
Esas No: 2014/11038
Karar No: 2015/7102
Karar Tarihi: 06.11.2015
Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2014/11038 Esas 2015/7102 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Davacı tarafından açılan iflasın ertelenmesi davası sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 19.09.2014 gün ve 1311 Esas, 5761 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacı vekili, müvekkilinin vana çeşitleri ürettiğini, alacaklarının geç ödenmesi ve girişilen yatırımlar nedeniyle nakit akışının bozulduğunu, tahsilatların hızlandırılması, sermayenin arttırılması, mevcut ve muhtemel siparişlerin üretilmesi suretiyle borca batıklıktan kurtulmanın mümkün olduğunu ileri sürerek, iflasın bir yıl süreyle ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahiller, davanın reddini istemişlerdir.
Mahkemece, Dairemizin 28.11.2012 tarih ve 4440 E., 7032 K. sayılı ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, davacının verilen kesin sürelere rağmen gerek bilirkişi incelemesi için istenen masrafı ve gerekse kayyım ücretlerini yatırmadığı, kayyım ücretini dahi karşılayamayan bir şirketin mali durumunu iyileştirme ümidinin kalmadığı, davacı şirketin borca batıklık şartını yerine getirdiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle, erteleme kararının ve tedbirlerin kaldırılmasına, davacı şirketin iflasına dair verilen karar, davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 19.09.2014 tarih ve 1311 E., 5761 K. sayılı ilamıyla onanmıştır.
Davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, iflasın ertelenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı şirketin iflasının 1 yıl süre ile ertelenmesine ilişkin karar, müdahil .... vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 28.11.2012 tarih ve 4440 E., 7032 K. sayılı ilamıyla, davacı şirketin borca batıklık durumunun tereddüde yer bırakmayacak biçimde belirlenmesi, projenin ciddi ve inandırıcı olup olmadığı ve süreç içindeki uygulamaların projede gösterilen iyileştirme unsurlarına uygun bulunup bulunmadığı hususlarında, uzman bilirkişi heyeti vasıtasıyla, somut verilere dayalı, teknik, denetime elverişli ve detaylı bir inceleme yaptırılarak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
Mahkemece, Dairemiz bozma ilamına uyulduktan sonra davacı tarafa bilirkişi ücreti ve kayyım masrafını yatırmak üzere kesin süre verildiği, kesin süreye rağmen masrafların karşılanmadığı, davacı şirketin borca batık durumda olduğu kanaatine varıldığı gerekçesiyle, erteleme kararının ve tedbirlerin kaldırılmasına ve davacı şirketin iflasına karar verilmiştir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 324 (6102 sayılı TTK"nın 376/3) ve İİK"nın 179. maddesi uyarınca borca batık hale gelen şirket bunu mahkemeye bildirmek ve iflasını istemek zorundadır. Erteleme talebi, anılan 324. madde hükmüne göre, borca batıklık bildirimi anlamındadır. Borca batıklık, mahkemece re"sen saptanmalıdır.
Bu tespitin yapılmasında, davacının sunduğu delillere ek olarak, mahkemece gerekli görülen diğer delillerin toplanması, bu kapsamda ilgisi görülen kamu kurumlarından alınacak bilgiler, yapılacak keşif ve mahkemece atanacak bilirkişilerce düzenlenecek raporlar da değerlendirilmelidir.
Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır.
Dava teorisindeki genel ilkenin bir istisnası olarak, borca batıklık sadece dava tarihi itibariyle değil, yargılama safhasındaki olumlu veya olumsuz gelişmeler de dikkate alınarak belirlenmelidir.
Açıklanan durum karşısında davacı şirketin mevcut kayıtları; mahkemece ulaşılabilecek tapu, trafik, sanayi ve ticaret odaları, ticaret sicil kayıtları gibi hakkında bilgi alınabilecek belgeler, varlık kalemlerinin rayiç değerlerine ilişkin uzman (teknik) bilirkişi görüşleri ve somut olay bakımından özellik arz edebilecek diğer verilerin toplanmasından sonra, konusunda uzman bir bilirkişi heyetinden alınacak teknik, detaylı ve denetime elverişli rapor sonucuna göre borca batıklığın yukarıda gösterilen ilkeler çerçevesinde tespiti ile varılacak uygun sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. İflasın ertelenmesine ya da bunun koşullarının oluşmaması halinde iflasa karar verilebilmesi için, borca batıklık olgusunun öncelikle gerçekleşmiş olması gerekmektedir.
Davacı şirketin borca batık olduğunun doğru olarak tespiti halinde; iyileştirme projesinin, bütüncül bir değerlendirmeyle, 6102 sayılı TTK"nın 377. maddesi kapsamında nakit sermaye konulması dâhil nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri içerip içermediği, İİK"nın 179. maddesi anlamında ciddî ve inandırıcı olup olmadığı ve HMK"nın 29. maddesinde açıklanan dürüstlük kuralına uygun davranma yükümlülüğüne ve gerçeğe uygun bir biçimde hazırlanıp, hazırlanmadığı, eş deyişle, iyileştirme projesinde yapılacak olanların tek tek maliyetinin, hangi ekonomik kaynaktan sağlanacağı, her bir proje kaleminin zaman olarak en geç hangi tarihte yapılacağı, yapılacak olanların ayrı ayrı borca batıklık üzerindeki zaman ve oran olarak etkisinin somutlaştırılması ve böylece iyileştirme projesinin neden ciddi ve inandırıcı olduğunun ayrıntılı ve zaman içinde sayısal olarak, denetlenmeye elverişli nitelikte olması gerekmekte olup, bu özellikte olmayan iyileştirme raporlarına ve bunlara dayalı düzenlenen bilirkişi ve kayyım raporlarına göre ne iflasın ertelenmesine karar verilebilir ne de iflas erteleme talep eden şirket alacaklıları aleyhine sonuç doğuracak şekilde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Mahkemece, bu niteliği haiz olmayan iyileştirme projeleri sunulduğunda iflasın ertelenmesini isteyen şirkete uygun bir süre verilerek, açıklanan
özellikteki projenin sunulmasının ve soyut içerikli projenin somutlaştırılmasının sağlaması ve verilen sürede iyileştirme projesini sunmayan şirketin iyiniyetli olmadığı kabul edilerek, sadece borca batıklığı tespit ettirilerek, sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan özellikteki iyileştirme projelerinin sunulması halinde alınacak bilirkişi ve kayyım raporlarından sonra talep halinde ve gerektiğinde, hüküm tarihine kadar sadece gerekli tedbirlere karar verilmeli ve tarihlerine uygun şekilde proje kalemleri yerine getirilmediği takdirde tedbirler kaldırılarak, iflasın ertelenmesi ve ihtiyati tedbir müesseselerinin kötüye kullanılmasının önüne geçilmelidir.
İyileştirme projesi, sadece şirketin mevcut işleyişinin devamı ve tedbir kararlarıyla borca batıklıktan kurtulabileceğine ilişkin olması nedeniyle 6102 sayılı TTK"nın 377. maddesindeki nakit sermaye konulması, dış kaynaktan nakit girişi, sermaye artışı, yeni ortak alınması, şirketin mevcut işleyişi sonucu şayet mümkün ise kâr ve nakit akışı gibi nesnel ve gerçek kaynakları ve önlemleri içermesi, İİK"nın 179. maddesinde aranan ciddî ve inandırıcı özellikleri haiz olması gerekir.
Mahkemece önce, şirket varlıklarının rayiç değerlerinin ve bu kapsamda borca batıklığın tespiti, bu şartın yerine geldiğinin anlaşılması halinde de iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olup olmadığının, somut verilere dayalı olarak, bilimsel şekilde değerlendirilmesi gerektiğinden, alanında uzman yeni bir bilirkişi heyetinden bilirkişi ve kayyım raporlarını, şirketin mali durumunu ve iyileştirme projesini açık ve somut dayanaklarla değerlendiren; açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli bir rapor alınması, raporun sadece sonuç bölümüne değil, bütün kapsamına bakılması suretiyle bir karar verilmesi gerekir.
İflas erteleme davalarında, erteleme isteyen davacı şirketin mali durumunun mahkemece, yargılama sonuna kadar incelenmesi ve iyileştirme projesinin uygulanabilir olup olmadığının denetlenmesi gerekir. Diğer yandan, kayyımın görevlerinden biri de erteleme sürecinde şirketin mali durumundaki değişiklikler ve şirket yetkililerinin iyileştirme projesine riayeti konusunda mahkemeye bilgi vermektir. Kayyım raporlarında şirketin denetlendiği her döneme ilişkin aktif ve pasif durumunun ayrıntılı olarak açıklanması ve verilen ihtiyati tedbirlerle birlikte davacı şirketin mali durumunda düzelme olup olmadığı, iyileştirme projesinin uygulanıp uygulanmadığı ve borca batıklıktan kurtulma yolunda somut adımlar atılıp atılmadığı hususlarının ayrıntılı ve denetime elverişli olarak açıklanması gerekir. Mahkemece, kayyım raporlarının yukarıda açıklanan hususlar doğrultusunda hazırlanıp hazırlanmadığı denetlenmeli, bu hususları içermeyen eksik ve yetersiz denetim ile hazırlanan raporlara itibar edilmemelidir. İşte tüm bu açıklamalar karşısında, iflasın ertelemesi ya da iflas kamu düzenine ilişkin sonuçlar meydana getirmektedir.
İflas avansının yatırılmaması durumunda ise HMK"nın 325. maddesi uyarınca işlem yapılarak, gerekli masrafların bu şekilde karşılanması gerekmektedir.
Somut olayda, her ne kadar, davacı yan bozma kararında belirtilen inceleme ve araştırma için gerekli olan bilirkişi ücreti ile kayyım ücretini verilen kesin süreye rağmen yatırmamış ise de, anılan hükümlerin kamu düzenini ilgilendirmesi karşısında, iflas kararı verilebilmesinin koşulu olan borca batıklığın tespiti bakımından da raporu gerekli olan bilirkişinin ücreti ve borca batıklığın devam edip etmediğinin tespiti bakımından da raporu gerekli olan kayyımın ücreti yönünden HMK"nın 325. maddesi uyarınca işlem yapılması
gerekir. (Yargıtay 19. Hukuk Dairesi"nin 15.05.2007 tarih ve 915 E., 4901 K; 15.10.2009 tarih ve 6893 E., 9398 K; 24.11.2010 tarih ve 11272 E., 13264 K. sayılı ilamları ile Dairemizin 15.09.2011 tarih ve 645 E., 343 K., 22.05.2014 tarih ve 2013/9348 E., 2014/3983 K., 01.07.2015 tarih ve 4958 E., 5085 K. sayılı ilamları bu yöndedir.)
Bu durumda mahkemece, davacı tarafça yatırılmayan bilirkişi ve kayyım ücreti yönünden, iflasın kamu düzenine ilişkin olduğu gözetilerek, HMK"nın 325. maddesi uyarınca işlem yapılıp, gerekli masrafların bu şekilde karşılanması ve bozma ilamı doğrultusunda, oluşturulacak bilirkişi heyeti vasıtasıyla inceleme ve araştırma yapılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, iflas için gerekli olan borca batıklık koşulunun gerçekleştiği kanaatine varıldığı gerekçesiyle iflasa karar verilmesi doğru olmamıştır.
Dairemizce, yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla, davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile onama kararı kaldırılarak, kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Dairemizin 19.09.2014 tarih ve 1311 E., 5761 K. sayılı onama ilamı kaldırılarak, yerel mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, evvelce alınan onama harcı ile karar düzeltme harcının istek halinde iadesine, 06.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.