7. Hukuk Dairesi 2021/986 E. , 2021/3273 K.
"İçtihat Metni"7. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Antalya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.05.2018 tarihinde verilen dilekçeyle satış vaadine dayalı tapu iptali ve tescil talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.04.2019 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı vekili ve davacı vekili tarafından talep edilmiştir. Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf talebinin esastan reddine, davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılarak davanın reddine dair verilen kararın davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
KARAR
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, dosyanın İLK DERECE MAHKEMESİNE, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 29/11/2021 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Taraflar arasındaki dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemli olup mahkemece, zamanaşımından dolayı davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Sözleşmenin geçerli olarak Antalya 1. Noterliğinin 24/02/1981 tarih ve 12355 yevmiye sayılı olarak düzenlendiği, Antalya Merkez Ahatlı Köyü 1 pafta, 1848 ada 4 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından satışının vaad edildiği, bedelinin alındığı belirgindir.
Tapu kaydının iptali istemli davanın 29/05/2018 tarihinde davacı vekili tarafından açıldığı, tapu kaydının en son olarak Antalya Kepez ilçesi Kültür Mahallesi 10260 ada, 25 parsel numarasını alıp, 01/06/2016 tarihinde kat irtifakı sonucu işlem gördüğü ve davalı adına 4 adet bağımsız bölüm tesisi ile tapuya tescilinin yapıldığı, davanın da neticeten bu 4 adet bağımsız bölüme ilişkin olduğu açıktır.
Satış vaadi sözleşmesinin tapu kaydına 10/09/1985 tarihinde şerh olarak işlendiği, terkini işleminin 15/05/2014 tarihinde gerçekleştiği, ayrıca beyanlar hanesinde ise "Ev yapılmadan 2 sene müddetle satılamaz." kaydının 06/11/1986 tarihinde işlendiği ve işbu kaydın 21/10/2004 tarih ve 13519 yevmiye ile Antalya 1. Bölge Tapu Müdürlüğü yetkisinde terkin olduğu görülmüştür.
Gerek ilk derece mahkemesi ve gerekse Bölge Adliye Mahkemesi benzer gerekçelerinde, yukarıda belirtilen 21/10/2004 tarihli Tapu Sicil Müdürlüğünün terkin beyanını esas alarak neticeten, bu tarihten davanın açıldığı tarihe kadar geçen süreyi esas almak suretiyle, zamanaşımının dolduğu kanaati ile davanın reddi kararı tesis etmişler, itirazları esastan reddetmişlerdir.
Sayın çoğunluk ile oluşan görüş farkımız esasen dosyada yeterli araştırma yapılıp yapılmadığı noktasındadır.
Şöyle ki Tapu Müdürlüğünden gelen cevapların dayanağı hiç bir suretle araştırılmamış, terkin işlemine esas alınan bilgi- belge getirtilmemiştir.
Bu konu önemli olup, esasen davalıya ait 4 sayılı parsel, Arsa Ofisi tarafından temin edilen arsaların ihtiyaç sahiplerine dağıtılması sonucu oluşmuştur. 1164 sayılı Kanunun 11. maddesi "... Satılan arsalar üzerine, satış şartlarına uygun inşaat ikmal edilmedikçe üçüncü şahıslara satılamaz, bağışlanamaz ve haczolunamaz. Bu hususlar tapu kaydına işlenir." hükmünü taşımakta olup, bu durumda arsa üzerine usulüne uygun ev inşaatının bitim tarihinin tespiti önem arz etmektedir.
Esasen davacının dayandığı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 1990/2 Esas, 1990/6 Karar, 30/11/1990 tarihli ilamı da bu konu ile ilgili olup, neticeten Kanuna istinaden konulan şerhlerin sözleşme ile ortadan kaldırılamayacağı ve süre sonunda şerhin hükümsüz hale gelmeyeceği karara bağlanmıştır.
Olayımızda Tapu Sicil Müdürlüğünün, satılamaz şerhini 21/10/2004 tarihinde kaldırdığı açık ise de, bu kaydın terkini yine kaydın dayanağı olan yasal mevzuatın aradığı şartların gerçekleşmesine bağlıdır.
Yine dosyadaki bilgilere göre binanın muhtemelen tamamlanması sonucu, kat irtifakı tapusu 01/06/2016 tarihinde oluşması karşısında, terkin işlemin sağlıklı olup olmadığı tartışılır hale gelmiştir.
Davacı taraf ısrarla, taşınmaz üzerinde bina yapıp işlemlerinin yapılması- tamamlanmasını bekledikleri için dava açmadıklarını belirtmektedirler. İçtihatlar gereğince "şerhin" kendiliğinden kalkması da söz konusu olamayacağına göre davacının, daha önceden dava açmasının da bir anlamı bulunmamaktadır.
Bütün bu yönler üzerinde durulmaması az yukarıda değinilen 1164 sayılı Kanunun 11. maddesi ve ilgili mevzuat hükümleri doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılmaması doğru görülmediğinden temyize konu kararın bozulması kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun hükmün onanması kararına katılamıyorum.