Davacı Maliye Hazinesi vekili Avukat S.Y.tarafından, davalı A. B. aleyhine 09/03/2012 gününde verilen dilekçe ile alacak istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 02/10/2012 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı temsilcisi Z. B.tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, özel kanuna dayalı alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, 2022 sayılı Kanun kapsamında kendisine aylık bağlanan davalının, yapılan araştırma neticesinde koşulları taşımadığı tespit edildiğinden yersiz ödenen alacağın davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, somut olayda zarar görenin SGK Başkanlığı olduğu, Hazine"nin hak sahibi olmadığı ve davada taraf ehliyetinin bulunmadığı belirtilerek davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından; dava dilekçesinde davacı olarak SGK Başkanlığı (Hazine) şeklinde gösterildiği, davanın hazine avukatı tarafından açıldığı ve hazine temsilcisi tarafından takip edildiği anlaşılmıştır. 08/06/2011 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 633 sayılı KHK"nın 35. maddesi "Mevzuatta, Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Müdürlüğü, Özürlüler İdaresi Başkanlığı, Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, Aile ve Sosyal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Genel Müdürlüğü ve Sosyal Güvenlik Kurumu Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğüne yapılan atıflar Bakanlığa; anılan Başkanlık ve genel müdürlüklerden sorumlu bakana yapılan atıflar Bakana yapılmış sayılır." şeklindedir. Şu durumda, dava konusu ödemelerin Sosyal Güvenlik Kurumu Primsiz Ödemeler Genel Müdürlüğü"nce yapıldığı göz önüne alındığında, davacı Hazine"nin eldeki dava bakımından aktif dava yeteneği bulunmaktadır. Mahkemece, uyuşmazlığın esasının çözümlenmesi gerekir. Dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçelerle yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA 14/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.