8. Hukuk Dairesi 2009/6534 E. , 2010/1482 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tespit ve elatmanın önlenmesi
... ile Hazine ve ... aralarındaki tespit ve elatmanın önlenmesi davasının reddine dair Adana 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 02.07.2009 gün ve 330/321 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, vekil edeninin 2000 yılında inşa ettirdiği 3 katlı binaya geçici olarak yerleşen davalı ...’ın kira ödemediği gibi, sahiplenme amacıyla Hazineye ecrimisil ödemeleri yaptığının öğrenildiğini ve binanın kendisine ait bulunduğunu iddia ettiğini açıklayarak binanın vekil edenine ait bulunduğunun tespitine, davalı ...’nın elatmasının önlenilmesine ve tahliyesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., davacı ile 1992 yılından beri birlikte yaşarlarken 5 ay önce ayrıldıklarını, binayı altınları ve kendi parası ile yaptırdığını, binanın bulunduğu taşınmazın Hazineye ait olması nedeniyle ecrimisil ödediğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; Hazine aleyhine açılan davanın husumet yokluğundan , davalı ..."a karşı açılan tespit ve elatmanın önlenilmesi davasının ise, ispatlanamadığından reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya arasında mevcut teknik bilirkişinin 4.6.2009 tarihli rapor ve krokisine göre, niza konusu binanın bulunduğu taşınmaz bölümünün Pirili ve Salbaş köyleri arasında tescil harici alanda kaldığı bildirilmiştir. Dava dilekçesi ve dosya kapsamına göre, davacının talebi uyuşmazlığa konu binanın kendisi tarafından yaptırıldığının tespiti ile elatmanın önlenilmesi isteğine ilişkin olduğuna, zemin hakkında bir talebi de olmadığına göre davalı Hazine aleyhine açılan davanın yazılı gerekçe ile reddine karar verilmiş olmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır.
Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince; davacı, uyuşmazlık konusu binayı yaptırdığını ve davalı ...’nın işgal ettiğini açıklayarak tespit ve elatmanın önlenilmesini istemiştir. Davalı ... ise binanın kendisi tarafından inşa ettirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece yukarıda açıklanan gerekçeyle davalı ...’a yöneltilen davanın reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. TMK.nun 6.maddesine göre, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri dayandığı olguları ispatlamakla mükelleftir. Somut olayda, davacı yan dava dilekçesinde zilyetlik iddiasını tanık ve sair delillerle ispatlayacağını bildirmiş ve 29.1.2009 tarihli tanık listesi sunulmuş olduğu halde, taraf delilleri kısmen toplanarak hüküm kurulmuştur. Mahkemece yapılacak iş, mahallinde yeniden keşif yapılarak taraf tanıklarının HUMK.nun 258.maddesi uyarınca usulüne uygun şekilde çağrılması, yerel bilirkişi ve tanıkların HUMK.nun 259. maddesi gereğince keşif yerinde dinlenilmeleri, uyuşmazlık konusu taşınmaz üzerinde bulunan binanın ne zaman ve kim tarafından yapıldığı, zilyetliğin ne şekilde ve kim tarafından sürdürüldüğü hususlarının ayrıntılı şekilde sorulup belirlenmesi, beyanlar arasında çelişki olduğu takdirde HUMK.nun 265.maddesi gereğince giderilmesine çalışılması, iddia ve savunmaya ilişkin tüm delillerin eksiksiz olarak toplanarak birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi olmalıdır. Taraf delilleri toplanılmadan, eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru değildir.
Davacı vekilinin temyiz itirazlarının açıklanan nedenlerle kabulü ile usul ve yasa hükümlerine aykırı bulunan hükmün davalı ...’a ilişkin 2 ve 3 no.lu bentlerinin HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 15,60 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 01.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.