BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/553 Esas 2019/456 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2016/553
Karar No: 2019/456
Karar Tarihi: 28.05.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/553 Esas 2019/456 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/553 Esas
KARAR NO : 2019/456
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 20/05/2016
KARAR TARİHİ : 28/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı ile müvekkili şirket arasında akdedilen sözleşme süresince müvekkili şirkete taahhuk ettirilen elektrik faturalarından hukuka aykırı olarak, kayıp kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, PSH bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli %18 KDV tutarı ile birlikte tahsil edildiğini, 21/08/2009 tarih ve 12000 sayılı Turizm Yatırımı Belgesine sahip olan müvekkili şirketten hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, alacak kalemlerinin hesaplanması için teknik bir analiz gerektiğini, dosyadaki mevcut fatura suretleri üzerinden taraflarınca gerçekleştirilen hesaplama neticesinden 244.371,44-TL ve belirleyemedikleri fazladan tahakkuk ettirilen aktif enerji kullanım bedeli için 1.500,00-TL olmak üzere toplamda 245.871,44-TL'nin hukuka aykırı olarak tahsil edildiğini, davalı şirketin dava tarihinden itibaren düzenleyeceği faturalarında anılan hukuka aykırı kayıp kaçak bedeli, dağıtım bedeli, iletim bedeli, perakende satış hizmeti bedellerinin ve diğer fazla tahakkukların yer almaması ve tahsilatlarının yapılmamasını, ihtiyati tedbiren durdurulmasını talep ettiklerini, tedbir verilmemesi halinde dava sonuçlanıncaya kadar müvekkkilim borçlu olmadığı bedelleri ödemek zorunda kalmaya devam edeceğini, usul ekonomisi gereğince önce ödeme yapıp sonra iadesi için uğraş vermenin gereksiz olacağını, müvekkil şirketin sözleşme ilişkisinde zayıf taraf olması dolayısıyla tedbir kararının verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dava konusu bedellerin satış tarifesinin bir unsuru olarak yer aldığını, davanın TC. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na ihbar edilmesini ve kurul kararlarında Elektrik Piyasası Kanununun ‘’Dava Hakkı’’ başlıklı 12.ci maddesi gereğince görevli yargı merciinin Danıştay olduğunu, görevsizlik kararı verilmesini, davanın müvekkili şirket açısından pasif husumet yokluğu nedeniyle reddini ve davanın ... ile ...’ne ihbar edilmesini, davacının alacakları için geriye dönük 10 yıllık talepte bulunduğunu, davacıya elektrik satışının müvekkili şirket tarafından 2011 yılından itibaren yapılmaya başlandığını, 2011 yılında faturalarda dava konusu bedellerin açık bir şekilde yer aldığını, davacı tarafından iadesi talep edilen bedellerin belirsiz alacak davasına konu edilemeyeceğini, dava konusu bedellerin satış tarifesinin bir unsuru olarak yer aldığını, davanın ... adresindeki TC. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na, dava konusu bedeller ilgili dağıtım şirketine ödendiğinden “...” adresindeki ... Şirketine, iletim bedelinin tahsili gerçekleştikten sonra süresinde yasa ve mevzuat gereğince ‘...’ adresindeki ...’ne ödendiğinden ...’a ihbarını, hakksız ve hukuka aykırı davanın esastan reddini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı taraf yükletilmesini, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE
Dava; elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak bedelleri, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedelinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Mahkememizce, bilirkişi heyetinden alınan 06/11/2017 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmında; 2011 yılı faturalarına göre kayıp kaçak bedelli aktif enerji bedeli bulunduğunu, bu dönemde davacıdan tahsil edilen 916,39-TL kayıp kaçağa davalının sahip olduğunun anlaşıldığını, davacıdan tahsil edilen toplam kayıp kaçak bedeli 78.408,36+916,39+6.346,14=85.670,89-TL hesaplandığını, davacıdan tahsil edilen toplam bedel 183.185,30-TL hesaplandığını, iletim bedeli ...'a dağıtım şirketi tarafından ödendiğini, dağıtım şirketi kayıp kaçak ve dağıtım bedellerini aldığını, hesaplanan bedellerin mahkemece uygun görülmesi halinde %18 KDV ilave edilmesinin gerektiğini, karşılıklı anlaşma gereği davacıdan faturalama hizmetine karşılık olan PSH bedeli alınmadığını, 6719 sayılı yasanın özellikle kayıp kaçak maliyeti ile birlikte davacının dava konusu yaptığı diğer maliyetlerin abonelerden tahsil edilmemesine veya tahsil edilenlerin geri ödenmesine yönelik yeni bir karar alınmadığı şeklinde rapor edilmiştir.
Mahkememizce, bilirkişi heyetinden alınan 06/11/2018 tarihli ek bilirkişi raporunun sonuç kısmında; dosyada usuli kazanılan hakkın gerektirdiği yönde değil sonradan çıkan ve 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı elektrik piyasası kanunu ile bazı kanunlarda değişklik yapılmasına dair kanun çerçevesinde inceleme yapılarak sonuca gidilebileceğinin görüldüğünü, taraflar arasında imzalanan ikili sözleşmede tespit edilen ikili hususlar ile davalı tarafın düzenlediği faturalardaki işlemler birbiriyle uyumlu olduğu gibi gösterilen kayıp kaçak bedellerine ait birim fiyatlarının EPDK'daki onayladığı tarifelerdeki birim fiyatlara ve düzenleyici işlemlerin yeni kanun gereği uygun olduğunun görüldüğü, kayıp kaçak bedeli enerji bedelinin içine katılmadığını, EF , TRT payı ve BTV'nin kayıp kaçak dahil edilen matrah üzerinden dahil edileceğinden faturaların buna göre düzenleneceğinden, davacıdan mükerrerlik oluşturacak şekilde davacıdan alınmayacağını, bu nedenle kayıp kaçak oranlarının EPDKnın belirlediği yüzde oranlar üzerine çıkmadığını ve faturaların EPDK mevzuatına uygun olduğuna dair şeklinde rapor edilmiştir.
Davaya konu olan kayıp kaçak bedeli 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun geçici 9. maddesinde (mülga 14/03/2013-6446 S.K. madde 30) "Ulusal Tarife" adı altında EPDK tarafından belirlenerek 01/04/2011 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanmakta olan bu tarifede EPDK'nun 28/12/2010 tarih ve 2999 sayılı kararı ile belirlenmiştir. Tarifelerin uygulanmasında zorunluluk bulunmaktadır. Ayrıca 11/08/2002 tarihinde resmi gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği 15/2 fıkrası "perakende satış fiyatlarına ilişkin parametreler, enerji alımına ilişkin tavan fiyat, hedef kayıp/kaçak oranı ve brüt kâr marjı ve verimlilik hedefine ulaşması ölçüsünde elektrik piyasası hedef planı düzenlemesine tabî unsurlar ve raporlamaya ilişkin tebliğ ile ilgili mevzuattaki diğer hükümlere uygun olarak hesaplanmış perakende satış hizmeti maliyetlerini içerecek şekilde belirlenir." hükmüne yer verdiği, yani bu yönetmeliğe göre satış fiyatlarını kayıp kaçak bedelinin eklenebileceğinin belirtildiği, bu yönetmeliğe dayanılarak 11/08/2002 tarihinde resmî gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren "perakende satış hizmetleri geliri ile perakende enerji satış fiyatlarının düzenlenmesi hakkındaki tebliğe göre abonelerden kayıp kaçak bedeli adı altında bedelin tahsil edildiği, sayaç okuma bedelinin 4193 sayılı EPDK kurul kararının 8. Maddesine dayanılarak 2011 tarihinden itibaren tüketicilerden tahsil edildiği, yine diğer bedellerin 11/08/2002 tarihinde resmî gazetede yayımlanan tebliğler doğrultusunda tüketicilerden tahsil edildiği anlaşılmıştır.
Kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli, sayaç okuma bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 21/05/2014 tarihli 2013/7-2454 Esas 2014/679 karar sayılı kararı ile "Anayasanın Vergi Ödevi" başlıklı 73. Maddesinde "Herkes kamu giderlerini karşılamak üzere mâli gücüne göre vergi ödemek ile yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mâli yükümlülükler kanun ile konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi resim, harç ve benzeri mâli yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi Bakanlar Kurulu'na verilebilir." şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden kanunlarca ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK'na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kayıp kaçak bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir." şeklinde karar verilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nun bu kararı dayanak yapılarak iş bu dava 20/05/2016 tarihinde mahkememizde açılmış olup, yargılamanın devamı sırasında 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair kanun 17/06/2016 tarihinde resmî gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 6719 sayılı Kanunla yapılan değişiklikler kapsamında; 6719 sayılı Kanunun 15. maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 'Tanımlar ve Kısaltmalar' başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasına (şş) bendi eklenmiş ve anılan bendde; (şş) Teknik ve teknik olmayan kayıp: Dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen; teknik kayıp ve/veya kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik bir sebebe dayanmayan kaybı, ifade edeceği hükme bağlanmıştır. Yine 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinde değişiklik yapan 6719 sayılı Kanunun 21.maddesi ile, 17.maddenin 4.Fıkrasında; ((4) İlgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar..,) hükmüne yer verilmiş, 17. maddeye eklenen 10 fıkra hükmünde de; (“(10) Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Kezâ 6719 sayılı Kanunla 6446 sayılı Kanuna eklenen geçici 20.madde de; ((1) Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17. madde hükümleri uygulanır.”) hükmü getirilmiştir. 6446 sayılı Kanunda yapılan ve yukarda yer verilen 6719 sayılı Kanun değişikliği ile Kurul tarafından belirlenen esaslara göre hazırlanıp Kurul tarafından onaylanan tarifelere uygun şekilde tahakkuk ettirilen faturalarda yer alan kayıp-kaçak, perakende satış hizmet maliyeti vb gibi Kanunda sayılan kalemler bakımından 17. maddeye eklenen 10 fıkra hükmü ile mahkemece yapılacak incelemenin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluk ile sınırlı olduğu ifade edilmiş ve yine eklenen geçici 20. maddede de; bu hükmün (17/10.madde hükmünün) mevcut davalara da uygulanacağı kararlaştırılmıştır. Bu durumda mahkemelerce yapılacak inceleme bu bedellerin, kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandırılmıştır. Somut olayda davacının talebe konu bedellerin fazla alındığı iddiası araştırılmak üzere bilirkişi incelemesi yaptırılarak heyetinden kök rapor ve ek raporlar alınmış, bilirkişi heyeti tarafından davacının talebe konu bedellerin fazla ve mükerrer alınmadığı yönünde rapor sunulmuştur. Dosyaya sunulan rapor çelişkiden uzak hüküm kurmaya elverişli kabul edildiğinden hükme esas alınmıştır. Davacının, dava konusu bedellerin haksız ve hukuka aykırı olarak alındığı iddiası ile mahkememizde açmış olduğu iş bu davanın açılış tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı yeni kanun nedeni ile konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 6100 sayılı HMK'nun 331/1 maddesi gereğince davanın konusuz kalması halinde dava tarihindeki haklılık durumuna göre yargılama gideri ve vekalet ücreti takdiri gerekmektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 18/11/2009 tarih 2009/18-421 esas-2009-526 karar sayılı ilamında benzer bir olayda "dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının davadan sonra yürürlüğe giren yasa nedeni ile haksız duruma düşmesi söz konusu olamayacağından dava, davadan sonra yürürlüğe giren yasal değişiklik nedeni ile konusuz kalmış ise davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir." şeklinde karar vermiştir. Dava devam ederken yürürlüğe giren 6719 sayılı yasa nedeni ile davanın konusuz kaldığı, davacının dava tarihi itibari ile talebinde haklı olduğu kabul edilerek davacı lehine vekâlet ücreti ve yargılama giderine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-6719 sayılı yasanın 21. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'nun 17. Maddesine eklenen 10. Fıkra hükmü ve 6719 sayılı kanunun 26. Maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu'na eklenen geçici 20. Maddesi hükmü gereğince davanın konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli olan 44,40-TL maktu karar harcının başlangıçta peşin olarak yatırılan 4.198,87-TL'den mahsubu ile kalan 4.154,47-TL'nin davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan 1.500,00-TL bilirkişi ücreti, 366,00-TL tebligat gideri, 33,50-TL ilk harç olmak üzere toplam 3.799,00-TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davacı vekili lehine takdir olunan 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Gider avansından kalan kısımların karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 28/05/2019
Katip ...
e-imza
Hakim ...
e-imza
