11. Hukuk Dairesi 2016/385 E. , 2017/3916 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 30/10/2015 tarih ve2014/909-2015/819 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalılardan ..."in, müvekkili şirketin bir dönem ortağı ve münferiden müdürü olduğunu, tüm ticari kayıtları ve müşteri listelerini ele geçirdiğini, daha sonra da hem ortaklıktan hem de iş yerinden ayrıldığını, davalı ...’nın da müvekkili şirkette çalışırken diğer davalı ile birlikte davalı ... kurduklarını, davalıların rekabet yasağı ve kurallarına aykırı eylemlerde bulunduklarını ileri sürerek, cezai şartın davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkillerinin rekabet kurallarına aykırılık teşkil edecek bir eylemlerinin bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı ile davalı ... arasında imzalanan sözleşmenin 10"ncu maddesinde rekabet yasağının düzenlendiği, buna göre hekimin, ..., Bahçelievler, ... ve Avcılar İlçesi’nde gerek kendi adına gerekse başkası adına veya hesabına 2 yıl süreyle rekabet edemeyeceği, 6098 sayılı TBK’nın 444. maddesinde rekabet yasağının koşullarının düzenlendiği, davalılardan Yaşar Umut Şîmşek’in, bir zamanlar davacı şirkette ortak ve müdür olmasının onun TBK’nın 444/2 m. türden bilgileri edinebilecek pozisyonda bulunduğunu gösterdiği ancak, diş hekimliği sektöründe, bir diş hekiminin hasta bilgilerine sahip olmasının, davacının önemli bir zararına sebep olabileceği hususunun tartışılabilir bir durum olduğu, davacı şirketin bir zarar etmediği, bilakis hizmet satışının birkaç kat arttığının da tespit edildiği, bu durumun TBK"nın 444/2’nci maddesindeki “önemli bir zararına sebep olabilecek nitelikte” olma şartının gerçekleşmediğini gösterdiği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 818 sayılı BK döneminde akdedilmiş hizmet sözleşmesinde yer alan rekabet yasağına ilişkin sözleşme hükmünün, akdin davalı ... tarafından feshi suretiyle sonlanmasından sonra ihlali nedeniyle cezai şart istemine ilişkindir. Mahkemece somut bir zararın ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, gerek 818 sayılı BK, gerekse de 6098 sayılı TBK uyarınca rekabet yasağı sözleşmelerinin geçerliliği bakımından somut bir zararın varlığı gerekmeyip, işçinin sözleşmeyi imzalamış olduğu işverene ait iş yerindeki pozisyonu itibariyle o işletmenin sır niteliğindeki iş ve işlemlerine vakıf olması ve vakıf olduğu bu bilgileri de sözleşmenin feshinden sonra çalışmaya başladığı yeni iş yerinde kullanabilme ihtimalinin mevcudiyeti öngörülmüştür. Nitekim, mahkemece de davalı ...’in davacı şirkette çalıştığı pozisyon itibariyle bu nitelikteki bilgileri edinmesinin mümkün ve muhtemel olduğunun kabul edilmesi karşısında, yanılgılı değerlendirmeye dayalı, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 20/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.