4. Hukuk Dairesi 2014/2395 E. , 2014/6053 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Cide Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/11/2013
NUMARASI : 2013/83-2013/234
Davacı S.. Ç.. vd vekili Avukat F.A.G. tarafından, davalı E.. E.. aleyhine 30/05/2013 gününde verilen dilekçe ile maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 14/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları ile reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince;
a-Dava, haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Davacılar, davalının kendilerine karşı işlediği yaralama, hakaret ve tehdit eylemleri nedeniyle manevi tazminat ve ayrıca ceza yargılaması sırasında yaptıkları ulaşım gideri için maddi tazminat olarak talep etmişlerdir.
Davalı, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, maddi tazminat talebinin kabulüne, manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Bir davada, karşı tarafa yükletilmesi gereken yargılama giderleri, o davanın ayrıntısı niteliğinde olup; talep olmasa bile, mahkemece doğrudan (re"sen) asıl hükümle birlikte karara bağlanması gerekir. Buna bağlı olarak, yargılama giderine, ancak asıl davada hükmedilebilir. Asıl davanın kesinleşmesinden sonra, o davaya ilişkin yargılama giderleri ayrı bir dava konusu yapılamaz. Mahkemece, yukarıda açıklanan kurallara ve ilkelere aykırı olarak, maddi tazminat isteminin kabulü usul ve yasaya aykırı olup kararın bozulması gerekmiştir.
b-Gerek BK. m.47 ve gerekse de m.49 hükümlerine göre, hakimin manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. 22/06/1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde taktir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Diğer yandan hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nısfetle hüküm vereceği M.K. m. 4"de belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edilmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Dava konusu olayın tarihi, gelişimi, yaralanma derecesi ve yukardaki ilkeler göz önüne alındığında verilen manevi tazminat miktarları fazladır. Daha alt derecede manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken; fazla miktarda manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiş; kararın bu yönüyle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen karann yukarıda (2,a-b) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk bentte açıklanan nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 09/04/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.