11. Ceza Dairesi 2016/519 E. , 2017/4539 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak:
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, mahkumiyet kararı olmadığı gibi, davayı esastan sonuçlandıran bir hüküm de değildir. Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 gün ve 346-25 sayılı kararında belirtildiği gibi, bu karar “koşullu bir düşme kararı” niteliğinde olup, CMK.nın 231. maddesinin 10 ve 11. fıkraları uyarınca, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, kamu davası aynı Yasanın 223. maddesi uyarınca düşürülecek, aksi halde ise açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanacaktır. CMK.nın 325. maddesindeki hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde vekalet ücretini de kapsayan yargılama giderlerinin sanığa yükleneceğine ilişkin kural, istisnai bir düzenlemedir. Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilirken, yasa gereği vekalet ücretine hükmedilmiş ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi değiştikten sonra hükmün açıklanması gerekmişse, bu tarihte yürürlükte bulunan tarifedeki miktardan, ilk kararla verilen miktar mahsup edildikten sonra aradaki farka hükmedilecektir. Aksi halde sanığa, bir davada iki kez vekalet ücreti yüklenmiş olunacaktır.
Somut olayda; hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildikten sonra, deneme süresi içinde yeniden suç işleyen sanık hakkında 29.04.2014 tarihinde açıklanan hükümde, kendisini vekil ile temsil ettiren katılan lehine karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 1.500,00 TL vekalet ücretinin sanıktan alınmasına karar verilirken, 08.10.2010 tarihli hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararda hükmolunan 1.000,00 TL vekalet ücretinin mahsup edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı; sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden duruşma yapılmasını gerektirmeyen bu hususun 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan hüküm fıkrasının 6. bendinden “1.500,00 TL vekalet ücretinin” ibaresi çıkartılıp yerine “1.500,00 TL maktu vekalet ücretinden ilk kararda hükmedilen 1000,00 TL vekalet ücreti mahsup edilerek, 500,00 TL vekalet ücretinin” yazılmak suretiyle, eleştiri dışındaki sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, Başkan vekili ... ve Üye ..."ın karşı oyları ve oyçukluğu ile 14.06.2017 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY GEREKÇESİ
CMK"nın 324. maddesinin 2. fıkrasında, hüküm ve kararda yargılama giderinin kimlere yükletileceğinin gösterilmesi gerektiği; 325. maddesinin 1. fıkrasında cezaya veya güvenlik tedbirine mahkûm edilmesi halinde, bütün yargılama giderlerinin sanığa yükleneceği; aynı maddenin 2. fıkrasında ise hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve cezanın ertelenmesi hallerinde de birinci fıkra hükmünün uygulanacağı öngörülmüştür.
26/05/1935 tarihli ve 111-7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu kararı ile 01/10/2013 tarihli ve 1304-397 sayılı Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere, yargılama gideri hükmün tamamlayıcı bir parçası olup kanun yolu açısından asıl hükmün bağlı olduğu kurallara tabidir. Asıl hüküm temyize tabi ise avukatlık ücreti de temyiz yolu ile incelenir.
Hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, öncelikle bir mahkûmiyet hükmü kurulur ve sonra bu hükmün açıklanması geri bırakılır. Bu nedenle sanığa yüklencek yargılama gideri ve bu kapsamdaki avukatlık ücretinin de hükümde gösterilmesi gerekir.
CMK"nın 231. maddesinin 11. fıkrasına göre, sanığın denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde mahkeme hükmü açıklar. Bu durumda yeni bir hüküm kurulmaz ve önceki hükmün açıklanması ile yetinilir. Ancak uygulamada infazda tereddüt olacağı endişesiyle önceki hükmün gerekçesiyle birlikte tekrar kurulması gerektiği kabul edilmektedir. Böyle de olsa geçerli ve tek hüküm açıklanan hükümdür. Açıklanması geri bırakılan hüküm açıklanarak aynı hükmün tekrarı niteliğinde hüküm kurulduğunda da, ilk hükümdeki avukatlık ücreti miktarının değiştirilmesi mümkün değildir. Önceki hüküm ortadan kaldırılarak yeni bir hüküm kurulmadığı için ayrıca veya ek olarak avukatlık ücretine hükmolunamaz.
Somut olayda, mühür bozma suçundan sanık hakkında yapılan yargılama sonucu 08.10.2010 tarihinde sanığın TCK"nın 203. maddesinin 1. fıkrası ve 52. maddesi uyarınca 3600 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına, 1000 TL avukatlık ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine hükmolunmuş, CMK"nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir. Sanığın denetimli serbestlik süresi içinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle 29.04.2014 tarihinde hükmün açıklanması niteliğinde aynı hüküm tekrar kurulmuş, ayrıca 1500 TL avukatlık ücretinin sanıktan alınarak katılana verilmesine hükmolunmuştur.
Yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler uyarınca; sanığa açıklanan hükümdeki 1000 TL avukatlık ücreti dışında ayrıca ve ek olarak avukatlık ücreti yüklenemeyeceğinden, hüküm fıkrasındaki avukatlık ücretine ilişkin "1.500,00 TL" ibaresinin "1.000 TL" olarak değiştirilmesi suretiyle hükmün düzeltilerek onanması gerektiği düşüncesinde olduğumdan, çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum. 14.06.2016
MUHALEFET ŞERHİDİR
Dairemizin 14/06/2017 tarih, 2016/519 Es, 2017/4539 Kr sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebepten muhalifim.
Sanığın 5237 sayılı TCK’nun 203/1, 52/4. maddeleriyle 3600 TL Adli Para Cezası ile cezalandırılmasına dair Hükmün Açıklanması suretiyle kurulan Tokat 1.Asliye Ceza Mahkemesinin 29/04/2014 tarih 2014/101 Es 2014/226 Kr sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı mahkemece 08/10/2010 tarih 2010/430 Es- 2010/521 Kr sayıyla verilen hükmün CMK’nun 231/6 ve devam maddeleri uyarınca açıklanması geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında Tokat 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/01/2014 tarih 2013/447 Es 2014/80 Kr sayı ile 5237 sayılı TCK’nın 86/2, 3-a, 62/1, 52/2. maddeleri uyarınca doğrudan 3000 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Kesin olarak verilen kararların olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesini güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeblerle anılan mahkeme kararının bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun görüşüne muhalifim. 14.06.2017
...
Muhalif Üye