Abaküs Yazılım
10. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/3475
Karar No: 2017/3042
Karar Tarihi: 22.06.2017

Yargıtay 10. Ceza Dairesi 2016/3475 Esas 2017/3042 Karar Sayılı İlamı

10. Ceza Dairesi         2016/3475 E.  ,  2017/3042 K.

    "İçtihat Metni"


    Adalet Bakanlığı"nın, 17.11.2016 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkında kamu davasının düşmesine ilişkin Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 31/03/2016 tarihli ve 2015/620 esas, 2016/393 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 06/12/2016 tarihli ihbar yazısı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
    Dosya incelendi.
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    A) Konuyla İlgili Bilgiler:
    1- Sanığın 06.12.2012 tarihinde işlediği iddia edilen “kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma” suçuna ilişkin olarak 5560 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair Bakırköy 12. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 18/06/2013 tarihli ve 2013/284 esas, 2013/735 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip infazına başlandığı,
    2- Sanığın tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymadığının ihbar edilmesi üzerine, sanık hakkında yargılamaya devam edilerek, Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 31/03/2016 tarihli ve 2015/620 esas, 2016/393 sayılı kararı ile, sanığın bu suçu daha önce başka bir dosya kapsamında verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş olduğundan 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca kovuşturma şartının ortadan kalktığı gerekçesi ile kamu davasının düşmesine karar verildiği ve kararın yasa yoluna başvurulmadan kesinleştiği,
    Anlaşılmıştır.
    B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
    Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Denetimli Serbestlik Hizmetleri Yönetmeliğinin 44.maddesinde “(3) Denetimli serbestlik kararlarının infazında, yükümlülüğün bir yıl içerisinde iki defa ihlal edilmesi yükümlülüğe uymamada ısrar etme sayılır. Yükümlünün uyarılmasının ardından bir yıl içerisinde ikinci ihlalin tespit edilmesi halinde infaza son verilerek kayıt kapatılır. (4) Uyarı için yapılan tebligatta, bir yıl içerisinde yeni bir ihlal durumunun tespit edilmesi halinde tekrar bir uyarının yapılmayacağı, dosyanın kapatılarak gereği için mahkemeye gönderileceği yükümlüye ihtar edilir.” şeklinde düzenlemeye yer verildiği, somut olayda ise sanık hakkında daha önce işlediği kullanmak için uyuşturucu madde bulundurmak veya kabul etmek suçundan Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/12/2011 tarihli ve 2011/1699-1721 sayılı kararı ile verilen denetimli serbestlik tedbirinin infazına 07/06/2012 tarihinde başlandığı, sanığın 18/07/2012 tarihindeki görüşmeye katılmayarak yükümlülüğünü ihlal ettiği, bireysel görüşmeye katılması amacıyla 10 gün içerisinde müracaat etmesi gerektiği yönünde ihtaratlı çağrı yapılmasına karşın süresinde müracaat etmeyerek yükümlülüğünü 2.kez ihlal ettiği, sanığın uyarıya karşın denetimli serbestlik müdürlüğüne müracaat etmediği 10 günlük sürenin son günü olan 14/09/2012 tarihinde tabi olduğu denetimli serbestlik tedbirinin son bulduğu, her ne kadar denetimli serbestlik müdürlüğünce infaz kaydı kapatılarak dosya mahkemesine 28/01/2013 tarihinde gönderilmiş ve işbu tarih Mahkemece denetimli serbestlik tedbirinin sona erdiği tarih olarak esas alınmış ise de, idari işlemlerden kaynaklanan gecikmenin sanık lehine bir durum yaratmasının kabul edilemeyeceği gibi düşme kararına konu suçun 06/12/2012 tarihinde işlendiğinin kabulü gerekirken, mahkemesince daha önce verilen denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlenmediği, yargılama konusu suçun bağımsız, ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu teşkil etmesi nedeniyle kovuşturma şartı bulunmadığından bahisle düşme kararı verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 31/03/2016 tarihli ve 2015/620 esas, 2016/393 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
    C) Konunun Değerlendirilmesi:
    Sanık hakkında Bakırköy 12. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 18/06/2013 tarihli ve 2013/284 esas, 2013/735 sayılı kararıyla verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine uymaması üzerine mahkemece yargılamaya devam edildiği, ancak sanığın bu suçu daha önce Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 30/12/2011 tarihli ve 2011/1699-1721 sayılı kararı ile verilmiş tedavi ve denetimli serbestlik tedbirin infazı sırasında işlemiş olduğu gerekçesiyle 6545 sayılı Kanun ile değişik TCK’nın 191/5. maddesi uyarınca kovuşturma şartı bulunmadığından bahisle kamu davasının düşmesine karar verilmiştir.
    Kanun yararına bozma talebini oluşturan uyuşmazlığın konusu; sanık hakkında daha önce Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 30/12/2011 tarihli ve 2011/1699-1721 sayılı kararı ile verilmiş olan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının hangi tarihte sona erdiği, buna bağlı olarak sanığın yargılama konusu suçu önceki tedavi ve denetimli serbestlik tedbirin infazı sırasında işlemiş olup olmadığına ilişkin olup, bu husus da mahkemece delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmesine dayanmaktadır. Mahkeme düşme kararı verirken, sanık hakkında daha önce Bakırköy 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 30/12/2011 tarihli ve 2011/1699-1721 sayılı kararı ile verilmiş olan tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazının hangi tarihte sona erdiğine ilişkin infaz evrakını değerlendirip, sanığın yargılama konusu suçu önceki tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazı esnasıda işlediği kanaatine ulaşmış ve infaz evrakını sanık lehine olarak kararına dayanak yapmıştır. Kanun yararına bozma talebi ise, mahkemenin sanık hakkındaki daha önceki tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infaz bitiş tarihini hatalı olarak değerlendirdiği düşüncesine dayanmaktadır. Bu nedenle, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülmesine ilişkin hukuka aykırılık kanun yararına bozma olağanüstü kanun yoluna konu olamayacağından, kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
    D) Karar :
    Açıklanan nedenlere göre, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmediğinden, Bakırköy 45. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 31/03/2016 tarihli ve 2015/620 esas, 2016/393 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığı"na iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na gönderilmesine, 22.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi