Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/7543
Karar No: 2017/1147
Karar Tarihi: 13.02.2017

Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2016/7543 Esas 2017/1147 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2016/7543 E.  ,  2017/1147 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkeme Kararı : Asliye Ceza Mahkemesinin 05.11.2013 tarih ve 2010/109-2013/486 sayılı kararı
    Hüküm : TCK"nın 268/1 maddesi delaletiyle 267/1, 269/2 ve 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
    Suç : Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma
    İtiraz yazısı ile dava dosyası incelenerek gereği düşünüldü.

    I. GENEL OLARAK:
    Ceza Muhakemesi Kanunu 308. maddesi gereğince; Yargıtay Ceza Dairelerinin kararlarına karşı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, ilamın kendisine verildiği tarihten itibaren 30 gün içinde aleyhe, süre koşulu olmaksızın lehe itiraz edebilir. İtirazı, kararı veren daire inceler ve yerinde görürse kararını düzeltir, görmezse dosyayı Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderir.
    İtirazı incelemekle görevli daire, sanığın üzerine atılı "Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma” suçundan temyiz inceleme tarihi itibari ile 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesi ile eklenen geçici 14. madde hükmü doğrultusunda Yargıtay Birinci Başkanlar Kurulunun 19.01.2015 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 2015/8 sayılı kararına göre Yargıtay 16. Ceza Dairesidir.
    Yasal düzenleme ve Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun kararı doğrultusunda itirazın incelenmesinde Dairemizin görevli olduğu kabul edilmiştir.
    II. İTİRAZ NEDENLERİ:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı 21/12/2016 tarih ve KD-2016/393768 sayılı yazısında;
    "Başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma" suçundan sanık ..."ın mahkumiyetine ilişkin İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.11.2013
    gün ve 2010/109 E. 2013/486 K. sayılı kararının sanık tarafından, "aynı dava nedeniyle İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/479 E. 2012/1891 K. sayılı dosyasından da ceza aldığından bahisle" temyizi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16-2015/395477 sayılı tebliğnamesiyle hükmün onanmasının talep edildiğini,
    Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 18.04.2016 gün ve 2016/293 Esas, 2016/2447 Karar sayılı kararıyla; "hükümdeki TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısımlarının bütünüyle çıkarılarak yerine "Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih, 2014/140 E. 2015/85 sayılı iptal kararı doğrultusunda yürürlükte bulunan TCK"nın 53. maddesinin sanık hakkında uygulanmasına" ibaresi eklenmek suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA" karar verildiğini,
    Sanık ..."ın bu kez, aynı gerekçeyle infazının durdurulmasını ve cezasının düşürülmesini dilekçeyle istemesi üzerine, İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 2016/143 D.İş sayılı kararıyla infazın durdurulmasına, karar verdiği ve CMK 308/1-3 maddeleri uyarınca karar düzeltme için dosyayı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderdiğini,
    İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.11.2013 gün ve 2010/109 E. 2013/486 K. sayılı kararındaki olay ve suç tarihi ile İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/479 E. 2012/1891 K. sayılı dosyasındaki olay ve suç tarihinin aynı olup, sanığın aynı olay nedeniyle mükerrer ceza aldığını,
    İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.11.2013 gün ve 2010/109 E. 2013/486 K. sayılı karar ile kesinleşme tarihlerinin; İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/479 E. 2012/1891 K. sayılı dosyasının karar ve kesinleşme tarihlerinden daha sonra olduğu için, mükerrer açılan davanın CMK 223/7. maddesi uyarınca reddi yerine, mahkumiyet kararı verilmesi ve dolayısıyla bu kararın düzeltilerek onanmasının hukuka aykırı olduğunu”,
    Belirterek itirazlarının kabulü ile Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 18.04.2016 gün ve 2016/293 Esas, 2016/2447 Karar sayılı DÜZELTİLEREK ONAMA kararının kaldırılmasını, itirazlarının kabul edilmemesi halinde ise itirazları hakkında karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna gönderilmesini talep etmiştir.
    III-İTİRAZIN KONUSU:
    Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 18.04.2016 gün ve 2016/293-2447 sayılı kararı ile onanan İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.11.2013 gün ve 2010/109 Esas, 2013/486 Karar sayılı mahkumiyet kararının “mükerrer olup olmadığı ve bu bağlamda açılan davanın reddine karar verilmesinin gerekip gerekmediğinin belirlenmesine” ilişkindir.
    IV-HUKUKİ NİTELENDİRME:
    Şişli Cumhuriyet Başsavcılığı 04.03.2010 tarih ve 2010/10729 soruşturma, 2010/8692 esas sayılı iddianamesiyle; olay tarihinde başka suçtan işlem yapılmak
    üzere yakalanan ve hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla kendisini abisi ... olarak tanıtan sanık ..."ın, "üzerine atılı başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma” suçunu işlediğini iddia ederek, TCK"nın 268, 267 ve 53 maddeleri uyarınca cezalandırılması istemiyle Şişli 15. Asliye Ceza Mahkemesine kamu davası açmış, itiraza konu dava aynı mahkemenin 2010/109 esas sırasına kayıt olunmuştur.
    Şişli Adliyesinin kapatılması üzerine, HSYK"nın genelgeleri doğrultusunda itiraza konu dava İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesine devredilmiş ve aynı esas numarası üzerinden yargılamaya devam olunmuştur.
    Yapılan yargılama neticesinde, İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesi 05.11.2013 gün ve 2010/109 Esas, 2013/486 Karar sayılı kararı ile “sanık hakkında, TCK"nın 268/1 maddesi delaletiyle 267/1, 269/2 ve 53 maddeleri uyarınca 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına yönelik hüküm kurmuş, söz konusu kararın sanık tarafından temyizi üzerine Yargıtay 16. Ceza Dairesi 18.04.2016 gün ve 2016/293 Esas, 2016/2447 sayılı ilamı ile “hükmün düzeltilerek onanmasına” karar vermiştir.
    İnfaz aşamasında sanık ..., mahkemeye dilekçe vererek aynı eylem nedeniyle mükerrer cezalandırıldığını ileri sürmesi üzerine yapılan araştırmada, sanığın aynı olay nedeniyle İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.12.2012 gün ve 2010/479 Esas, 2012/1891 Karar sayılı kararıyla “TCK"nın 268/1 maddesi delaletiyle 267/1 ve 53 maddeleri uyarınca 1 yıl hapis cezası” cezalandırıldığı, anılan kararın da sanığın temyizi üzerine Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 17.09.2014 tarih ve 2014/4546-9309 sayılı ilamıyla “...1 yıl hapis cezasının "sanığın, mağdur hakkında adli soruşturma başlamadan önce iftirasından dönmesi nedeniyle cezasından 269/1 maddesi uyarınca 4/5 oranında indirim yapılarak sonuç cezanın 2 ay 12 gün hapis cezasına indirilmesi" suretiyle denilmek ve düzeltilmek suretiyle onandığı” anlaşılmıştır.
    Bu şekilde, sanığın başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma suçunu bir kez işlemesine rağmen hakkında, aynı eylem nedeniyle yukarıda ayrıntıları verilen iki ayrı mahkumiyet hükmünün tesis edildiğinin infaz aşamasında fark edilmesi üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesinden infazın durdurulması talebinde bulunmuş, adı geçen mahkemede, Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 18.04.2016 gün ve 2016/293 Esas, 2016/2447 sayılı onama ilamı ile kesinleşen, 05.11.2013 gün ve 2010/109 Esas, 2013/486 Karar sayılı, TCK"nın 268/1 maddesi delaletiyle 267/1, 269/2 ve 53/1 maddeleri gereğince sanığın 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ilişkin ilamı hakkında, infazın durdurulması kararı vermiştir.
    Muhakeme yapılabilmesinin şartlarından birisi de "Non bis in idem” olarak ifade edilen, aynı fiilden dolayı verilmiş bir hükmün veya açılmış bir davanın bulunmamasıdır.
    Kanunlarda açıkça yazılı olmadan da uygulanan bir hukuk normu olarak doktrinde de kabul olunan ve muhakeme hukukunun ana ilkelerinden olan
    "Non bis in idem” ilkesi 1412 sayılı CMUK"nın 253. maddesinin üçüncü fıkrasında; "Aynı konuda, aynı sanık için evvelce verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava var ise davanın reddine karar verilir", 01.06.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5271 sayılı CMK"nın "Duruşmanın sona ermesi ve hüküm" başlıklı 223. maddesinin yedinci fıkrasında ise; "Aynı fiil nedeniyle, aynı sanık için önceden verilmiş bir hüküm veya açılmış bir dava varsa davanın reddine karar verilir" şeklinde düzenlenmiştir.
    Bu düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, aynı fiil nedeniyle, aynı sanık hakkında önceden verilmiş bir hüküm veya, açılmış bir dava varsa, sonradan açılmış olan davanın reddine karar verilecektir.
    Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde;
    Sanığın başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerini kullanma eylemi nedeniyle daha önceden Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 17.09.2014 tarih ve 2014/4546-9309 sayılı ilamıyla düzeltilerek onanan ve kesinleşen İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.12.2012 gün ve 2010/479 Esas, 2012/1891 Karar sayılı kararıyla 2 ay 12 gün hapis cezası ile cezalandırılması, bu kapsamda itiraza konu İstanbul 38. Asliye Ceza Mahkemesinin 05.11.2013 gün ve 2010/109 Esas - 2013/486 Karar sayılı dosyasında görülen davanın "mükerrer dava" niteliğinde olduğunun belirlenmesi karşısında Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının yerinde görülen itirazının kabulü ile aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
    V.-HÜKÜM:
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının KABULÜNE,
    2-Yargıtay 16. Ceza Dairesinin 18.04.2016 gün ve 2016/293 Esas, 2016/2447 sayılı onamaya ilişkin kararının KALDIRILMASINA,
    3-Sanığın temyizine ilişkin incelemede;
    Aynı fiil nedeniyle sanık hakkında İstanbul 32. Asliye Ceza Mahkemesinin 04.12.2012 gün ve 2010/479 Esas, 2012/1891 Karar sayılı kararıyla hükmolunan mahkumiyet kararının Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 17.09.2014 tarih ve 2014/4546-9309 sayılı onama kararı ile kesinleştiği anlaşılmakla, mükerrer dava nedeniyle CMK"nın 223/7. maddesi uyarınca sanık hakkında açılan davanın reddine karar verilmesi yerine mahkumiyet hükmü kurulması,
    Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı BOZULMASINA, 13.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi