Esas No: 2010/6-464
Karar No: 2010/502
Karar Tarihi: 13.10.2010
Ziynet ve Çeyiz Eşyalarının İadesi İstemi - Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/6-464 Esas 2010/502 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı ve davacı arasında bir alacak davası ve ziynet eşyalarının iadesi istemi bulunmaktadır. Davacı kadın evden ayrılırken ziynet eşyalarının ve çeyizinin davalı kocada kaldığını öne sürerken, davalı koca bunları evden çıkardığını iddia etmiştir. Mahkeme davalının ziynet eşyalarını kendinde tuttuğunu kabul ederek davayı kabul etmiştir. Ancak Hukuk Genel Kurulu bu kararı bozarak, delillerin yeterli olmadığını belirtmiştir. Özel Daire de benzer şekilde ziynet eşyalarının davalıda kaldığına dair ispatın olmadığına karar vermiştir. Ancak karşı oyda, imzaları tartışılmayan çeyiz belgesinde ziynetlerin davalı kocaya teslim edildiği yazdığına dikkat çekilmiştir. Buna göre, ispat yükünün davacıda olduğu ifade edilerek yeni bir bozma kararı verilmiştir. Kararda, Türk Medeni Kanunu'nun 6. maddesi ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 287. ve devam eden maddeleri geçmektedir.
Hukuk Genel Kurulu 2010/6-464 E., 2010/502 K.
Hukuk Genel Kurulu 2010/6-464 E., 2010/502 K.
- ZİYNET VE ÇEYİZ EŞYALARININ İADESİ İSTEMİ
- 4721 S. TÜRK MEDENİ KANUNU [ Madde 6 ]
- 1086 S. HUKUK USULÜ MUHAKEMELERİ KANUNU(MÜLGA) [ Madde 287 ]
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 2.Aile Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.09.2008 gün ve 2008/520-1025 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6.Hukuk Dairesinin 23.03.2009 gün ve 2009/13436-2381 K. sayılı ilamı ile;
("…
…Uyuşmazlık, ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davalı vekilinin ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların 12.05.2000 tarihinde evlendiklerini, davalının 15 gün sonra askere gittiğini, davacıyı da babasının evine bıraktığını, asker dönüşünde babasının evinden almadığını, boşanmak istediğini bildirdiğini, davacının da geri alınmamak üzere babasının evine bırakıldığını bilmediğinden ziynetlerini ve çeyizini alamadığını ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı tutulmak üzere çeyiz eşyaları ve ziynetlerin aynen ya da şimdilik 5.000,00 YTL sının tahsiline karar verilmesini istemiş, ıslah ile talebini 14.056,00 TL"ye çıkarmıştır. Davalı vekili, davacının evi terk ederken tüm eşyalarını alıp gittiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Türk Medeni Kanunu"nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir.Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını ispat yükü altındadır.
Somut olayda, Davacı kadın evden ayrılması sırasında dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya,ziynetlerin elinden alındığı götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir...")
gerekçesiyle 2.bentte yer alan nedenlerle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu"nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.10.2010 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık ziynet eşyalarının davalı kocada kalıp kalmadığı,davacının bu hususu kanıtlayıp kanıtlayamadığı,bunun sonucuna göre davacıya yemin delilinin hatırlatılıp hatırlatılamayacağıdır.
Mahkeme ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını kabul ederek davanın kabulüne karar vermiştir. Özel Daire ziynetlerin davalıda kaldığının ispatlanamadığını belirtip kararı bozmuştur.
Ancak dosya içerisinde delil olarak sunulan ve içeriğine ve imzalarına itiraz edilmeyin ve tarafların resmi nikahlarının yapılmasından sonra düzenlenmiş bir çeyiz belgesi vardır.Bu belgede ziynetlerin davalı kocaya teslim edildiği yazılıdır.Bu durumda kural olarak ziynetlerin davalı-kocada bulunduğunun kabulü gerekir.H.U.M.Y nın 287 ve devam eden maddelerine göre bu davada ispat külfetinin irdelenmesi gerekmektedir.Bu husus belirtilerek değişik bozma yapılması gerekirken ispat yükünün davacı üzerinde olduğu ve davanın ispat edilemediği gerekçesi ile kurulan Hukuk Genel Kurulu Kararına katılamıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.