Esas No: 2022/219
Karar No: 2022/635
Karar Tarihi: 20.10.2022
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/219 Esas 2022/635 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi, davacı sigorta şirketinin, müvekkilinin aracına meydana gelen zararın kusurlu olan davalıdan rücuen tahsiline ilişkin dava açtığına dair dosyayı inceledi. Sigorta şirketinin, sigortalının haklarına halefi olarak dava açtığı belirtilerek, tacir olmayan dava dışı sigortalının kendisi davalıya dava açsa, Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olacağına karar verildi. Mahkeme, görevsizlik kararı vererek, davanın usulden reddedilmesine karar verdi. Karar, HMK 114/1-c ve 115/2. maddeleri ile açıklandı.
Kanun maddeleri detaylı olarak şöyle belirtildi:
- 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 4. maddesi, hangi davaların ticari dava olduğunu belirtmektedir.
- 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1472/1. maddesi, sigorta şirketinin sigortalısına ödediği tazminatın haksız fiile sebebiyet veren kişiden rücuen tahsiline ilişkin hükümleri içermektedir.
- HMK 114/1-c maddesi, davanın açılabileceği mahkemeyi belirlemekte, 115/2. maddesi ise dava açılırken dava şartlarına uygun
T.C. İstanbul Anadolu 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/219 Esas
KARAR NO:2022/635
DAVA :İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:28/03/2022
KARAR TARİHİ:20/10/2022
Mahkememize tevzi edilen dava dilekçesi mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilip incelendi
DAVA: Davacı vekili --- harç tarihli dava dilekçesinde özetle; --- tarihinde --- adresinde bulunan ve ---- otopark olarak kullandığı yerde park halinde durmakta iken, metruk bina duvarının yıkılması neticesinde hasara maruz kaldığını, Müvekkili sigorta şirketi TTK m. 1481 "Sigortacı, sigorta tazminatını ödedikten sonra hukuken sigortalı yerine geçer. Sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel tutarında sigortacıya ait olur." hükmü uyarınca zarar gören sigortalının haklarına halef olduğunu, ---- Tarihinde ödenen ---- tutarında tazminatı kaza tarihinden itibaren başlayacak ticari faizi ile rücuen tazminini, başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı ---- vekili cevap dilekçesinde özetle; Sayın Mahkeme iş bu huzurdaki davaya bakma konusunda görevli olmadığını, davacının halefi olduğu kişi gerçek kişi olup tacir sıfatının bulunmadığını, müvekkili ile davacı arasında da herhangi bir ticari ilişkinin söz konusu olmadığını, bu itibarla öncelikle görev yönünden huzurdaki davanın reddi, esasa girilmesi durumunda ise müvekkilinin kaza ile hiçbir ilişkisinin bulunmadığından bahisle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
---- sistemi üzerinden celp edildiği görüldü.
---müzekkere yazılarak Dava Dışı ---tacir olup olmadığı hususunda ayrıntılı müzekkere yazıldığı görüldü.
---- tacir olup olmadığınına ilişkin ticaret sicil kayıtlarının sorulduğu görüldü.---- davaya konu --- plakalı aracın ilk ediniminden itibaren tüm trafik kayıtlarının ve dava konusu ---tarihindeki ruhsat bilgilerinin ve malikinin celp edildiği görüldü.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 6102 Sayılı TTK'nun 1472. maddesi uyarınca sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın haksız fiile sebebiyet veren davalıdan rücuen tahsili talebine ilişkindir.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevine giren ticari davaların çözümlendiği mahkemelerdir. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin görevine giren işler dışında kalan tüm uyuşmazlıklar Asliye Hukuk Mahkemesince ve diğer özel görevli mahkemelerce çözümlenir. Hangi davaların ticari dava olduğu 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun 4. maddesinde sayılmıştır.6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunun 4. maddesi ve 5/2. maddesiyle özel yasalarda hangi davaların ticari dava olduğu açıkça yazılmıştır. Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına bakılmaksızın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen veya kendi özel kanunlarında mutlak ticari dava olduğu belirtilen ve bu sebeple ticari nitelikte olduğu kabul edilen davalardır. Nispi ticari davalar ise her iki taraf için ticari sayılan konulardan doğan davalardır. Nispi ticari davadan söz edebilmek için iki koşulun bir arada olması gerekir. Birinci koşul her iki tarafın da tacir olması, ikinci koşul ise davaya konu uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesi ile ilgili olmasıdır.Dosya kapsamı incelendiğinde; uyuşmazlık, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472/1. maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, kusurlu olan davalıdan rücuan tahsiline ilişkindir. TTK'nın 1472/1 maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’î halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK'nın 1472/1. maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücû davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsî nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsî ve rücû ödediği bedelle sınırlı olduğundan dolayı da cüz'î haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanunî halefi olacağı, ilke olarak ---- sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücû davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortalı talepte bulunmuş olsaydı mahkemenin görevi ve yetkisi ne olacak idiyse halefiyete dayalı dava açan sigorta yönünden de aynı hususların geçerli olacağı şüphesizdir.-----mükellefiyet bilgilerinin dosyamız arasına celp edildiği ve kazanç ile iratlardan kaynaklı herhangi bir mükellefiyet kaydının bulunmadığı anlaşılmakla dava dışı sigortalının tacir olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ışığında dava dışı sigortalısının haklarına halef olarak dava açan sigortacının açmış olduğu eldeki davada, dava dışı sigortalı, davalıya dava açsa idi hangi mahkeme görevli olacaksa eldeki davada da o mahkemelerin görevli olacağı, dava dışı sigortalının tacir vasfının bulunmadığı görülmekle görevli mahkemelerin Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu anlaşılmış ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
Hüküm; Ayrıntısı ve yasal gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartı yokluğu sebebiyle HMK 115/2. Maddesi gereğince usulden reddine,
3-HMK 20. Maddesi uyarınca kararın kesinleşme tarihinden itibaren taraflardan birinin -----hafta içerisinde mahkememize başvurması halinde dosyanın görevli ----ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
4-Aksi takdirde davanın açılmamış sayılmasına,
5-HMK 331/2. Maddesi uyarınca yargılama giderleri hakkında görevli mahkemece karar verilmesine,Dair;gerekçeli mahkeme kararının taraflara tebliğinden itibaren --- hafta içerisinde istinaf yolu açık olduğuna dair davalı vekilinin yüzüne karşı davacı vekilinin yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.