Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
İİK. nun 126/son maddesinin göndermesi ile taşınmaz satışlarında da uygulanması gereken aynı kanunun 114/2. maddesi gereğince ilanın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmayacağı icra müdürlüğünce ilgililerin menfaatine uygun olacak şekilde tespit edilir. Aynı kanunun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya, vekil ile temsil ediliyorsa, 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 11, Avukatlık Kanununun 41 ve HUMK.nun 62, 68. maddeleri gereğince vekiline tebliğ edilmelidir. Bu işlemin yapılmamış ya da usulsüz yapılmış olması başlı başına ihalenin feshi nedenidir.
Somut olayda, satış ilanının, kıymet takdirine itirazın incelenmesi sırasında yargılamaya borçluların vekili olarak katılan A... Y.... yerine borçlu asile tebliğ edilmesi yukarıda açıklanan yasa hükümlerine aykırıdır. Bu eksiklik tek başına ihalenin feshi nedenidir.
Öte yandan, İİK.nun 126.maddesi, taşınmaz ihalelerinde artırma ilanının ne şekilde yapılacağını düzenlemiştir. Anılan maddede artırma ilanının satıştan en az (1) ay önce yapılacağı belirtilmiştir.
Satış dosyasının incelenmesinde, 1.artırma gününün 19.04.2010 olduğu, satışa ilişkin gazete ilanının ise 22.03.2010 tarihinde yapıldığı anlaşılmıştır. Bu durumda ilan tarihi ile 1.artırma günü arasında yasanın aradığı bir aylık sürenin dolmadığı görülmektedir. Bu nedenle 19.04.2010 tarihinde yapılan 1.artırma usulsüzdür.
İkinci artırmanın yapılabilmesi, usulünce yapılan ilk artırmada satışın gerçekleşmeyerek ihalenin geri bırakılması ile mümkündür. Birinci artırma yasada öngörülen koşullarda yapılmış ve satış da gerçekleşmişse artık yapılacak ikinci bir artırmadan söz edilmez. Şu durumda iki artırma birbirini tamamlayan merasimlerdir. Birinci artırma usulüne uygun yapılmamışsa, takip eden aşama olan ikinci artırmanın yapılabilme koşulunun gerçekleştiğinden de söz edilemez. Kısacası; bu iki artırma birinde satış gerçekleşmezse yapılabilen, birbirine bağlı ve birbirinin sonucu olan, sonuçta da ihaleyi oluşturan unsurlar olup, birinci artırma usulsüz yapılmışsa ikinci artırma usulünce yapılmış olsun olmasın geçersizdir. Durum böyle olunca, ikinci artırma usulünce yapılsa dahi birinci artırmanın usulsüzlüğü doğal olarak ihalenin tümüyle geçersizliği sonucunu doğuracaktır. Bu durumda birinci artırma ile sıkı sıkıya bağlı ikinci artırmanın usulünce yapılmış olması ihalenin geçerli
hale gelmesini sağlamaz. Birinci artırma usulsüz ve bu nedenle de geçersiz olup, sonuçta bu durum ihalenin geçersizliği sonucunu doğurmaktadır. Eş söyleyişle; satışa ilişkin gazete ilanı ile birinci artırma tarihi arasında yasal bir aylık süre geçmediğinden, anılan ihale işlemleri usulünce gerçekleşmiş sayılamayacağından ve geçersiz olacağından, birbirinin devamı ve tamamlayıcısı durumundaki iki artırmadan ilkinin geçersizliği ikincisinin yapılma olanağını da ortadan kaldırdığından yapılan ihale geçersizdir (Hukuk Genel Kurulu’nun 17.12.2003 tarih ve 2003/12-790 esas, 2003/769 karar sayılı kararı).
Somut olayda, birinci artırma günü alıcı çıkmaması nedeniyle satışın yapılamadığı ve satış bedeli gözetildiğinde zarar unsurunun da oluştuğu anlaşılmaktadır. Bu eksiklik kamu düzeni ile ilgili olup re’sen nazara alınması gerekir.
O halde mahkemece, açıklanan nedenlerle ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 22.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.