Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/15109
Karar No: 2015/3459
Karar Tarihi: 25.02.2015

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2014/15109 Esas 2015/3459 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2014/15109 E.  ,  2015/3459 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi

    Davacılar murisinin, iş kazası sonucu ölümünden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle davalılardan ... hakkında açılan davanın reddine, 138.103,77 TL maddi ve manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine ilişkin hükmün süresi içinde temyizen incelenmesi davacılar ile davalılardan .., ... vekillerince duruşmalı, ... vekilince de duruşmasız olarak istenilmesi üzerine dosya incelenerek, işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 25/02/2015 Çarşamba günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davacılar vekili Avukat ... geldi. Davalılar adına gelen olmadı. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan Avukatın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü ve aşağıda karar tesbit edildi.

    K A R A R

    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre tarafların aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava 19.03.2011 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece davalılardan ...’in ceza davasında beraat ettiğinden anılan davalıya yönelik davanın reddine, davacıların maddi tazminat isteminin kabulüne, manevi tazminat istemlerinin ise kısmen kabulüne karar verilmiş ve bu karar davacılar vekili ile ... dışındaki davalılar vekilleri tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Davacılar murisinin ölümüyle sonuçlanan iş kazasında, sigortalının % 10, davalı işverenliğin % 90 oranında kusurlu olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır.
    Gerek mülga B.K"nun 47 ve gerekse yürürlükteki 6098 sayılı T.B.K’nun 56. maddesi hükmüne göre Hakim: ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verebilir. Hakimin manevi zarar adı ile ölenin yakınlarına verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin
    - duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 26.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Manevi tazminatın tutarını belirleme görevi hakimin takdirine bırakılmış ise de hükmedilen tutarın uğranılan manevi zararla orantılı, duyulan üzüntüyü hafifletici olması gerekir.
    Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları tarafların sosyal ve ekonomik durumları paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu olayın ağırlığı olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması, bunun yanında olayın işverenin sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince alınmamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma da uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23.6.2004, 13/291-370)
    Bu ilkeler gözetildiğinde davacı eş yararına hüküm altına alınan 40.000,00-TL ile davacı çocuklardan her biri yararına hüküm altına alınan 20.000,00’er TL manevi tazminatın az olduğu açıkça belli olmaktadır.
    Öte yandan HUMK’nun 74.maddesine göre “hakim her iki tarafın iddia ve müdafaalarıyla mukayyet olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremez.” HMK’nun 26. Maddesindeki düzenleme de aynı doğrultudadır. Hal böyle olunca davacı; 03.08.2011 tarihli dava dilekçesine göre, davalı ... şirketinden manevi tazminat isteminde bulunmadığı halde, taleple bağlılık ilkesine aykırı biçimde, hüküm altına alınan manevi tazminatlardan davalı ...’nin sorumlu tutulması isabetsiz olmuştur.
    Mahkemece davalılardan ...’e yönelik davanın reddi de isabetli değildir.
    Gerçekten davalı ... Güler’nin davalılar ... ile ...’nin de içinde bulunduğu adi ortaklığın ortaklarından bulunduğu dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden açıkça anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık öncelikle adi ortaklık borçlarından sorumluluk için kusurun gerekli olup olmadığına ve sonrasında davalı ...’in kusurunu bulunup bulunmadığına ilişkindir. Bu yönüyle davanın yasal dayanağını oluşturan ve olay tarihinde yürürlükte bulunan BK’nun 534. Maddesinde “Hilafı mukavele edilmiş olmadıkça, şerikler, birlikte yahut bir mümessil vasıtasıyla üçüncü şahsa karşı deruhte etmiş oldukları borçlardan müteselsilen mes"ul olacakları” düzenlenmiştir. Bu duruma göre davalı ... Güler’e yönelik davanın reddinin isabetsiz olduğu ortadadır.
    Ceza davasındaki beraat kararının hukuk davasına etkisine gelince; Ceza Mahkemesi kararlarının Hukuk Mahkemesine (Davasına) etkisi, hukukumuzda olay tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanununun 53.maddesinde düzenlenmiş olup, Hukuk Hakimi Ceza Mahkemesinin kesinleşmiş kararları karşısında esas hukuku bakımından ilke olarak bağımsız kılınmıştır.
    Bu ilke, ceza kurallarının kamu yararı yönünden bir yasağın yaptırımı, aynı uyuşmazlığı kapsamına alan hukuk kurallarının da, kişi ilişkilerinin Medeni Hukuk alanında düzenlenmesi, özellikle tazmin koşullarını öngörmesi esasına dayanmaktadır.
    Borçlar Kanununun 53.maddesinde, “Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin faili temyiz kudretini haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için Ceza Hukukunun sorumluluğa ilişkin hükümleri ile bağlı olmadığı gibi, Ceza Mahkemesinde verilen beraat kararı ile de mukayyet değildir. Bundan başka Ceza Mahkemesinin kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarının tayini hususunda dahi Hukuk Hakimini takyit etmez.” Hükmü öngörülmüştür. Halen yürürlükte bulunan TBK’nun 74. Maddesindeki düzenleme de aynı doğrultudadır. Bu duruma göre de ceza davasında beraat ettiğinden bahisle davanın reddinin isabetsiz olduğu açıktır. Kaldı ki hükme dayanak alınan 23.06.2012 tarihli kusur bilirkişi
    - raporunda adi ortaklığın yönetici ortağı pozisyonundaki firmanın %90 oranında kusurlu bulunduğu, yönetici ortak yoksa her bir ortağın %30 oranında kusurlu olacağı açıklanmıştır. Adi ortaklığı oluşturan davalıların ise yönetici ortağın bulunduğuna ilişkin iddiaları söz konusu değildir. Hal böyle olunca da davalı ... Gülere Kusur verilmediğinden söz edilmesinin mümkün bulunmadığı da ortadadır.
    Mahkemece birleşen ... İş Mahkemesinin 2011/1743E sayılı davası ile ilgili olarak anan dava ile birlikte hüküm kurulduğu görülmektedir. Davalar birleştirilmiş olsa da her dava bağımsız bir nitelik taşıyıp, dava bağımsızlığını koruduğundan asıl dava ile birleştirilen davalardaki taleplerle ilgili olmak üzere ayrı ayrı hüküm oluşturulması ve yargılama giderlerinin de her dava için ayrı ayrı hesap edilmesi gerekirken, asıl dava ile birleşen davaların birlikte değerlendirilerek karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    Mahkemece yukarıda açıklanan maddi ve hukuksal olgular dikkate alınmadan, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul olunmalı ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, davacılar yararına takdir edilen 1.100.00.TL. duruşma Avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 25.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi