Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1- Sanık hakkında hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz incelemesinde; Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, Cezanın Kanuni bağlamda uygulandığı, Anlaşıldığından sanık ...’in ileri sürdüğü temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olmakla, tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKMÜN ONANMASINA, 2- Sanık hakkında tehdit ve kasten yaralama suçlarından kurulan mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesine gelince; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir. Ancak, a) İddianamede sanık hakkında görevi yaptırmamak için direnme suçundan dava açıldığı halde, Yargıtay bozma ilamı uyarınca yapılan yargılama sonrasında sanığın eyleminin görevi yaptırmamak için direnme suçu yerine tehdit ve kasten yaralama suçlarını oluşturduğunun kabul edilmesi karşısında, sanığa ek savunma hakkı tanınmadan TCK"nın 106/1-1 ve TCK"nın 86/2. maddeleri uygulanarak, CMK"nın 226. maddesine aykırı davranılması, b) Sanığın kasten yaralama eylemini avukat olan katılana karşı yerine getirdiği kamu görevinden dolayı gerçekleştirmiş olması nedeniyle sanık hakkında TCK’nın 86/3-c maddesinin uygulanmaması, c) Sanığın tehdit eylemini, birden fazla görevliye karşı bir suç işleme kararı kapsamında tek bir fiil ile gerçekleştirdiği kabul edilmesine karşın, TCK"nın 43/2. maddesinin uygulanmaması, Kanuna aykırı, sanık ...’in temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden tebliğnameye uygun olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte olan 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesi uyarınca cezayı aleyhe değiştirme yasağının gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 23/12/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.