18. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/8206 Karar No: 2015/11564 Karar Tarihi: 30.06.2015
Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/8206 Esas 2015/11564 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Dava dilekçesinde, kayyım atanmasına ilişkin kararın kaldırılması talep edilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi, davanın kabulüne karar vermiş, ancak kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir. Temyiz istemi süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi. Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. HMK’nun 294.maddesinin 3 fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir. Ancak bu kararda taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında belirtilmesi gereken açık bir hüküm bulunmadığı için kararın usule uygun olmadığı ve çelişkili olduğu belirtilmiştir. Bu nedenle karar bozulmuş ve hukuk maddelerine uygun şekilde olu
(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2015/8206 E. , 2015/11564 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, kayyım atanmasına ilişkin kararın kaldırılması talep edilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm kayyım vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava dilekçesinde, ... ili ... ilçesinde bulunan ... pafta ... parsel sayılı taşınmaz maliki ... hakkında ... 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2009/1655 esas 2009/3107 karar sayılı dosyasında verilen kayyım atanmasına ilişkin kararın kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Mahkeme kararlarında nelerin yazılacağı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297. maddesinde belirtilmiştir. Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangibir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir. HMK’nun 294.maddesinin 3 fıkrasında ise “Hükmün tefhimi herhalde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur” hükmüne yer verilmiştir. Sonradan yazılan gerekçeli kararın, tefhim edilen kısa karara uygun olması gerekir. Kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunması, 10.04.1992 gün ve 1991/7-1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince mutlak bozma nedenidir. Somut olayda; taraflara tefhim edilen kısa kararda “davanın kabulüne, ... 3 sulh hukuk mahk 10/11/2009 tarih 2009/1655 esas 2009/3107 karar sayılı ilamı ile ... ili ... ... 2 bölge ... mah ... alçağı cilt ... sayfa ... ... pafta ... parselde kayıtlı 210 m2 taşınmaz maliki miktarlı ... oğlu ... a kayyım olarak atanan ... defterdarlığının kayyımlığının kaldırılmasına” denildiği halde gerekçeli kararda “... 1.Sulh Hukuk mahkemesinin 17.05.2004 tarih 2004/456 esas 2004/443 karar sayılı ilamı ile ... ili ... ... ilçesi, ... mh/ köyü, cilt ... hane ... da nüfusa kayıtlı ... ve ..."dan olma 11.03.1961 doğumlu ... T.C. kimlik nolu ... hakkında verilen kayyımlık kararının kaldırılmasına” şeklinde karar verilerek çelişki yaratılmıştır. Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde usulün öngördüğü anlamda oluşturulmuş bir hüküm bulunmamaktadır. Mahkemece yapılacak iş; dosya kapsamı dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulmasıdır. Yukarıda ayrıntılarıyla açıklanan biçimde usulün öngördüğü niteliklere haiz, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturmayacak şekilde hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile şimdilik diğer yönleri incelenmeksizin hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.