Taraflar arasındaki “ayıplı malın iadesi ve bedelinin tahsili” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2.Tüketici Mahkemesince davanın reddine dair verilen 30.05.2008 gün ve 2007/771 E.-2008/375 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 02.07.2009 gün ve 2009/3676 E.- 2009/9238 K. sayılı ilamı ile;
("...Davacı, 15.08.2005 tarihinde Y.... Otomotiv Limited şirketinden satın aldığı araç ile 13.03.2007 tarihinde başka bir araca arkadan çarpmak suretiyle kaza yaptığını, aracın ön taraftan darbe aldığını ancak hava yastıklarının açılmaması nedeniyle başından ağır yaralandığını, aracın bu yönden ayıplı olduğunu ileri sürerek fazlasını saklı tutarak aracın iadesi ile 25.450,00 YTL araç bedelinin faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılar, hava yastığının açılması için darbenin belli bir eğim ve şiddette olmasının gerektiğini, açılma eşiğine ulaşılması halinde hava yastığının açılacağını, aracın ayıplı olmadığını savunarak davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, bilirkişi raporuna ve araçta üretim hatasının olmadığına dayanılarak davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacının davaya konu aracı 15.8.2005 tarihinde satın aldığı, 13.03.2007 tarihinde kazanın olduğu dosya içeriğindeki bilgi ve belgeler ile sabittir. Hükme esas alınan bilirkişi heyeti tarafından, aracın önden gelen darbeyi belli bir eğim ve şiddette alması halinde hava yastığının açılacağına, hava yastığının arızalı olması halinde ikaz ışığının yanması gerektiğine, böyle bir ikaz ışığı yanmadığına göre hava yastığında arızanın olmadığına dayanılarak üretim hatasının olmadığına dair rapor düzenlendiği görülmüştür. Dosyadaki kaza raporu, kaza sonrası çekilen resimler de göz önüne alınarak ve araç üzerinde inceleme yapılmak sureti ile hava yastığı arızasının ikaz ışığı yanması dışında da gerçekleşebileceği ihtimali gözetilerek kaza sırasında hava yastığının açılmamasının üretim hatasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı konusunda davacı itirazlarını karşılayacak şekilde mahkemece yeniden araç üzerinde üniversiteden seçilecek akademisyenlerden oluşan bilirkişi heyetinden taraf ve yargı denetimine elverişli rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...")
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; ayıplı malın iadesi ve bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece; bilirkişi raporuna itibar edilerek, kaza anındaki darbenin hava yastıklarının açılmasını tetikleyecek eğim ve şiddette olmadığı, hava yastığının arızalı olması halinde ikaz ışığının yanması gerektiği, böyle bir ikaz ışığı yanmadığına göre hava yastıklarının açılmayışının araçtaki üretim hatasından kaynaklanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Özel Dairece, yukarıda açıklanan gerekçeler ile hüküm bozulmuştur.
Yerel Mahkemece; İstanbul Teknik Üniversitesi’ nden seçilen iki Öğretim Üyesi Makine Mühendisi ve bir Hukukçu bilirkişinin katılımıyla keşif icra edilerek araç üzerinde detaylı incelemeler yapıldığı, ibraz edilen raporun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli görüldüğü gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık; Mahkemece alınan bilirkişi raporunun hükme esas alınıp alınamayacağı noktasında toplanmaktadır.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 286.maddesine göre hâkim, bilirkişi raporuyla bağlı olmayıp, verilen rapor hüküm kurmaya elverişli değil ise mahkemece yapılacak iş, ya HUMK 283.maddesi uyarınca aynı bilirkişiden ek rapor almak ya da HUMK. un 284.maddesi uyarınca yeniden inceleme yaptırmaktan ibarettir.
Mahkemece alınan raporlar birbiriyle çelişse dahi hâkim, bunlardan birine dayanarak karar verebileceği gibi hiçbirini hüküm kurmaya yeterli bulmaz ise yeniden bilirkişi raporu alabilir.
Eldeki davada, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, keşif sırasında aracın onarımının yapılmış olması nedeniyle hasar durumu ve kazanın oluşu hakkında dosyaya ibraz edilen fotoğraflar, trafik kaza raporu ve hasar durumu ve uzman incelemesi raporundan bilgi edinilebildiği belirtilmiş ve olay sonucu aracın ön tampon, ön panel, ön panjur, motor kaputu, ön çamurlukları, radyatör ve klima radyatörünün hasar gördüğü, ancak kapılar ve torpidoda hasar meydana gelmediği, sonuç olarak kaza anındaki darbenin hava yastıklarının açılmasını tetikleyecek eğim ve şiddette olmadığı sonucuna varıldığı belirtilmiştir.
Her ne kadar dava konusu araçta meydana gelen hasar tamir edilmiş ise de, dosyada mevcut ekspertiz raporunda, kaza anında aracın şasesinin eğildiği belirtilmiştir. E... Oto Servisi Ltd. Şirketi tarafından davacı adına düzenlenen 26.03.2007 tarih ve 195389 seri nolu fatura içeriğinden ise anılan eğikliğin giderildiği anlaşılmaktadır. Ne var ki bilirkişi raporunda bu hususlar üzerinde yeterince durulmamış, şase eğilmesine neden olup darbenin, hava yastıklarının açılmasını gerektirip gerektirmediği araştırılmamıştır. Bu haliyle hükme esas alınan bilirkişi raporu yetersizdir.
O halde mahkemece yapılacak iş; mahkemece yeniden üniversiteden seçilecek akademisyenlerden bilirkişi heyeti oluşturularak, dosya ve araç üzerinde inceleme yaptırılmak suretiyle denetime elverişli, davacı itirazlarını da karşılayacak şekilde rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulması olmalıdır.
Mahkemece, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. un 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 13.10.2010 gününde, oybirliği ile karar verildi.