23. Hukuk Dairesi 2014/8856 E. , 2015/7053 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif üyeliğinden ayrıldığının mahkeme kararı ile belirlenmiş olduğunu, doğrudan kooperatife yapılan aidat ödemesi dışında, kooperatifin borcu nedeniyle icra dairesine ve kullanılan kredi nedeniyle bankaya ödemeler yaptığını ileri sürerek, yapmış olduğu ödemelerin ödeme tarihlerinden itibaren yasal faizi ile, olmadığı takdirde alacağın 11.09.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; bozma sonrası yapılan yargılama sırasında 06.09.2013 havale tarihli ıslah ve 08.11.2013 havale tarihli tavzih dilekçesi ile, 17.392,00 TL aidat bedelinin, 6.220,31 TL bankaya yatırılan ödemelerin ve 6.334,50 TL icra dosyalarına yapılan ödemelerin temerrüd tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, alacağın muaccel olmadığını, ayrılan ortaklarla ilgili ödemelerin ertelenmesine karar verildiğini, davacının iddia ettiği kadar ödeme yapmadığını, üçüncü kişilere yapılan ödemelerin aidattan sayılamayacağını, konut kredisinin davacının tercihi olduğunu, faizlerinin kooperatiften istenemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacının kooperatif üyeliğinden ayrıldığı 2007 yılı bilançosunun 10.08.2008 tarihli genel kurulda görüşüldüğü ve 10.09.2008 tarihinde kesinleştiği, çıkan ortaklarla ilgili ödemelerin ertelenmesi yönünde alınmış geçerli bir erteleme kararı bulunmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne dair verilen karar, ... .. 17.04.2012 tarih ve 679 E., 2897 K. sayılı ilamıyla; ayrılan ortağın ancak, Kooperatifler Kanunu"nun 17. maddesi kapsamında kalan ödemelerini çıkma payı olarak isteyebileceği, kullanılan kredi nedeniyle bankaya yapılan geri ödemelerin davacının kişisel borcu olduğu, ancak varsa aidat olarak kooperatif hesabına yatırılan miktarın çıkma payı alacağı hesabına dahil edilebileceği, kredinin aynı zamanda davacının ödediği aidat miktarına dahil edilip edilmediğinin açık olarak gösterilmediği, davacının yatırdığı aidatın bankadan çekilen krediyi de kapsaması halinde alacak hesabında aynı kaleme iki kez yer verilmiş olacağı, bu konunun tereddüte yer vermeyecek şekilde açıklığa kavuşturulması gerektiği, ayrıca davacının ayrıldığı, hatta alacağın muaccel olduğu tarihten sonra yaptığı kredi borcu ödemelerinin de alacak miktarına dahil edilmesinin de doğru olmadığı, davacının icra dosyasına ne sebeple ödeme yaptığının anlaşılamadığı, icra dosyası getirtilerek, ödeme miktarı, borcun sebebi ve gerçek yükümlüsünün kim olduğu ile davacının ne sıfatla ödeme yaptığının belirlenmesi gerektiği, yapılan bu ödemelerin Kooperatifler Kanunu"nun 17. maddesine göre mi yoksa BK"nın 61. ve devamı maddelerine göre mi geri isteneceği üzerinde durulması gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, davacının kooperatiften ayrıldığı tarihe kadar kooperatife doğrudan 17.392,00 TL aidat ödediği, kooperatiften ayrıldığı yıla ilişkin bilançoda belirtilen genel giderden davalı ortağa düşen 494,71 TL genel giderin mahsubu ile davacının davalı kooperatiften 16.942,29 TL ayrılma payı alacağının bulunduğu, başlangıçta banka tarafından kooperatifi hesabına yatırılan kredi miktarından her ortak başına düşen kredi miktarının ortakların hesabına alacak olarak kaydedilmesi gerekirken davalı kooperatife böyle bir kayıt yapılmadığı kredi taksitlerinin davacının hesabına, yani aidat miktarına dahil edilmediği anlaşılmakla dava ve ıslah tarihi itibari ile bu çerçevede davacının davalı kooperatif lehine ilgili bankaya 5.514,00 TL kredi ödemesi yapmış olması karşısında bu ödemenin de davalı tarafından davacıya iadesi gerektiği, dava tarihinden önce ilgili bankaya ödenen 5.432,90 TL"ye dava tarihinden itibaren dava tarihi ile ıslah tarihi arasında ödenen 81,10 TL"ye ıslah tarihinden yasal faiz yürütülmesi gerektiği, davacı tarafça davalı kooperatif borcu sebebiyle toplam 6.334,50 TL ödeme yapıldığı, davacının ilgili dosyalar borçlusu davalı kooperatifin borcundan dolayı bu ödemeyi yapmama ve birinci haciz ihbarnamesine itiraz etme hakkı bulunduğu halde davacı kooperatife olan borcu karşılığında ödeme yaptığı ve ödeme yaptığı miktar kadar kooperatifi borçtan kurtardığı sabit olmakla davacı ve davalı arasındaki borç ilişkisinin Borçlar Kanunu"nun 61. vd. maddelerinde öngörülen sebepsiz zenginleşme hükümlerinden kaynaklandığı ve ancak bir yıllık zamanaşımı süresinde istenebileceği, davalının süresinde ve usulüne uygun zamanaşımı def"inde bulunduğu gerekçesiyle aidat ve kredi ödemesine ilişkin taleplerin kabulüne, icra dosyasına ödenen bedellerin iadesine ilişkin talebin zamanaşımı nedeniyle reddine Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1) Dava çıkma payı alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece verilen ilk kararın Dairemizce bozulması üzerine, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sırasında davacı vekilince ıslah dilekçesi verilerek talep edilen 17.000,00 TL"lik miktar, 28.500,00 TL"ye çıkarılmıştır. Mahkemece, ıslah dilekçesi de dikkate alınarak 22.456,00 TL"nin tahsiline karar verilmiştir. Ancak, 04.02.1948 tarihli 1944/10 2) Bozma nedenine göre, davacı ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı ve davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harçların istek halinde temyiz edenlere iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.