17. Hukuk Dairesi 2015/17358 E. , 2018/10066 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkilinin sigortalısına ödediği 7.915,00 TL hasar tazminatının rücusu için yapılan ... takibine itirazın iptali ve takibin devamını talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin itiraz dilekçesinde aleyhine başlatılan takip nedeniyle yetki itirazında bulunarak yerleşim yeri adresinde bulunan ... dairelerinin yetkili olduğunu bildirdiğini, trafik kazasının ...’da meydana geldiğini, müvekkilinin ikametgahının ... olduğunu, alacağın likit olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, yetkili ... dairesinde yapılmış usulüne uygun takip bulunmadığından davanın bu sebeple reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminatın rücuen tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK"nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin 1. fıkrasına göre; "Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim
yeri mahkemesidir. "7. maddesinde de," davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır. Birden fazla davalının bulunduğu hâllerde, davanın, davalılardan birini sırf kendi yerleşim yeri mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı, deliller veya belirtilerle anlaşılırsa, mahkeme, ilgili davalının itirazı üzerine, onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir." denilmektedir. Yine aynı Yasa"nın 16. maddesinde ise, "Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir." hükmü yer almaktadır.
HMK"da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir.
Bir davada, birden fazla genel ve özel yetkili mahkeme varsa, davacı bu mahkemelerden birinde dava açmak hususunda bir seçimlik hakka sahiptir. Davacı, davasını bu genel ve özel yetkili mahkemelerden hiçbirinde açmaz ve yetkisiz bir mahkemede açarsa, o zaman seçme hakkı davalılara geçer.
Somut olay haksız fiilden kaynaklanmakta olup kesin yetki kuralı bulunmaması ve davalılardan sadece ...’in yetki itirazında bulunması nedeniyle, mahkemece yetki itirazında bulunmayan davalı ...Ş. yönünden işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yetkili ... dairesinde yapılmış usulüne uygun takip bulunmadığından bahisle davanın reddine hükmedilmesi doğru olmayıp hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 05/11/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.