayı ile, süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle temyiz isteminin reddine karar verilmiştir.
    Bu kararının da sanık tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 11. Ceza Dairesince 30.04.2013 gün ve 8372-6938 sayı ile;
    "Sanığın yokluğunda verilip 22.01.2013 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilen 11.01.2013 günlü "temyizin reddine dair" ek kararı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nun 315/2. maddesinde öngörülen yasal süre geçtikten sonra 30.01.2013 tarihinde temyiz ettiği anlaşıldığından, sanığın vaki temyiz isteminin aynı Yasanın 317. maddesi uyarınca reddine" karar verilmiştir.
    Yargıtay C.Başsavcılığı ise 02.04.2014 gün ve 102599 sayı ile;
    "Sanığın yokluğunda verilen gerekçeli karar, sorguda bildirdiği "336 sokak No:16 K:2 D:4 Karataş Konak" adresine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, 11.01.2011 tarih ve 6099 sayılı Kanunla değişik Tebligat Kanununun 35/2. maddesine göre, adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi araştırılmadan ve bu yere tebligat yapılmadan yapılan tebliğ işlemi usule uygun olmadığından (tebligat parçası üzerinde mernis yazılmış ise de mernis adresi olmadığı anlaşıldığından) mahkemece temyiz talebinin reddine ilişkin ek kararın kaldırılması gerektiği" düşüncesi ile itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    5271 sayılı CMK"nun 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 11. Ceza Dairesince 22.04.2014 gün ve 9454-7822 sayı ile, itiraz nedenlerinin yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararın, sanığa usulüne uygun şekilde tebliğ edilip edilmediği, buna bağlı olarak da sanığın ret kararına yönelik temyiz isteminin süresinde olup olmadığının belirlenmesine ilişkindir.
    İncelenen dosya kapsamından;
    Yokluğunda verilen İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 06.03.2012 gün ve 261-105 sayılı hükmünün sanığa 26.03.2012 tarihinde tebliğ edildiği,
    Sanığın bu hükme yönelik 31.12.2012 tarihli temyiz isteminin, yerel mahkemece 11.01.2013 gün ve 261-105 sayı ile süre yönünden reddine karar verildiği,
    Temyiz isteminin reddine yönelik ek kararın, ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan sanığa 22.01.2013 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, ancak dosya içindeki tebliğ evrakında sadece "İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 11.01.2013 gün ve 2011/261 Dosya no, 2012/105 Karar no sayılı ek kararını almak suretiyle tebellüğ ettim/ettik 22.01.2013" ibaresinin yer aldığı,
    Sanığın, temyiz isteminin reddine ilişkin ek kararı 30.01.2013 tarihinde temyiz ettiği,
    Anlaşılmaktadır.
    1412 sayılı CMUK"nun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca karar tarihi itibarıyla uygulanması gereken “Temyiz talebinin kabule şayan olmamasından dolayı hükmü veren mahkemece reddi” başlıklı 315. maddesinde;
    “Temyiz isteği kanuni sürenin geçmesinden sonra yapılmış veya temyiz edilemeyecek bir hüküm temyiz edilmişse veya temyiz edenin buna hakkı yoksa, hükmü temyiz olunan mahkeme bir karar ile temyiz dilekçesini reddeder.
    Temyiz eden taraf ret kararının kendisine tebliğinden itibaren bir hafta içinde Temyiz Mahkemesinden bu hususta bir karar verilmesini taleb edebilir. Bu takdirde dosya Temyiz Mahkemesine gönderilir. Şu kadar ki, bu sebepten dolayı hükmün infazı tehir olunmaz” hükmüne yer verilmiştir. Bu düzenleme uyarınca, mahkemece verilen temyiz isteminin reddi kararına ilişkin bir haftalık başvuru süresi, ret kararının temyiz eden tarafa tebliğinden itibaren başlayacaktır.
    Uyuşmazlığın sağlıklı bir şekilde çözümlenmesi için hâkim veya mahkeme kararlarının, serbest olmayan kişilere veya tutuklulara tebliği usulünün incelenmesi gerekmektedir.
    5271 sayılı CMK"nun “Kararların açıklanması ve tebliği” başlıklı 35. maddesinde;
    "(1) İlgili tarafın yüzüne karşı verilen karar kendisine açıklanır ve isterse kararın bir örneği de verilir.
    (2) Koruma tedbirlerine ilişkin olanlar hariç, aleyhine kanun yoluna başvurulabilecek hâkim veya mahkeme kararları, ... hazır bulunamayan ilgilisine tebliğ olunur.
    (3) İlgili taraf serbest olmayan bir kişi veya tutuklu ise tebliğ edilen karar, kendisine okunup anlatılır." hükmüne yer verilmiştir.
    Belirtilen düzenleme uyarınca, yoklukta verilen hâkim veya mahkeme kararlarının, ceza infaz kurumunda tutuklu veya hükümlü olarak bulunan kişiye bizzat tebliği yeterli olmayıp, kararın ayrıca kendisine okunup anlatılması da zorunludur. Bu durumda, tebliğe ilişkin belgede, kararın okunup anlatıldığına dair bir ibare bulunmaması halinde, yapılan tebliğ işlemi usulsüz sayılacaktır.
    Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Mahkemece verilen 11.01.2013 tarihli temyiz isteminin reddine ilişkin kararın, ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan sanığa “İzmir 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11.01.2013 gün ve 2011/261 Dosya no, 2012/105 Karar no sayılı ek kararını almak suretiyle tebellüğ ettim” ibarelerini taşıyan belge ile tebliğ edilmesi, tebliğe ilişkin bu belgede kararın sanığa okunup anlatıldığına dair bir ibarenin bulunmaması, bu durumda yapılan tebliğ işleminin usulsüz olması karşında, sanığın temyiz isteminin reddine ilişkin karara yönelik öğrenme üzerine verdiği 30.01.2013 tarihli dilekçesinin süresinde olduğunun kabulü gerekmektedir.
    Bu itibarla, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle kabulüne, Özel Dairenin temyiz isteminin reddine ilişkin kararının kaldırılmasına, dosyanın temyiz incelemesi yapılabilmesi için Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1- Yargıtay C. Başsavcılığı itirazının değişik gerekçeyle KABULÜNE,
    2- Yargıtay 11. Ceza Dairesinin 30.04.2013 gün ve 8372-6938 sayılı temyiz isteminin reddine ilişkin kararının KALDIRILMASINA,
    3- Dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 11. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.12.2016 günü yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi