8. Hukuk Dairesi 2009/7093 E. , 2010/1452 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
... mirasçıları, ... ve müşterekleri ile ...mirasçıları ... ve müşterekleri, ... aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair....2.Asliye Hukuk Hâkimliğinden verilen 07.07.2009 gün ve 44/430 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davalılar ... ve müşterekleri vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 30.03.2010 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalılar ... ve müşterekleri vekili Avukat ... geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, 3303 parsel sayılı taşınmazın 690 m2’lik bölümünün 1972 yılında vekil edeni ... tarafından Haydar Kütük’ten satın ve devralındığını, satışa ilişkin bedelin ödenmesine rağmen tapusunun verilmediğini, tapu verilecek düşüncesi ile taşınmaz üzerinde vekil edeni tarafından gecekondu yapılarak 1972 yılından beri tasarrufta bulunulduğunu, daha sonra taşınmazın ...mirasçıları tarafından davalılardan ...’e satıldığını, muvazaa nedeniyle satın aldığı yere karşılık miktar kadar tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline, tapu iptali ve tescil mümkün olmadığı taktirde arsanın ve muhdesatın bugünkü değerlerinin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, dava konusu taşınmazın vekil edeni tarafından tapuda yapılan satış ve devir ile satın alındığını, iyiniyetli olduğunu açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı ...mirasçıları vekili de, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil davasının reddine, bilirkişilerce uyarlama yöntemi ile belirlenen 36.631.04 YTL’nin davalı ...mirasçıları İlhan, Orhan ve ...’ten veraset belgesindeki payları oranında tahsiline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalılardan ...,... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları kapsamına ve özellikle hükmüne uyulan 13.12.2007 gün 2007/6883-7205 Esas ve Karar sayılı bozma ilamına konu, mahkemenin 18.7.2006 gün ve 2004/578- 2006/404 Esas ve Karar sayılı ilamında; dava konusu taşınmaz bölümünün ...tarafından davacıların miras bırakanı ...’a tapu dışı yolla ve 175500 TL bedelle satıldığı, bedelin tahsil edildiği, dolayısı ile tarafların miras bırakanları arasında yapıldığı anlaşılan geçersiz satış sözleşmesi uyarınca davalıların miras bırakanına ödenen 175500 TL nin uyarlama yöntemi ile ulaştığı 16.887,07 TL bedelden ...mirasçılarının sorumlu oldukları görüşünden hareketle verilen kabule ilişkin hükmün taraflarca temyiz edilmesi ve anılan hükmün Dairemizce onanmasından sonra; davacı ... mirasçıları vekilinin 30.3.2007 havale tarihli karar düzeltme dilekçesiyle harici satış bedelinin uyarlanmasında izlenen yöntemin yanlış olduğunu, uyarlama sonucunda bulunan ve hüküm altına alınan 16.887.07 TL lik bedelle bugün ancak 100 m²’lik bir arsa alınılabileceğini, denkleştirici adalet ilkesi gereğince vekil edenlerinin mağdur edilmemesi için bedele yönelik onama kararının kaldırılmasını istemesi ve bu isteğin haklı bulunması üzerine; “..... şu halde geçersiz satış sözleşmesine dayalı olarak istenen bedelin tahsilinde davalı ...mirasçıları sorumlu olmaktadırlar. Bilindiği üzere geçerli bir sebebe dayanmaksızın bir kişinin mal varlığından diğerinin mal varlığına kayan değerlerin eksiksiz iadesi denkleştirici adalet düşüncesine dayanır. Denkleştirici adalet ilkesi ise, haklı bir sebep olmaksızın başkasının mal varlığından istifade ederek kendi mal varlığını artıran kişinin elde ettiği bu kazanımı geri vermek zorunda olduğunu ve eski hale getirtmede mal varlığında artış olan tarafın yükümlülüğünün bulunduğunu ifade eder. Ülkemizde yaşanan ve uzun yıllar boyu yüksek oranlarda seyreden enflasyon nedeni ile belli bir miktar paranın verildiği tarihteki alım gücü ile aynı miktar paranın aradan geçen zamana bağlı olarak iade günündeki alım gücünün farklı ve çok daha az olduğu bir gerçektir. Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken denkleştirici adalet kuralı gözardı edilmemelidir. Mahkemece hukukçu bilirkişi tarafından hazırlanan 20.3.2006 tarihli rapor esas alınarak hüküm kurulmuştur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu bu yönü ile hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacının ödediği bedelin ödeme tarihinden itibaren çeşitli ekonomik etkenler nedeniyle azalan alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, döviz kurları, altın, memur maaşı ve işçi ücretlerindeki artışlar ve benzeri unsurların ortalamaları alınmak suretiyle dava tarihine kadar ulaşacağı alım gücünün denkleştirici adalet ilkeleri gereğince saptanması için dosyanın konusunda uzman bir hukukçu, bir mali müşavir veya iktisatçı ve bu işlerden uzmanlığı bilinen bir bankacıdan oluşan bir bilirkişi kuruluna verilmesi, kendilerinden rapora dayanak yapılan bilgi ve belgelerin dayanaklarının eklenmesinin istenmesi, açıklamalı, denetime açık ve gerçek durumu yansıtır rapor alınması, ondan sonra bedelle ilgili tüm deliller değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulmuş bulunması doğru değildir” denmek suretiyle davacı taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturacak şekilde bozma sevk edildiğine ve bu bozmaya uyulmuş bulunduğuna göre, diğer temyiz itirazları yerinde değil ise de; temyiz konusu hükme esas alınan 26.12.2008 günlü raporda; dikkate alınması gereken ekonomik etkenlerden; döviz kurlarının yapılan değerlendirmede dikkate alınmamış olduğu görülmektedir. Bu eksikliğin öncelikle hükme esas 26.12.2008 günlü raporu düzenleyen bilirkişiler marifetiyle giderilmesine çalışılması, olmadığı taktirde; hükmüne uyulan bozma ilamı kapsamında yeni bir bilirkişi heyeti aracılığı ile inceleme ve değerlendirme yapılması, ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken tüm ekonomik girdilerin dikkate alınmaması nedeniyle eksiklik gösteren bilirkişi raporu uyarınca karar verilmesi doğru olmamıştır.
Davalılar ... ve müşterekleri vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan yerel mahkeme hükmünün açıklanan nedenlerle ve HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 750 TL avukatlık ücretinin ... mirasçıları olan davacılardan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalılar ... ve müştereklerine verilmesine ve 495,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 30.03.2010 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Dairenin 13.12.2007 tarih 2007/ 6883-7205 esas ve karar sayılı bozma ilamına ekli olan karşı oy yazısı kapsamını aynen tekrar ediyorum. Karşı oy yazısı kapsamı uyarınca işlem yapılması gerekirken Daire çoğunluğu tarafından tecelli eden görüş ve araştırmaya katılmıyorum. 30.03.2010