11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/5868 Karar No: 2017/4416 Karar Tarihi: 12.06.2017
Özel belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/5868 Esas 2017/4416 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığa özel belgede sahtecilik suçundan mahkumiyet kararı vermiştir. Ancak, sanığa gönderilen tebligatın, adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılmadığı için yasaya uygun bir tebligat yapılmamıştır. Bu nedenle, suçu işlediği tarihde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımı, kesici son işlem olan mahkumiyet kararının verildiği tarihten temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleşmiştir. Sanık müdafiinin temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan, hüküm bozulmuştur ve sanık hakkındaki kamu davası zamanaşımı nedeniyle düşürülmüştür. 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddeleri uyarınca düşürülen kamu davası, yeniden yargılama yapılmadan sonuçlandırılabilecektir. Kanun maddeleri ise sırasıyla şunlardır: 7201 sayılı Tebligat Kanunu, Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu.
11. Ceza Dairesi 2017/5868 E. , 2017/4416 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Özel belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
7201 sayılı Tebligat Kanununun 21/1. maddesine göre yapılacak tebligatın geçerlilik koşulları Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 30. maddesinde gösterilmiş olup, anılan maddeye göre "adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması" gerekmekte olup; sanığa gönderilen ve 14.04.2009 tarihinde anılan Yasanın 21. maddesine göre düzenlenen tebligat parçasında, sanığın adreste bulunmama sebebinin gösterilmediği, bu kapsamda anılan Yasanın 21 ve Yönetmeliğin 30. maddelerine uygun bir tebligat bulunmadığı anlaşılmakla, sanık müdafiinin 27.02.2014 tarihinde öğrenme üzerine yaptığı temyizinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 7 ve 5252 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 9. maddesi hükmü karşısında; sanığa yüklenen "özel belgede sahtecilik" suçunun yasada gerektirdiği cezasının türü ve üst sınırı itibariyle tabi olduğu, suç tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e maddesinde öngörülen 8 yıllık asli dava zamanaşımının, kesici son işlem olan mahkumiyet kararının verildiği 23.01.2009 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta aynı Yasanın 322. maddesinde öngörülen yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanık hakkındaki kamu davasının gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5237 sayılı TCK"nın 66/1-e ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca DÜŞÜRÜLMESİNE, 12.06.2017 gününde oybirliği ile karar verildi.