Esas No: 2021/303
Karar No: 2022/582
Karar Tarihi: 19.10.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/303 Esas 2022/582 Karar Sayılı İlamı
T.C. KONYA . ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
-{YÜCE TÜRK MİLLETİ ADINA KARAR}-
T.C.
KONYA
. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO :
KARAR NO :
BAŞKAN : ... ...
ÜYE : ... ...
ÜYE : ... ...
KATİP : ... ...
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR : 1-
VEKİLİ :
2-
VEKİLİ :
DAVA : Tazminat (Kooperatif Yönetim Ve Denetim Kurulu Üyelerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :
KARAR TARİHİ :
{}Davacı taraf vekilinin davalı taraf aleyhine açtığı işbu dava mahkememizin ... Esas sırasına kaydedilmekle, mahkememizce yapılan aleni/açık yargılama sonunda;
-{HEYETİMİZCE GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:}-
Davacı vekili dava dilekçesi ile özetle; müvekkilinin ... Konut Yapı Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanlığına sunduğu dilekçe ile kooperatif üyesi ...' ya kura sonucu isabet eden daireyi devralmak istediğini beyan ettiğini, ...' nun ise kendisine isabet eden daireyi müvekkiline devretmek istediğini dilekçe ile yönetim kurulu başkanlığına bildirdiğini, kooperatif yönetim kurulunun 21/10/2014 tarihli kararı ile devrin kabulüne ...' nun kooperatif üyeliğinden çıkarılmasına ve müvekkili ...' in kooperatife ortak alınmasına karar verildiğini, dairenin devir bedeli olan 144.500,00 TL nin müvekkili tarafından kooperatife ödendiğini, müvekkili ile kooperatifin peşin ödemeli üyelik şeklinde anlaştıklarını, anlaşma gereğince kooperatifin müvekkilinden hiç bir ücret ve ödeme talep etmeyeceğini, müvekkilinin anlaşma gereği edimini yerine getirdiğini ve bu nedenle irtifak tapusunu devraldığını, müvekkilinden 3 yıl boyunca her hangi bir kooperatif üyelik aidatı talebinde bulunulmadığını, 3 yıl sonunda kooperatif aidatlarının ödenmemesi sebebiyle müvekkili aleyhine 36.000,00 TL tutarında Konya . İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilinin takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas sayılı dosyası ile açılan itirazın iptali davasının kooperatif genel kurulunca alınmış bir karar olmadığı gerekçesiyle itirazın kaldırılmasına ve takibin aynen devamına karar verildiğini, müvekkilinin üyeliği sırasında imzalanan hiçbir ek ücret ödemeyeceğini içeren sözleşmenin kooperatif başkanı ... ve kooperatif üyesi ve yetkilisi ...' nun imzasını taşıdığını, müvekkilinin sözleşmeye imza atanların kooperatif başkanı ve kooperatif yetkilisi olması nedeniyle güvendiğini, sözü geçen taahhütnameyi dava dilekçesinin ekinde sunduklarını, bu nedenle taahhütte bulunan ... ve ...' nun hukuki tazminat sorumluluğunun bulunduğunu, yöneticilerin sorumluluğunun TTK 553' de düzenlendiğini, ayrıca TTK 369. maddede yöneticinin görevini özenle yerine getirmesine ve tedbirli birer yönetici gibi davranma konusuna vurgu yapıldığından bahisle müvekkiline yükletilmeye çalışılan aidat borcunun müsebbibinin yönetim kurul üyesi ve kooperatif başkanı ... olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere müvekkili tarafından ödenen miktarın şimdilik 5.000,00 TL nin davalı ...' nun devreden sıfatıyla, diğer davalı ...' nın ise kooperatif başkanı olarak sorumlu olmasından dolayı müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak müvekkiline ödenmesine, müvekkilinin tazminat hakkının korunması için davalılar adına kayıtlı bulunan taşınır ve taşınmazlar üzerine ihtiyati haciz/tedbir konulmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacının sunduğu taahhüdün geçerli olup olmadığının belirgin olmadığını, kooperatif kaşesinin altında kimin imzasının olduğunun belli olmadığını, bu belgenin davacının kooperatife borcu olmadığını kanıtlayacak nitelikte bir delil niteliği taşımadığını, sözü geçen belgenin yetkili kişilerce yapıldığı kabul edilse de tarih olmadığı için taahhüdün ne zaman alındığının belli olmadığını, davacının kooperatiften menfaat sağlamayacağını bildiği için müvekkili üzerinden kazanç elde etmeye çalıştığını, bu durumların kötü niyeti ortaya koyduğunu, kooperatif yönetim kurulu kararı ile sabit fiyatla daire satışının geçerli olmadığını, bu satışın ancak kooperatif genel kurul kararı ile yapılabileceğini, bu sebeple davacı tarafın takibe konu üyelik aidat bedellerinden sorumlu olmadığı iddiasının yersiz olduğunu, genel kurul kararının varlığı haricinde peşin ödemeli ortaklık kaydında sözü geçen ortağın hangi ödemeleri yapacağı, hangi ödemeleri yapmayacağının açık bir şekilde belirtilmiş olması gerektiğini, davacı tarafça belirtilen hususların üyeliğin devrine yönelik olup kooperatif borcu ile ilgili hiçbir açıklama içermediğini, icra takibine konu olan borcun aidat borcu olduğunu, olağan aidat borcundan dolayı müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, davacı tarafın kooperatife olan borçlarının sebebinin müvekkilinin gösterilmeye çalışıldığını, davacının kendisi ile çelişerek üyeliği kabul edip üyelikten doğan borçları reddettiğini, iddiaların soyut ve mesnetsiz olduğunu, kooperatif yönetim kurulu üyelerinin hiçbir kusur ve ihmalinin bulunmadığını, kooperatif ile alakalı hukuka uygun gerçekleştirilen bir işlemden dolayı müvekkilinin sorumlu tutulması telafisi olmayacak zararlara yol açacağını, davacı tarafın ihtiyati tedbir ve haciz taleplerine açıkça itiraz ettiklerini, davacı tarafça davanın yaklaşık olarak dahi ispatlanamadığından bahisle davacı tarafın ihtiyati haciz ve tedbir taleplerinin reddine, davacı tarafından açılan işbu haksız davanın ve tüm taleplerinin reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesi ile özetle; huzurdaki davada dava dilekçesinin müvekkiline tebliğ edilmediğini, muhtara yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, işbu cevap dilekçesini yasal sürelerinin içerisinde verdiklerini, 2014 yılında yapılan üyelik devri ve Konya . İcra Müdürlüğünün ... Esas numaralı dosyaya ödenen miktarın ödeme tarihleri dikkate alınarak yasal süresinde açılmayan davanın zamanaşımından reddi gerektiğini, davacı tarafından mahkemeye sunulan belge ve eklerinin müvekkiline gönderilmediğini, bu nedenle her türlü delil ve belgeye itiraz etme haklarını saklı tuttuklarını, davacının dava açmaktaki hukuki yararının bulunup bulunmadığı, kesin yetki ile dava açılmadan önce arabulucuya müracaatının olup olmadığı konularının mahkemece resen araştırılarak usule aykırılığın tespiti halinde davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davacının işbu davayı kısmi olarak açtığını, davacının kısmi dava açmakta hukuki yararının bulunmadığını bu nedenle davanın hukuki yarar yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, davacının icra dosyasına ödediği miktarın davacının üye olduğu kooperatife olan aidat borcu ile ilgili olduğunu, 2014 yılından sonraki doğan ve ödediği üyelik aidatlarının müvekkilinden talep edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkilinin kooperatifte bulunan üyeliğini devralmak isteyen davacıya tüm yasal sorumlulukları ile birlikte devrettiğini, devralan davacının ana sözleşmede bulunan sorumluluk, ek ödeme ve yükümlülükleri kabul ettiğinin açık olduğunu, müvekkilinin üyeliği devretmek dışında hiç bir sorumluluğu bulunmadığını, davacının davasını müvekkiline yöneltmesinin mümkün olmadığını, husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının akıl sağlığı yerinde okur-yazar bir birey olduğundan tecrübesizlik iddiasının hukuken geçersiz sayılacağını, müvekkilinin devir aşamasındaki işlemler ilgili hazır bulunduğunu, davacının iddia ettiği gibi bir belgenin varlığı karşısında beyanda bulunma haklarını saklı tuttuklarını, davacı ile kooperatif yönetimi arasındaki ihtilafta müvekkilinin hiçbir kusur ve sorumluluğunun bulunmadığını, dosyanın incelenmesinden görüleceği üzere davanın haksız ve mesnetsiz olduğunu bu nedenle somut bir durumun da varlığı söz konusu olmadığından şartların oluşmaması nedeniyle ihtiyati tedbir ve haciz talebinin reddine karar verilmesi gerektiğinden bahisle ihtayit tedbir ve haciz talebinin reddine, zamanaşımı def' i ve ilk itirazlarının yapılmış sayılarak davanın usul, husumet ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava; kooperatif yöneticilerinin sorumluluğundan ve sözleşmeden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Mahkememizce; dava dilekçesi, cevap dilekçeleri, taraf vekillerinin verdikleri diğer dilekçe ve belgeler, üyelik devir sözleşmesi örneği, devir belgesi örneği, kooperatif yönetim kurulu kararı örneği, ihtarname örneği, Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas ... Karar sayılı dosyası, Konya . İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı dosya örneği, dinlenen tanık beyanları, mahkememizce temin edilen bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas ... Karar sayılı dosyasının incelenmesinde; ... Konut Yapı Kooperatifi vekili tarafından davalı ... aleyhine itirazın iptali davası açıldığı, Mahkemenin 25.05.2018 tarihli kararı ile davalının davacı kooperatife peşin ödemeli üyeliğinin bulunmadığından bahis ile davacının davasının kabulüne ve davalının Konya . İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ve takibin devamına karar verildiği, bu kararın istinaf denetiminden geçerek 17.05.2019 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Konya . İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; alacaklı ... Konut Yapı Kooperatifi vekilince borçlu ... hakkında 36.000,00 TL lik üyelik aidatının tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, borçlunun itirazı üzerine duran takibin Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas ... Karar sayılı ilamıyla devamı sağlandığı ve bu dosya borcunun haricen ödenmek suretiyle kapatıldığı ve dosyanın infazen işlemden kaldırıldığı anlaşılmıştır.
-{HUKUKİ DELİLLER}-
Kooperatifler Kanunun üyelerin titizlik derecesi ve sorumlulukları
başlıklı 62. maddesi; “Yönetim Kurulu, kooperatif işlerinin yönetim için gereken titizliği gösterir
ve kooperatifin başarısı ve gelişmesi yolunda bütün gayretini sarf eder.
” hükmünü amirdir.
Kooperatifler Kanunun anonim şirket hükümlerine atıf
başlıklı 98. maddesi; “Bu kanunda aksine açıklama olmıyan hususlarda Türk Ticaret Kanunundaki Anonim şirketlere ait hükümler uygulanır.” hükmünü amirdir.
TTK'nun özen ve bağlılık yükümlülüğü başlıklı 369. maddesi; “(1) Yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadırlar. (2) 203 ilâ 205 inci madde hükümleri saklıdır.” hükmünü amirdir.
TTK'nun kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının sorumluluğu
başlıklı 553. maddesi; “(1) Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde, (…) (2) hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlar. (1)(2) (2) Kanundan veya esas sözleşmeden doğan bir görevi veya yetkiyi, kanuna dayanarak, başkasına devreden organlar veya kişiler, bu görev ve yetkileri devralan kişilerin seçiminde makul derecede özen göstermediklerinin ispat edilmesi hâli hariç, bu kişilerin fiil ve kararlarından sorumlu olmazlar. (3) Hiç kimse kontrolü dışında kalan, kanuna veya esas sözleşmeye aykırılıklar veya yolsuzluklar sebebiyle sorumlu tutulamaz; bu sorumlu olmama durumu gözetim ve özen yükümü gerekçe gösterilerek geçersiz kılınamaz.” hükmünü amirdir.
TBK'nun borcun ifa edilmemesi, giderim borcu, genel olarak başlıklı 112. maddesi; “Borç hiç veya gereği gibi ifa edilmezse borçlu, kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini ispat etmedikçe, alacaklının bundan doğan zararını gidermekle yükümlüdür.” hükmünü amirdir.
TBK'nun sorumluluğun ve giderim borcunun kapsamı, genel olarak başlıklı 114. maddesi; “Borçlu, genel olarak her türlü kusurdan sorumludur. Borçlunun sorumluluğunun kapsamı, işin özel niteliğine göre belirlenir. İş özellikle borçlu için bir yarar sağlamıyorsa, sorumluluk daha hafif olarak değerlendirilir. Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler, kıyas yoluyla sözleşmeye aykırılık hâllerine de uygulanır.” hükmünü amirdir.
TBK'nun süreler, on yıllık zamanaşımı başlıklı 146. maddesi; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zamanaşımına tabidir.” hükmünü amirdir.
-{DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE}-
Davacı vekilince davalılar aleyhine açılan bu davada: davalı ile davalı ... arasında dava dışı ... Konut Yapı Kooperatifindeki davalı ... adına olan kooperatif üyeliğinin ve bu üyeliğe isabet eden ... Blok ... numaralı dairenin 105.000,00 TL nakit, 34.500,00 TL vadeli senet verilmek suretiyle toplam 144.500,00 TL bedel ile devri konusunda bir anlaşma yapıldığı, söz konusu devir bedelinin dava dışı kooperatife ödendiği, söz konusu üyeliğin peşin üyelik olduğu ve davacıdan ek olarak hiçbir ücret ve ödeme talep edilemeyeceğinin kararlaştırılmasına ve bu üyelik devir sözleşmesinin dava dışı kooperatifin o tarihteki yöneticisi davalı ... ve devir eden ... tarafından imzalanmasına rağmen Konya . İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasıyla davacı müvekkili hakkında icra takibi yapıldığı ve müvekkilinin icra takibine yaptığı itirazın Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas, ... Karar sayılı ilamı ile kaldırılmak suretiyle müvekkilinin borçlu olmadığı bir parayı icra baskısı altında ödemek zorunda bırakıldığı ileri sürülerek, şimdilik 5.000,00 TL'nin kooperatif yöneticisi olmasından dolayı yöneticinin sorumluluğu hükümleri gereğince davalı ... dan , sözleşmeye aykırılık nedeniyle genel sorumluluk hükümleri gereğince de davalı ...'dan müştereken ve müteselsilen tahsili talep edilmiş olup; davalı ... vekilince ilk olarak, açılan davanın hukuki yarar yokluğu, arabuluculuk dava şartı yokluğu, kesin yetki kurallarına aykırılık nedeniyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddi talep edilmiş ise de; davacının dava açmakta güncel hukuki yararı bulunduğu, davadan önce zorunlu arabuluculuk dava şartının yerine getirildiği ve davanın yetkili ve görevli mahkemede açıldığı anlaşıldığından bu itirazların reddine karar vermek gerekmiştir.
Davalı ... tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de, söz konusu itirazın dava dilekçesinin tebliği tarihi olan 13.09.2021 tarihinden itibaren 2 haftalık yasal sürede yapılmadığı ve her halükarda davadaki TBK 146. maddesinde belirtilen 10 yıllık genel zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşıldığından bu itirazın da reddine karar vermek gerekmiştir.
Esastan yapılan değerlendirme, dinlenen tanık beyanları, alınan bilirkişi raporu, tüm doya kapsamı ve delillere göre davacı ile davalı ... arasında düzenlenen ve dava dışı kooperatif yöneticisinin de imzasının bulunduğu sözleşme ile dava dışı ... Konut Yapı Kooperatifindeki davalı ...'ya isabet eden ... Blok ... nolu dairenin davacıya 105.000,00 TL'lik nakit, 34.500,00 TL'lik senet karşılığında peşin olarak satışına ilişkin anlaşma düzenlendiği, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davacıdan herhangi bir ek ödeme ve ücret talep edilmeyeceğinin kararlaştırıldığı, yapılan sözleşmedeki imzalara davalı tarafça açıkça bir itirazın olmadığı, kendisinin peşin ödemeli üye olduğu zannıyla davacının sözleşme bedelini dava dışı kooperatife ödediği anlaşılmıştır.
Her ne kadar Konya . Asliye Ticaret Mahkemesinin ... Esas, ... Karar sayılı kesinleşmiş ilamı ile peşin üyeliğe ilişkin kooperatif genel kurulunca alınmış bir karar olmadığından bahisle davacının Konya . İcra Müdürlüğünün ... Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verilerek, davacıdan davaya konu aidat haricen tahsil edilmiş ve davacının davalı kooperatifdeki üyeliğinin peşin üyelik olmadığı mahkememizin de kabulünde ise de; davacı gerçek şahsın üyelik devir tarihinde davalıların davranış ve eylemlerine ve aralarında yaptıkları sözleşmelere güvenerek işlem yaptığı, bu anlamda iradesinin sakatlandığı ve aidat ödemek suretiyle zarara uğradığı, bu zararlardan dava dışı kooperatifinin yöneticisi olarak davalı ...'nın Kooperatif Kanunun 62. ve TTK'nun 553. maddeleri kapsamında, davalı ...'nun da akte aykırılıktan kaynaklı sorumluluğunun mevcut olduğu hüküm ve kanaatine varıldığından, davacının davasının talebiyle bağlı kalınarak kabulüne ve fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına dair aşağıdaki hükmün kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
-{HÜKÜM:}- Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
DAVACININ DAVASININ KABULÜ İLE; dava dilekçesindeki talepleri ile bağlı kalınarak; 5.000,00 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine.
Davacının fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına.
Alınması gereken 341,55 TL karar ve ilam harcına karşılık peşin alınan 85,39 TL harcın mahsubu ile bakiye 256,16 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödendiğinden ve bu ücret ve ayrıca adliye arabuluculuk bürosu tarafından yapılmış zaruri giderler de Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılandığından ve bu giderler de yargılama gideri sayıldığından buna göre 2020 yılı tarifesine göre iki saatlik görüşme nedeniyle 2 kişinin taraf olması durumunda saati 330,00 TL den toplam 1.320,00 TL davalıdan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazine’ye gelir kaydına ve Harçlar Kanununun 28. ve 130. maddeleri, HMK'nun 302. maddesi ve Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdari ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 206. maddesi hükümleri kıyasen uygulanarak işbu kararın arabuluculuk ücreti yükümlüsüne tebliğinden itibaren bir ay içinde ödenmemesi halinde bir ayın bitiminden sonraki 15 gün içinde mahkememizce arabuluculuk ücretinin yükümlüsünden tahsili için müzekkere yazılmasına.
Yargılama giderinden ayrı olarak davacının peşinen karşıladığı 59,30 TL başvuru harcı ile 85,39 TL peşin karar ve ilam harcı olmak üzere toplam 144,69 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine.
Davacının yaptığı 303,85 TL taraf davetiye ve posta gideri ile 1.500,00 TL bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 1.803,85 TL yargılama giderinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
Davalıların yaptığı herhangi bir yargılama gideri olmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına.
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen miktara göre takdir ve hesaplanmış olan azami 5.000,00 TL vekâlet ücretinin müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
İşbu hükümden sonra gerekli olan 27,00 TL karar tebliğ giderinin davacı tarafından karşılanmasına ve hükümden sonraki bu masrafların müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine.
HMK nun 323–333. maddeleri gereğince hükmün verilmesinden kesinleşmesine kadar olan dönemde tarafların sorumlu olduğu yargılama giderleri de ödendikten sonra varsa tarafların yatırdığı avanstan artanının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine.
Karar kesinleştiğinde dosyamız arasındaki Konya . Asliye Ticaret Mahkemesi dosyası ile dosyamız arasında bulunan belge asıllarının ilgililerine iadesine.
İşbu gerekçeli kararın 18/11/2022 tarihinde yazıldığına.
Dair gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere yapılan duruşma sonunda oy birliği ile verilen karar taraf vekillerinin yüzüne karşı açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/10/2022
Başkan ... Üye ... Üye ... Katip ...