BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/492 Esas 2019/600 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2018/492
Karar No: 2019/600
Karar Tarihi: 28.05.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/492 Esas 2019/600 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/492 Esas
KARAR NO : 2019/600
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2018
KARAR TARİHİ : 28/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalılardan --------- hizmetleri Limited Şirketi,-----Limited şirketinin ----- kodlu acentesi olduğunu, müvekkili ile davalılardan -------- acentelik hizmetlerini yürüten -----------. tarafından 02.11.2017 tarihli kasko poliçesi ile genişletilmiş kasko sigorta sözleşmesi yapıldığını, 10.12.2017 tarihinde, --------- mevkinde meydana gelen maddi hasarlı kaza neticesinde yetkili servis tarafından düzenlenen faturaya göre 16.111,00 TL tamirat masrafının belirlendiğini, sigorta poliçesinin "Teminat hakkında genel bilgiler" bölümü (A) bendinde düzenlenen ve belirtilen risklerin gerçekleşmesi sonucunda aracın doğrudan uğrayacağı maddi zararların teminat altına alınacağı ve yine belirtilen riskler kapsamında yer alan "Aracın karayolunda veya demiryolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması" bölümleri dikkate alındığında, gerçekleşen kazanın bu kapsamda olduğu ve sigortacının zararı giderim yükümlülüğünün bulunduğunu, yetkili servisin sigortaya gönderdiği hasarın ödenmesine ilişkin elektronik postaya gelen cevapta "Hasardan sonra yatırılan peşinat nedeni ile --- tarafından verilen olumsuz provizyon sonucu dosyadan herhangi bir ödeme yapılmadan dosya reddedilerek kapatılmıştır." denildiğini, müvekkil ile acente arasında tanzim edilen poliçe kapsamında ilk ödemenin 23.08.2017 tarihinde EFT yoluyla 2550 TL olacak şekilde yapıldığını ve açıklama kısmında "KASKO ÖDEMESİ" diye de belirtildiğini, poliçe kapsamında toplam ödenecek prim tutarı ise 4200 TL olduğunu, kaza tarihinin ise poliçe tanzim tarihinden ve buna bağlı taksit ödeme tarihinden sonra olduğu ve ayrıca poliçe vadesinin kaza tarihini kapsadığının görüleceğinden acentenin peşinatın hasardan sonra yatırıldığına ilişkin iddiası dayanaktan yoksun olduğu banka dekontu ve diğer delillerle de sabit olduğunu, dolayısıyla müvekkil büyük bir zarara uğradığını, öncelikle haklı davanın kabulüne, sigorta poliçesi kapsamında olan ve sigorta şirketi tarafından karşılanmayan 16.111,00 TL tamirat masrafı ve buna ilişkin işleyecek olan yasal faizin davalıdan alınarak müvekkile ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı----------- vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu olaya ilişkin olarak uyuşmazlık kasko sigorta poliçesi hükümlerine dayanılarak açılan bu davada mahkemenin görevsizlik kararı vererek görevli mahkeme Anadolu Tüketici Mahkemelerine gönderilmesini, dava kapsamında davacının ödeme yaptığına dair dekontun incelenmesinde kasko ödemesi aldı altında yapılan ödemenin------- yapıldığını, dava dışı ----- ne müvekkilleri ile ne de diğer davalı acente ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını, ilgili bankaya müzekkere yazılarak ---- müvekkil şirkete veya diğer davalı acenteye ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini, sözleşmenin tarafı bile olamayan ve müvekkil şirket adına tahsil yetkisi bulunmayan üçüncü bir kişiye ödemiş olduğu bir miktar bedeli, sanki sözleşmeden doğan borcunu ifa etmiş gibi göstererek huzurdaki haksız davayı ikame ettiğini, davacı ödediğini iddia ettiği sigorta primini sözleşmenin tarafı olamayan üçüncü bir kişiye ödemiş olup, poliçe düzenlendikten sonra müvekkile prim ödemesi yapılmadığını, ilk prim kazadan bir gün sonra ödenmiş olduğunu, bu sebeple müvekkilce davalının haksız talebinin reddedildiğini, Yargıtay Genel Kurulunun verdiği karar da acenteyle bağlantısı ispat edilemeyen üçüncü kişiye yapılan ödemeden dolayı sigorta şirketinin sorumlu tutulamayacağı açıkça hüküm altına alındığını, (YARGITAY HUKUK GENEL KURULU -----------.) bir an için bu ödemenin poliçeyle bağlantılı olduğu düşünülse dahi yatırılan miktar, yatırılması gereken taksit miktarıyla örtüşmemekte; bu ödemenin peşinat karşılığı değil takip eden ilk taksit karşılığı olduğu ileri sürüldüğüne ve peşinatın ödendiği de ayrıca kanıtlanamadığını, sonuç itibariyle; davacı sigortalı ile davalı sigortacının acentesi arasındaki poliçede takside bağlanan primin; ne peşinatın ne de takip eden taksitlerin rizikonun gerçekleştiği tarihten önce davalı sigorta şirketine ya da acentesine ödendiği kanıtlanamadığını, işte bunun için davalı sigortacının sorumluluğunun başladığından da söz edilemeyeceğini, taraflar arasında imzalanan sigorta poliçesi prim ödemesi yapılmamış olması sebebiyle varlık kazanamadığını, davacının edimini yerine getirmediğini, TTK anlamında geçerlilik kazanmamış bir poliçeye dayanarak açılmış olunan haksız ve kötü niyetli davanın reddini, -------- müzekkere yazılarak ---- tarafından 23/08/2017 ve 11/12/2017 tarihleri arasında müvekkil şirkete ve diğer davalı acenteye ödeme yapılıp yapılmadığının tespitine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini savunmuştur.
Davalı---------- dava dilekçesine karşı cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava hukuki niteliği itibariyle; davacı ile davalı arasında mevcut bulunan ------------ poliçe nolu ---------- Poliçesi kapsamında davacı tarafa ait ---- plakalı araç ile dava dışı 3.kişiye ait ------- plakalı aracın karışmış olduğu trafik kazasında, davacıya ait araçta meydana gelen maddi hasarın davalı sigorta şirketinden tahsili istemli maddi tazminat davasıdır.
Bir davanın Ticaret Mahkemelerinde görülebilmesi için açılan davanın mutlak veya nispi ticari davalardan olması gerekmektedir. Mutlak ticari davalar 6102 sayılı TTK'nun 4. Maddesi uyarınca TTK'nda düzenlenmiş olan bütün hususlardan doğan davalar ile TTK'nun 4. Maddesinde belirtilen özel kanunlardaki davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki tarafın tacir olduğu ve dava konusu uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olduğu davalardır.
Bilindiği üzere 6502 Sayılı yasanın 73.maddesi hükmü uyarınca, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.Yine 8.11.2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı: “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun'un “tanımlar” başlıklı 3. maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.Aynı Kanunun Diğer Tüketici Sözleşmeleri başlıklı 49/(1). maddesinde; finansal hizmetlerin her türlü banka hizmeti, kredi, sigorta, bireysel emeklilik, yatırım ve ödeme ile ilgili hizmetleri ifade ettiği, finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmenin ise finansal hizmetlerin uzaktan pazarlanmasına yönelik olarak oluşturulmuş bir sistem çerçevesinde sağlayıcı ile tüketici arasında uzaktan iletişim araçlarının kullanılması suretiyle kurulan sözleşmeler olduğu, aynı Kanunun 83/2.maddesinde; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer konularda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği 6502 sayılı TKHK'nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır.
Davacı ile davalılar arasında akdi bir ilişki olup davalının sorumluluğuna ilişkin açılan davanın kaynağı 02/11/2017 poliçe başlangıç tarihli ----------poliçe nolu birleşik kasko sigorta poliçesidir. Davacı tacir olmadığı gibi, dava konusu kazayı yapan davacıya ait ------ plakalı aracın ruhsat kayıtları incelendiğinde ticari işletmeyle ilgili olmayıp, hususi kaydı olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca taraflar arasında tüketici işlemi olduğu, davanın Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun'da düzenlenen özel hükümler gereği TTK'ya göre mutlak ticari dava olsa da Tüketici Mahkemeleri'nde görülmesi gerektiği, davalılar tacir olsa da; davacıya ait aracın hususi olması ve davacının tacir olmaması nedeniyle nispi ticari dava koşullarının da oluşmadığı, Mahkememizin görevli olmadığı kanaatine varılmıştır.
Açıklanan sebeplerle 6502 sayılı yasanın 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın 26/04/2018 tarihinde açıldığı dikkate alınarak Mahkememizin HMK.nun 114/c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görevsizliğine, dosyanın talep halinde görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK.'nın 114(1)/c maddesinin yollamasıyla HMK.'nın 115(2). Maddesi uyarınca davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden REDDİNE,
2-HMK.'nın 20.maddesi uyarınca, iş bu kararın kesinleştiği tarihten itibaren iki haftalık süre içerisinde başvuru halinde, dava dosyasının görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Tüketici Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK.'nın 331/2 maddesi uyarınca yargılama giderleri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itbaren iki haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nin ilgili Hukuk Dairesine istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup,usulünce anlatıldı.
