16. Ceza Dairesi 2016/2112 E. , 2017/1164 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme, Terör örgütünün propagandasını yapma, 2911 sayılı Kanuna muhalefet
Hüküm : 1) Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan: TCK’nın 314/3, 220/6, 314/2, 220/6, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK’nın 62, 53, 58/9 maddeleri uyarınca mahkumiyet 2) Terör örgütünün propagandasını yapma suçundan; 3713 sayılı Kanunun 7/2-a, TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2, 52/4 maddeleri uyarınca mahkumiyet 3) 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan; 2911 sayılı Kanunun 33/2, 32/1, TCK’nın 62, 50/1-a, 52/2, 52/4 maddeleri uyarınca mahkumiyet 4) 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçundan; 2911 sayılı Kanunun 23/b, 33/1, 62, 50/1-a, 52/2, 52/4 maddeleri uyarınca mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
I-Anayasa"nın 38/6 maddesine göre, kanuna aykırı olarak elde edilen bulgular delil olarak kabul edilemez. CMK’nın 217/2 maddesi uyarınca, yüklenen suç, ancak hukuka uygun şekilde elde edilmiş olan delillerle ispat edilebilir ve CMK’nın 289. maddesine göre hükmün hukuka aykırı yöntemlerle elde edilen delile dayanması, hukuka kesin aykırılık sebebidir.
CMK’nın 116 ila 134. maddelerinde “arama ve elkoyma” işlemine dair usul ve esaslar düzenlenmiştir. CMK’nın 118. maddesinde konutta gece vakti arama yapılamayacağı, 119/1. maddesinde, “Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri arama yapabilirler. Ancak, konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama, hâkim kararı veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile yapılabileceği” belirtildikten sonra aynı maddenin 4. fıkrasında Cumhuriyet savcısı hazır olmaksızın konut, işyeri veya diğer kapalı yerlerde arama yapabilmek için o yer ihtiyar heyetinden veya komşulardan iki kişinin bulundurulacağı şarta bağlanmıştır.
CMK’nın “Elkoyma kararını verme yetkisi” başlıklı 127/1. maddesinde “Hâkim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hâllerde Cumhuriyet savcısının, Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı hallerde ise kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlileri, elkoyma işlemini gerçekleştirebilir.” denildikten sonra, aynı maddenin üçüncü fıkrasında, “Hâkim kararı olmaksızın yapılan elkoyma işlemi, yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını elkoymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi hâlde elkoyma kendiliğinden kalkar.” hükmü yer almaktadır.
Somut olayda, sanığın konutunda hakim kararı olmaksızın Cumhuriyet savcısının 18.11.2012 tarihli kararı ile gece vakti kolluk tarafından yapılan arama sonucunda, sanığa ait olan pantolona ve ayakkabıya el konulmuş ve bu elkoyma işlemi de hakimin onayına sunulmamıştır. Bu haliyle, CMK’nın 118/1, 119/1-4 ve 127/1-3 maddelerine aykırı yapılan arama ve elkoyma işlemi sonucu elde edilen deliller hukuka aykırı elde edilen delil niteliğinde olup, mahkumiyete esas alınamaması karşısında; sanığın konutunda hukuka aykırı olarak gerçekleştirilen arama ve elkoyma işlemi sonucunda el konulan eşyalara dayanılarak düzenlenen mukayese tutanağı ile bu doğrultuda değerlendirme içeren bilirkişi raporunun hükme esas alınmış olması,
II-Sanığın soruşturma ve kovuşturma evrelerindeki istikrarlı savunmaları ile bilirkişi raporuna karşı itirazları karşısında; sanığın dosya kapsamında bulunan mukayeseye elverişli fotoğraflarının olay tarihinde çekilmiş fotoğraf ve video görüntüleri ile birlikte Adli Tıp, TÜBİTAK veya TRT gibi uzman kuruluşlardan birisine gönderilip görüntü ve fotoğraf analizleri yaptırılarak sanığın, fotoğraf ve görüntülerde yer alan kişilerden olup olmadığı belirlenip, eylem ve faaliyetlerinin kuşkuya yer vermeyecek biçimde kesin olarak saptanmasından sonra hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
III-Kabul ve uygulamaya göre ise;
a)Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işleme suçundan kurulan hükümde TCK"nın 53. maddesinde düzenlenen hak yoksunluklarının uygulanması bakımından, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 Esas 2015/85 Karar sayılı iptal kararının gözetilmesi lüzumu,
b)2911 sayılı Kanuna muhalefet ve terör örgütünün propagandası suçları yönünden kurulan hükümler yönünden;
Sanığın örgüt adına işlediği kabul edilen 2911 sayılı Kanunun 32/1, 33/1 maddelerine aykırılık suçlarının 6459 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3713 sayılı Kanunun 7. maddesine eklenen 4. fıkra kapsamında sayılan suçlardan olmadıkları, ayrıca 3713 sayılı Kanunun 7/2-a maddesinde 6638 sayılı Kanun ile yapılan değişikliğin sanığın açıkça aleyhine olduğu belirlenerek yapılan incelemede;
Adli para cezalarının yerine getirilmemesi halinde 6545 sayılı Kanun ile değişik 5275 sayılı Kanunun 106/3 maddesi uyarınca infaz aşamasında resen uygulama yapılabileceğinden, kurulan hükümlerde TCK"nın 52/4 maddesi gereğince ihtar yapılamayacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı BOZULMASINA, 08.03.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.