Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2010/21-425
Karar No: 2010/495

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2010/21-425 Esas 2010/495 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2010/21-425 E.  ,  2010/495 K.
  • KURUM İŞLEMİNİN İPTALİ
  • TESPİT DAVASI
  • ZORUNLU SİGORTALILIK
  • FİİLİ OLARAK ASKERLİK HİZMETİNİ YAPMA
  • ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU (BAĞ-KUR)(MÜLGA) (1479) Madde 24
  • ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU (BAĞ-KUR)(MÜLGA) (1479) Madde 25
  • ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU (BAĞ-KUR)(MÜLGA) (1479) Madde 79
  • ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU (BAĞ-KUR)(MÜLGA) (1479) Geçici Madde 13

"İçtihat Metni"

Taraflar arasındaki “Kurum işleminin iptali-tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manisa 2.İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 26.05.2008 gün ve 2007/1188 E. - 2008/619 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 01.10.2009 gün ve 2008/12510 E.- 2009/11706 K.  sayılı ilamı ile;
(...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalı Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dosyaya ekli askerlik şube kayıtları ile davacının 30.11.1984-30.05.1986 tarihleri arasında askerde olduğu ve askerlik süresi içerisinde kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmasının mümkün olmayacağı gerçeğine rağmen, davacının askerde olduğu sürenin bir kısmını da kapsar şekilde, davacının 30.11.1984-22.03.1985 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tesbitine ve 25 tam yıl prim ödediği gerekçesiyle yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...)
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; kurum işleminin iptali ile davacının 15.10.1982 ila 22.03.1985 tarihleri arasında Bağ-Kur sigortalısı olduğunun tespiti ve 01.05.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesi istemine ilişkindir.
Davacı vekili; müvekkilinin 15.10.1982 ila 22.03.1985 tarihleri arasında vergi kaydı bulunmadığı gibi prim ödemesi olmadığı gerekçesiyle Kurumca anılan tarihler arası sigortalılığının iptal edildiği, bu iptal nedeniyle 25 tam yıl sigortalılık süresini bulunmadığından aylık talebinin reddedildiğini,  müvekkilinin 14 yılı aşkın (1982-1996) süreye ait prim ve gecikme zammı borcunu icra takibi ile ödediğini, 15.10.1982 ila 22.03.1985 tarihleri arasında 1479 Sayılı Yasaya tabi zorunlu olmasa bile isteğe bağlı sigortalı olduğunun kabulüne ve aksine kurum işleminin iptaline, 01.05.2007 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı (Devredilen Bağ-Kur Genel Müdürlüğü) vekili; davacının, sigortalı olduğunu iddia ettiği dönemde vergi kaydı ile bu döneme ilişkin prim ödemesinin bulunmadığını, davacının ilk prim ödemesini 03.06.1996 tarihinde yaptığını, yeterli hizmet süresinin bulunmaması nedeniyle talebinin reddedildiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Yerel mahkemece; davacının 1479 Sayılı Yasanın 24. maddesine göre 15.10.1982 ila 22.03.1985 tarihleri arası için sigortalılığını gerektirecek kaydının bulunmadığı, ancak, isteğe bağlı sigortalılığın düzenlendiği 1479 Sayılı Yasanın 79. maddesi gereğince davacının istek tarihlerinde sigortalı statüsünde değilse de, Kurumca başlangıçta sigortalı sayılıp bu döneme ilişkin primleri icra yoluyla aldığı ve yaşlılık aylığı bağlanması isteğine kadar bu primleri kullandığı, istek tarihlerinde davacının isteğe bağlı Bağ-Kur"lu sayılması gerektiğini gerekçe göstererek davacının talebinin kabulü ile 15.10.1982-22.03.1985 tarihleri arasında 1479 Sayılı Kanuna tabi sigortalı olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Davalı vekilinin temyizi üzerine Yüksek Özel Dairece; yukarıda açıklanan gerekçelerle karar bozulmuş; mahkemece, önceki karar gerekçelerine ilaveten; “istek tarihlerinin bir kısmında davacının askerlik yaptığı açıksa da, isteğe bağlı sigortalılığın fiili çalışmayı gerektirmediği, 1479 Sayılı Kanunun 79.maddesinde askerliğini yapmakta olanların isteğe bağlı sigortalı sayılmasını engelleyen bir hükmün bulunmadığı” gerekçesi ile önceki hükümde direnilmiştir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının icraen geriye dönük olarak ödemiş olduğu ve Kurumca uzun yıllar kullanılan primler uyarınca, fiilen askerlik hizmetini yaptığı süreyi kapsayacak şekilde sigortalı olarak kabulünün mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Somut olayın özelliklerine girmeden önce, konuya ilişkin genel düzenlemelere değinmekte yarar bulunmaktadır.
1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 Sayılı Yasa’nın 24. ve 25. maddelerinde “…kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler...”; “meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren”  zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılmışken, anılan maddelerde 19.4.1979 gün ve 2229 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, “kendi adına ve hesabına” çalışma koşulu ve belirtilen nitelikte çalışmaya başlama tarihi sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir.
20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 Sayılı Yasa ile yapılan düzenlemede, kendi adına ve hesabına çalışma koşuluna ek olarak “...gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar” için mükellefiyetin başlangıç tarihinden, “kendi adına ve hesabına bağımsız olarak çalışmakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar” kayıt oldukları tarihten itibaren sigortalı sayılmaktadırlar.
Ne var ki;  1479 Sayılı Yasaya 2654 Sayılı Yasa ile eklenen Ek Geçici 13.madde ile,  “...sigortalılık niteliği taşıdıkları halde bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olanların her türlü hak ve mükellefiyetleri bu Kanunun yürürlüğe girdiği (20.4.1982) tarihinde” başlayacaktır hükmü getirilmiştir.
22.3.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklikte ise, bu kez; “gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, Esnaf ve Sanatkarlar Siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlı bulunanlar” dan, gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da Esnaf ve Sanatkarlar Siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt oldukları tarihten itibaren kendiliğinden sigortalı sayılmışlardır.
619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen düzenlemelerin, anılan KHK’nin Anayasa Mahkemesi’nce iptalinden sonra 4956 Sayılı Yasa ile yapılan değişiklikle bu kez; gerçek ve basit usulde gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyet tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlardan Esnaf ve Sanatkarlar Sicili ile birlikte kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıt olanlar ise, talep tarihinden itibaren zorunlu sigortalı olarak Yasa kapsamına alınmışlardır.
Gerçekten, 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 Sayılı Yasa’nın 24. maddesine göre; bir kimsenin, zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olması için, meslek kuruluş kaydı ile birlikte, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışması gerekmektedir. 20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 Sayılı Yasa’nın 6.maddesi ile değişik 1479 Sayılı Yasa’nın 24.maddesinde ise, bir kimsenin zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılabilmesi için, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olması, gelir vergisinden muaf olanların da meslek kuruluşuna kayıtlı olması gerektiği hükmü yer almaktadır.
Görüldüğü üzere; 20.04.1982 tarihinde yapılan değişiklik; değişiklikten, önceki mevzuatın öngördüğü koşullara sahip olan sigortalıların, sigortalılıklarına son vermemekte; değişikliğin yürürlüğe girdiği, 20.04.1982 tarihinde, Bağ-Kur’a yeni kayıt ve tescil edilecekler için yeni, düzenlemeler öngörmektedir. Tersinin kabulü, kazanılmış hakları ortadan kaldırmak olur ki, bu durumun kabulüne, yasaca ve hukukça olanak olmadığı ortadadır. Kaldı ki, 2654 Sayılı Yasa’nın 6. maddesi ile 1479 Sayılı Yasa’nın 24.maddesinde yapılan değişiklikte, vergi mükellefi olmayan vergiden muaf olanlardan, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olanların da, zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılacağı açıktır.
Öte yandan, 1479 Sayılı Kanunun 79.maddesinde düzenlenen isteğe bağlı sigortalılığın geçerliliği için Kuruma talepte bulunmak ve sigortalılık süresine ilişkin primleri ödemek gerekmekte olup, yerleşik uygulama uyarınca talebe konu dönem içinde yapılmayan geriye dönük toplu prim ödemelerinin isteğe bağlı sigortalılık iradesi ve primi ödenen sürelerin isteğe bağlı sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi mümkün bulunmamaktadır.
Yukarıdaki açıklamaların ışığında somut olay incelendiğinde; davacının 02.10.1997 tarihli giriş bildirgesi ile Kuruma kayıt ve tescil talebinde bulunduğu, Kurumca 01.01.1977 tarihinde başlayan vergi kaydına istinaden 20.04.1982 tarihi itibariyle zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olarak tescil edildiği, davacının tuhafiyecilik işinden dolayı 1.1.1977-15.10.1982 ve 1.1.1987-31.3.1993 tarihleri arasına ilişkin vergi kaydı, 23.2.1980-5.5.1994 ve 17.6.1991-23.11.1993 tarihleri arasında oda kaydı, 5.3.1987-24.12.1997 tarihleri arasında da esnaf sicil kaydı bulunduğu, bilahare Kurumca yapılan incelemede vergi kaydı bulunmayan 15.10.1982-22.03.1985 tarihleri arası dönem sigortalılığının iptaline karar verildiği; ne var ki, davacının vergi kaydının bulunmadığı 15.10.1982 ila 30.11.1984 tarihleri arası döneme ilişkin primlerinin kurumca 1996 yılında icraen tahsil edildiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Bu durum karşısında geçmişe yönelik prim tahsil ettikten ve uzun süre bu primleri kullandıktan sonra Kurum tarafından sigortalılığın iptalinin iyiniyet kuralları ile bağdaşmayacağı, bu nedenle primleri tahsil edilen sürelerin 1479 Sayılı Yasaya tabi zorunlu sigortalı olarak kabul edilmesi gerekmekte; davacının 15.10.1982-30.11.1984 tarihleri arasında 1479 Sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalı olduğunun kabulü zorunlu bulunmaktadır. Yerel mahkemece anılan dönem yönünden davacının 1479 Sayılı Kanuna tabi sigortalılığına geçerlilik tanınması bu nedenle yerindedir. 
Uyuşmazlık konusu 30.11.1984-22.03.1985 tarihleri arasındaki döneme gelince; bu dönemde davacının fiili olarak askerlik hizmetini yaptığı dosya kapsamı ile belirgin olduğundan fiilen askerlik hizmetini yapan kişinin kendi nam ve hesabına ticari faaliyette bulunması mümkün değildir. Fiilen askerlik hizmeti yapılan dönemin borçlanılması suretiyle sigortalılık süresi olarak değerlendirilmesi mümkün ise de, geriye dönük toplu prim ödemesine istinaden anılan süre için isteğe bağlı sigortalılık hakkı verilmesi de söz konusu olamayacaktır. 
Hal böyle olunca, bozma ilamına yukarıda yer alan ilave gerekçelerle uyulması gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararı bu nedenlerle bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 13.10.2010  gününde oybirliği ile karar verildi.


 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi