Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6431
Karar No: 2017/7985
Karar Tarihi: 01.11.2017

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/6431 Esas 2017/7985 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/6431 E.  ,  2017/7985 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 21.04.2015 gününde verilen dilekçe ile terekenin borca batık olduğunun tespiti talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 25.12.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, mirasın hükmen reddi isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki; ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar Türk Medeni Kanunu"nun 610. maddesinde yazılı aykırılık bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir. Ayrıca Türk Medeni Kanununun Velayet Vesayet ve Miras Hükümlerinin Uygulanmasına İlişkin Tüzüğün 39/2. fıkrası gereğince mirasın reddi yetkisini içeren özel vekaletname sunulması da zorunludur.
    Öte yandan; mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin tereddüde neden olmayacak şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Borcun, mirasbırakanın şahsi vergi borcu değil, ortağı ve temsilcisi olduğu limited şirketin vergi borcu olduğunun anlaşılması halinde, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanunun 22.07.1998 tarihli 4369 sayılı Yasayla değişik 35. maddesi hükmüne göre; limited şirket ortakları, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olurlar ve bu Kanun gereğince takibe tabi tutulurlar. Aynı Kanuna 25.05.1995 tarihli 4108 sayılı Kanunla ilave edilen Mükerrer 35. madde hükmüne göre de; tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edilir. Şu halde açıklanan yasal hükümler gereğince, mirasbırakanın; “ortağı” ve “temsilcisi” olduğu limitet şirketin, şirketin malvarlığından tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan vergi borcundan, şirket ortağı olarak “koyduğu sermaye hissesi oranında” doğrudan doğruya; “temsilcisi” olarak da şahsi sorumluğu söz konusudur. Mirasbırakanın yasal mirasçısı olan davacılar hakkında, amme alacaklısı tarafından henüz takibe geçilmemiş olması, yasal mirasçıların borç tehdidi altında olmadıkları anlamına gelmez. Öyleyse, bu işten anlayan bilirkişi veya bilirkişiler eliyle; mirasbırakanın, “ortağı” ve “yasal temsilcisi” olduğu limited şirketin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak şirketin aktif ve pasifinin saptanması ve mirasbırakanın şirketin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi; amme alacağının şirketin malvarlığından tamamen tahsili mümkün ise; bu halde davacıların borca batıklığın tespiti istemekte hukuki yararlarının bulunmayacağı gözetilerek isteğin reddedilmesi; değil ise, mirasbırakanın ölüm tarihi itibarıyla tespit edilen terekesi aktifinin, borcu karşılamaya yeterli olmaması halinde isteğin kabulüne karar verilmesi gerekir.
    Ayrıca; ret süresi sona ermeden mirasçı olarak tereke işlemlerine karışan, terekenin olağan yönetimi niteliğinde olmayan veya mirasbırakanın işlerinin yürütülmesi için gerekli olanın dışında işler yapan ya da tereke mallarını gizleyen veya kendisine mal eden mirasçı, mirası reddedemez (TMK m. 610/2 ) Mirasbırakanın malvarlığının dava konusu borcu karşılamadığı başka bir anlatımla terekenin borca batık olduğu anlaşılsa bile hükmen ret kararı verilebilmesi için davacıların terekeyi açık yahut örtülü olarak kabul etmemiş olmaları gerekir.
    Yukarda değinilen ilkelerle birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece yapılan araştırma ve incelemenin hükme yeterli olduğu söylenemez. Mahkemece; davacı ..."ın miras bırakanı ..."ın ölüm tarihi itibariyle malvarlığının bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak araştırılması, özellikle miras bırakanın ölüm tarihinde üzerine kayıtlı araç kaydı ile tapu kaydı bulunup bulunmadığının Trafik Tescil ve Tapu Müdürlüklerinden soruşturulması, murisin alacak ve borçlarının zabıta marifetiyle de araştırılması, yine Sosyal Güvenlik Kurumundan da araştırma yapılması, ayrıca ... Bankasındaki hesaplarının araştırılıp incelenmesi; icra kakibine konu borçların miras bırakanın ortağı olduğu ... Danışmanlık Hizm. Ltd. Şti. ile ... Medical İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. vergi borçlarından kaynaklandığı gözetilerek, anılan şirketlerin defter, kayıt ve belgeleri üzerinde inceleme yaptırılarak bu şirketlerin aktif ve pasiflerinin saptanması ve mirasbırakanın şirketlerin kamu borcundan dolayı sermaye hissesi oranında şahsen sorumlu olacağı miktarın bu suretle belirlenmesi gerekirken bu hususlar araştırılmaksızın karar verilmiştir. Yine, mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacı taraf olarak gösterilen kişiler ile eldeki davanın davacılarının uyumlu olmadığı görülmekte olup, aynı miras bırakanla ilgili farklı mirasçılar tarafından açılan başka bir dava bulunup bulunmadığı da gözetilerek anılan husus üzerinde durulmaksızın hüküm kurulmuştur. Öyleyse, açıklanan ilkeler uyarınca araştırma ve inceleme yapılarak miras bırakanın terekesinin borca batık olup olmadığı ile davacı mirasçının terekeyi sahiplenip sahiplenmediğinin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya konulması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
    Kabule göre de; mahkemece, davanın niteliği gereği davalı alacaklının murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olup olmadığına karar verildiği göz önünde bulundurularak, yargılama giderlerinden davalının değil davacının sorumlu tutulması gerekirken yazılı olduğu üzere hüküm kurulması da doğru görülmemiş; hükmün açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 01.11.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi