8. Hukuk Dairesi Esas No: 2009/7217 Karar No: 2010/1480 Karar Tarihi: 01.04.2010
Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2009/7217 Esas 2010/1480 Karar Sayılı İlamı
8. Hukuk Dairesi 2009/7217 E. , 2010/1480 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tescil
... ile Hazine aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Nevşehir Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 6.5.2009 gün ve 864/581 sayılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A R A R
Davacı, miras yolu ile intikal, taksim ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik nedeniyle kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan dava dilekçesinde mevkii ve sınırları yazılı taşınmazın adına tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, zilyetlikle edinim koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne, teknik bilirkişinin 29.4.2009 tarihli rapor ve krokisinde A harfi ile gösterilen 2711,63 m2 taşınmaz bölümünün davacı adına tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, kadastro çalışmaları sırasında kadastro dışı bırakılan taşınmazın Türk Medeni Kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddesi hükümleri uyarınca tescili isteğine ilişkindir. Kadastro dışı bırakma işleminde, taşınmazın geometrik durumu belirlenmediğinden bir tespit işlemi değil ise de, görevlilerce bir yerin tescile tabi olmadığı saptanarak hukuksal durum belirlenmiş olduğundan yapılan bu işlem, bir kadastro işlemidir. Yargıtay’ın kararlılık kazanan uygulamalarına göre; tespit dışı bırakılan bir yerin, Türk Medeni Kanununun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddesi hükümlerine göre tapuda tescil edilebilmesi için, tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı tarihten, dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile anılan maddelerde belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekir.Somut olayda, toplanan delil ve belgelere göre; tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı 24.08.1998 tarihinden davanın açıldığı 31.08.2007 tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresi dolmamıştır. Bu açıklamalara göre, kazanma koşullarının davacı yararına gerçekleştiğinden söz edilemez. Açıklanan nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir. Davalı Hazine vekilinin yerinde görülen temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün HUMK.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 01.04.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.