(Kapatılan) 18. Hukuk Dairesi 2015/1017 E. , 2015/11411 K.
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki ... Köyü ... parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili davasına dair ... 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 04.02.2014 günlü ve 2013/459-2014/66 sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 11.09.2014 günlü ve 2014/7556-2014/12499 sayılı ilama karşı taraf vekillerince karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Bu istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Taraf vekillerinin karar düzeltme istemi üzerine tüm dosyanın yeniden inelenmesi sonucunda; kamulaştırma bedelinin belirlenmesinde değerlendirme tarihi olan 2013 verilerinin esas alınması yerine 2012 verilerinin alınıp dava tarihine endeksleme yapılmasının doğru olmaması nedeniyle de bozma yapılması ve faiz ile ilgili (4) numaralı bozma bendinin aşağıda yazılı şekilde yapılması gerektiği bu kez yapılan incelemeden anlaşılmakla taraf vekillerinin karar düzeltme istemlerinin kabulüne, Dairemizin 11.09.2014 gün ve 2014/7556 Esas 2014/12499 karar sayılı ilamının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-4650 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Yasasının 11. maddesinin 1. fıkrasının (f) bendi uyarınca bilirkişi kurulu, arazi niteliğindeki taşınmazın kamulaştırma tarihindeki mevki ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini esas tutarak bedelin tespitinde etkili olacak bütün nitelik ve unsurları ve her unsurun ayrı ayrı değerini belirtmek suretiyle ve ilgililerin de beyanını dikkate alarak gerekçeli bir değerlendirme raporuna dayalı olarak taşınmaz malın değerini tespit etmelidir.
Yargıtayın yerleşmiş uygulamalarında ise, özel ve dikkate alınması gereken haklı bir neden bulunmadıkça tarım arazilerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelir üzerinden bilimsel yöntemle yapılacak değerlendirmede münavebeye alınacak ürünler için aynı Yasanın 15. maddesinin son fıkrası hükmü uyarınca, kamulaştırma belgelerinin mahkemeye verildiği gün itibarıyla dekar başına elde edilecek verimine, üretim giderine ve toptan satış fiyatına ilişkin olarak ciddi istatistiki bilgilere dayalı olduğu bilinen o yerdeki gıda, tarım ve hayvancılık müdürlüğü verilerinin esas alınması aranmaktadır.
Bu itibarla; münavebeye alınan buğday, pamuk ve mısırın değerlendirme tarihi olan 2013 yılı itibarıyla dekara asgari ve azami üretim miktarını, verimini, kg başına toptan satış fiyatı ve ayrıntılı üretim giderlerini gösteren veri listesinin gıda, tarım ve hayvancılık ilçe müdürlüğünden getirtilip bu verilere uygun olarak değerlendirme yapılması gerekirken, bilirkişi raporunda 2012 yılı verileri uygulanıp dava tarihine endeksleme yapılarak değerin belirlenmesi,
2-Dava konusu taşınmazın, ...-... Karayoluna bitişik olması, malik sayısının az olması ve ulaşım kolaylığının bulunması gibi hususların tarım arazisi niteliğindeki taşınmazın diğer özellikleri ile kapitalizasyon faiz oranı belirlemesinde gözetilen hususların dışında değerinde herhangi bir objektif artışa neden olmayacağı düşünülmeden, %40 oranında objektif artış uygulayan bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması,
3-Hükme esas alınan 23.10.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda kamulaştırma bedeli 30.513,98 TL olarak belirlenmişken, mahkemece gerekçesi de gösterilmeden 31.055,71 TL kamulaştırma bedeline hükmedilmesi,
4-Kamulaştırılan alan 1983,89 m² olup bu miktar üzerinden kamulaştırma bedeli hesaplandığı halde gerekçeli kararın (2) nolu hüküm fıkrasında kamulaştırılan alanın 846,09 m² olarak yazılması,
5-Tespit edilip davalı adına yatırılan kamulaştırma bedelinin hükümle birlikte davalıya ödenmesine karar verildiğinden dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihi takip eden tarihten karar tarihine kadar yasal faize hükmetmek gerekirken, yargılama sırasında 31.12.2012 tarihli duruşma gününe kadar hesaplattırılan faizin bankaya depo ettirildiği, dolayısıyla karar tarihi olan 04.02.2014 tarihine kadar işleyecek faizin eksik depo edilmiş olduğu ve ayrıca depo edilen bedelin bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş faizininin davalıya ödenmesine karar verilerek infazda tereddüt yaratılması,
Doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyenlerden davalı tarafa iadesine 29.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi