16. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/11692 Karar No: 2017/2027 Karar Tarihi: 30.03.2017
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2016/11692 Esas 2017/2027 Karar Sayılı İlamı
16. Hukuk Dairesi 2016/11692 E. , 2017/2027 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "mahkemece ... ... mirasçılarının taşınmaz üzerindeki tasarruf paylarının beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş ise de kararda yazılı pay ve payda oranlarının birbirini tutmadığı, kararın bu haliyle infazının mümkün olmadığı" belirtilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, çekişmeli 96 ada ... parsel sayılı taşınmazın tasarrufçularından ... ...’nin kadastro tespitinden evvel 1993 tarihinde ölmüş olması sebebiyle tasarrufçu şerhinin iptaline; taşınmazın .../40 hissesinin ..., .../40 hissesinin ..., .../40 hissesinin ... ve .../40 hissesinin ..."nin tasarrufunda olduğunun tespitine, fazlaya dair taleplerinin reddine, yerin Hazine adına olan mülkiyetinin aynen muhafazasına, karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili ve davalı Hazine vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir. ...- Davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; kendisine usulünce tebliğ edilen önceki hükmü temyiz etmemiş olması ve son hükümle aleyhine yeni bir hukuki durum da yaratılmamış olmasına göre, davalı Hazine"nin hükmü temyizde hukuki yararı bulunmadığından temyiz inceleme isteğinin REDDİNE, ...- Davalılar vekilinin temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece tespit malikleri olan ... ve ... mirasçılarından ... ... ve ..."nin miras paylarının davacı ..."ye devredildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece yapılan keşifte davacı ve davalı tanıkları dinlenilmişse de mahalli bilirkişi dinlenmemiştir. Davacının dayanak yaptığı 01.01.2000 tarihli senette, satıcının zilyetliği devrettiği ifadesi yer almış ve davacı tanığı da senet tarihinden sonra taşınmazın davacı tarafından kullanıldığını beyan etmiş ise de, keşifte dinlenen davalı tanıkları ile senet tanığı ... ... ise zilyetliğin davalılarda olduğunu beyan etmişler; mahkemece, davacı ve davalı tanıklarının beyanları arasındaki çelişkiler giderilmemiştir. Doğru sonuca ulaşılabilmesi için, çekişmeli taşınmazı iyi bilen elverdiğince yaşlı, yansız mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları ile mahallinde yeniden keşif yapılarak her ne kadar devir senedinde “zilyetliği devrettim” deniyor ise de fiili kullanım durumu dikkate alınması gerektiğinden, çekişmeli taşınmazın senet tarihinden sonra kimin zilyetliğinde olduğu, taşınmazın tespit tarihinde ve öncesinde kimin fiili kullanımında bulunduğu detaylı olarak sorulup saptanmalı, mahalli bilirkişi ve taraf tanıkları beyanları arasında çelişki bulunduğu takdirde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeli, ondan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece belirtilen hususlar yerine getirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olduğundan davalılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalılara iadesine, 30.03.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.