11. Hukuk Dairesi 2016/10260 E. , 2017/3910 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 12/04/2016 tarih ve 2015/442-2016/188 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinden davalıya para tahsil edildiğini ancak müvekkili tarafından birçok defa geri istenmesine rağmen verilmediğini, bu nedenle ... Asliye Hukuk Mahkemesi’nde davalı aleyhine açılan davanın müvekkili lehine sonuçlanarak kesinleştiğini, tenfiz şartlarının gerçekleştiğini ileri sürerek, ... Cumhuriyeti ... Asliye Hukuk Mahkemesi 4. Sivil Hukuk Dairesi’nin 08/05/2008 tarih ve 4 O 271/07 sayılı kararının ve masraf tespit kararının tenfizini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, yabancı ilamın Anayasa"nın 10 ve 141. maddelerine, maddi ve usul hukukumuzdaki kamu düzeni kurallarına aykırı olduğunu, savunma haklarının kısıtlandığını, yabancı ilamın kesinleşmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, dava konusu yabancı mahkeme ilamının 13/10/2010 tarihinde Lahey Sözleşmesi uyarınca davalıya tebliğ edildiği, bunun üzerine davalı tarafından yabancı mahkeme nezdinde temyiz yoluna başvurulduğu ancak yabancı mahkemenin kararının adi postaya verilerek tebliğ edildiği ve kararın kesinleştiği, 13/10/2010 tarihinde diplomatik yolla yapılan tebligatın yeni bir temyiz hakkı doğurmayacağı gerekçesiyle reddedildiği, yabancı mahkeme kararına karşı ... ... Yüksek Eyalet Mahkemesi nezdinde itiraz edildiği, itirazın reddine karar verildiği, yabancı mahkeme kararının tenfiz edilebilmesi için öncelikle kararın usulüne uygun olarak kesinleşmesi gerektiği, Türkiye ile ... arasında 28.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1965 tarihli Adli Yardımlaşmaya İlişkin Lahey Sözleşmesi hükümleri gereğince tebligatların diplomatik yolla yapılacağının kararlaştırıldığı, bu yolla tebliğ edilmeyen bir yabancı mahkeme ilamının kesinleşmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, yabancı mahkeme kararının ve yargılama masraflarına dair masraf tespit kararının tenfizi istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili, yabancı mahkeme kararının usulünce kesinleşmediğini ileri sürerek, Lahey Sözleşmesi"ne göre ... kanalıyla diplomatik yolla yapılan karar tebliğinin geçersiz sayılması sonucu temyiz istemlerinin reddedildiğine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin ve ... ... Yüksek Eyalet Mahkemesi"nin kararlarını sunmuş bu durum duruşma tutanağına da geçmiştir.
Ancak sunulan kararlar o ülke makamlarınca usulen onanmış asıl veya ilamı veren yargı organı tarafından onanmış örnek ve onanmış çeviri değildir. Bu itibarla, anılan belgelere dayalı olarak davanın reddi yerinde olmadığından mahkemece davalı vekiline açıklanan şekilde belgeleri sunmak üzere kesin süre verilip sonucuna göre bir karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.