23. Hukuk Dairesi 2014/7401 E. , 2015/7044 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul(Kapatılan) 41. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2011/24-2013/245
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili tarafından davalı şirketçe inşa edilen taşınmaz ile ilgili olarak verdiği proje ve ruhsat işlemleri hizmeti için belirlenen bedelden kalan KDV dahil 171.100,00 TL için 21.01.2010 tarihli fatura keşide ederek davalıya gönderildiğini, davalı tarafça faturaya süresi içinde itirazda bulunulmadığını, bu nedenle faturanın kesinleştiğini, fatura borcunun ödenmemesi üzerine müvekkilinin bu kez borcun 10 gün içinde ödenmesi için 23.03.2010 tarihli ihtarnameyi keşide ettiğini, davalının temerrüt ihtarnamesine rağmen de borcu ödemediğini ve 02.04.2010 tarihli ihtarname ile faturayı iade ettiğini, kesinleşmiş faturanın iadesinin kabul edilemeyeceğinden borcun tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %40 icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin merkezinin Ataşehir ilçesinde bulunması sebebiyle davaya bakmakta Kadıköy Asliye Ticaret Mahkemeleri"nin yetkili olduğundan bahisle yetki itirazında bulunduklarını, davaya konu faturanın hizmet bedeli faturası olduğunu, fatura tutarının ödenmesini talep edebilmek için söz konusu hizmetin hiç olmazsa bir kısmının yerine getirilmiş olması gerektiğini, oysa ki söz konusu faturaya ilişkin verilmiş ya da yerine getirilmiş bir hizmet olmadığını, söz konusu adreste bulunan benzin istasyonunun mülkiyetinin daha önce müvekkiline ait olduğunu, ancak dava tarihinden önce başkasına devredildiğini, mülkiyetin müvekkilinde olduğu dönemde de davacı şirketten ne proje ruhsat çalışması, ne de çalışma ruhsat işlemleri adı altında hizmet alımının söz konusu olmadığını, davalının faturaya konu hizmetlerin gerçekleştirileceğini ve benzin istasyonunun kullanıma hazır hale getirileceğine ilişkin davacıya duyulan güven sebebiyle faturanın ilk etapta iade edilmediğini, söz konusu hizmetin gerçekleştirilmemesi üzerine müvekkilinin benzin istasyonunu faaliyete sokup işletmesinin mümkün olmaması nedeniyle istasyonun devredildiğini, davacının faturaya konu hizmeti gerçekleştirdiğini ispatlaması gerektiğini, ancak davacı tarafça böyle bir proje çalışması yürütüldüğüne, benzin istasyonun gerekli izin ve ruhsatları alınarak işletime hazır hale getirildiğine dair bir belge sunulmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini ve davacı aleyhine %40"tan aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre; taraflar arasında 75.000,00 TL bedelli 05.05.2006 tarihli sözleşmenin mevcut olduğu, davacı tarafından sözleşme konusu işin ifa edildiği, her ne kadar davalı tarafça 04.01.2008 tarihli sözleşme kabul edilmemiş ise de, davalının işin yapıldığının ispatı gerektiğini, davacının taahhüdü olan proje çalışmalarını yerine getirmediği savunması karşısında 04.01.2008 tarihli akdi ilişkiyi kabul ettiği, 04.01.2008 tarihli revize sözleşme uyarınca düzenlenen 171.100,00 TL bedelli faturayı davalının kendi defterine kayıt ettiği, davalının bu fatura bedelini ödediğine ilişkin savunmada bulunmadığı, ancak davacı şirket adına vekil tayin edilen Cemil Kara"ya 95.000,00 TL ödediğini iddia ettiği, bu bedelin 15.000,00 TL"sinin masraf olup bu masrafa ait belge sunulmadığı, 80.000,00 TL"nin ücret olduğunun savunulduğu, davalı defterinde kayıtlı 171.000,00 TL bedelli davacı faturasından 80.000,00 TL bedelli davalı ödemesi indirildiğinde kalan 91.000,00 TL fatura alacağının kaldığı, davacının bu miktar yönünden alacaklı olduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile 91.000,00 TL asıl alacak ve davalının temerrüdünün 09.04.2010 tarihinde gerçekleştiği kabul edilerek bu tarihten itibaren takip tarihi olan 21.06.2010 tarihine kadar dönem için hesaplanan 2.911,99 TL avans faizi üzerinden takibin devamına karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Dava, hizmet bedelinin tahsiline ilişkin başlatılan takibe vaki itirazın iptali talebine ilişkindir. Sözleşmeden doğan davalarda, dava tarihinde yürürlükte olan 1086 sayılı HMK"nın 10. maddesi uyarınca sözleşmenin ifa olunacağı yer mahkemesi yetkili olduğu gibi aynı Yasanın 9. maddesine göre dava, davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesinde de açılabilir. Somut olayda ise, davanın açıldığı yer bunlardan hiçbirine uymamaktadır. Bu durumda, davalı vekilince, süresinde ve usulüne uygun olarak yetki itirazında bulunduğu ve mahkemenin yetkisiz olduğu gözetilerek 6100 sayılı HMK"nın 114/1-ç ve 115/2. maddeleri uyarınca, mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yetki itirazının reddiyle esasa ilişkin hüküm kurulması doğru olmamıştır.
2-Bozma nedenine göre, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesin, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.