BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1167 Esas 2019/520 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
Esas No: 2018/1167
Karar No: 2019/520
Karar Tarihi: 28.05.2019

BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/1167 Esas 2019/520 Karar Sayılı İlamı

T.C.
İSTANBUL
12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/1167 Esas
KARAR NO : 2019/520

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 13/12/2018
KARAR TARİHİ: 28/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davalı tarafın işyerini İşyerim Paket Sigorta Poliçesi " ile sigortaladığını, müvekkilinin sigortaladığı işyerinde 21/12/2015 tarihinde demirbaşlardan birindeki su sızıntısı sebebiyle su hasarı meydana geldiğini, bu demirbaşın kontrolünün davalı yönetim tarafından yapılmasının gerektiğini, meydana gelen hasarda yönetimin kusurlu olduğunun tespit edildiğini, işyeri sahibinin müvekkiline hasarın tazmini noktasındaki başvurusu üzerine müvekkilinin 12/02/2016 tarihinde 4.310,09 TL hasar bedelini ödediğini, ödenen bu hasarın davalı yanca rücu nedeni ile ödenmesi için yapılan başvuruya herhangi bir cevap verilmediğinden bu tutarın tazmini amacı ile davalı aleyhine İstanbul ...İcra Müdürlüğünün ... esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını davalının bu takibe itiraz ederek durdurduğunu bunun üzerine alacağın tahisili amacı ile huzurdaki davanın açılarak yapılan itirazın iptalini, takibin kaldığı yerden devamını talep etmiştir.

CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, görevli mahkemenin İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesi olduğunu, davanın husumet yönünden reddi gerekeceğini, kat malikleri yöneticiliğinin tüzel kişiliğinin bulunmadığını hükmi şahsiyeti olmadığını, iş yerinin sigortalı bulunduğunu oluşan hasarın sigortacı olan davacının sorumluluğunda olduğunu davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DEĞERLENDİRME:
Dava, işyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan rücuen tahsili istemini içeren icra takibine davalının itirazının iptali istemine ilişkindir.
Davacı sigorta şirketi, bu davayı sigortalısının halefi olarak açtığına göre, görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 22.03.1944 tarihli 37 Esas ve 9 Karar sayılı kararında bu husus “sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa aynı hak, sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur” şeklinde vurgulanmaktadır.
634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu'nun 19. maddesinde, her kat malikinin ana gayrimenkule ve diğer bağımsız bölümlere, kusuru ile verdiği zarardan dolayı diğer kat maliklerine karşı sorumlu olduğu hüküm altına alınmıştır. Aynı Kanun'un Ek 1. maddesinde ise, kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesi'nde çözümleneceği öngörülmüştür.
Somut olaya bakıldığında; davalının maliki olduğu taşınmaz ile davacı sigortalısının kullanımındaki işyerinin de bulunduğu ana taşınmazın, kat mülkiyeti kurulmuş bir taşınmaz olduğu; davacıya sigortalı işyerinin üst katında bulunan ve davalının maliki olduğu işyerinden suların sigortalı iş yerine verdiği zarar gerekçesiyle davalıya husumet yöneltildiği görülmektedir. Bu durumda, ana taşınmazda kat mülkiyeti kurulmuş olması nedeniyle, davada Sulh Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğunun kabulü gerekir.
Görev kuralları, kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında mahkemece re'sen gözetilmesi gereken hususlardandır. Hal böyle olunca, mahkemece; uyuşmazlığın çözümünde Sulh Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, görevsizlik nedeniyle HMK’nın 114/1-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- HMK, TTK ve Kat Mülkiyeti Kanunun göreve ilişkin maddeleri doğrultusunda mahkememizin görevsizliği ile dava dilekçesinin usulden reddine,
2-HMK 20.maddesi uyarınca işbu görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde taraflardan birinin kararı veren mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edildiğinde dava dosyasının görevli İstanbul Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-Harç ve yargılama giderine ilişkin hususların görevli mahkemece değerlendirilmesine,
4-Tarafların 2 haftalık hak düşürücü süre içinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi için müracaat etmemeleri halinde yargılama giderleri ile yargılama giderlerinden olan vekalet ücretinin mahkememizce karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık kesin süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi.

Katip

Hakim
¸





Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.