17. Hukuk Dairesi 2016/9369 E. , 2018/10042 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 23.2.2016 Salı günü taraflardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracın, davacıların oğlu ..."a çarpmasıyla ölümlü kaza meydana geldiğini, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldıklarını, davalıya başvuru yapılmış ise de çok düşük tazminat teklif edildiğinden davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL. maddi tazminatın kaza tarihinden işleyecek en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 19.04.2013 tarihli ıslah dilekçesiyle, toplam taleplerini 58.570,18 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, davacılara ödeme yapmak istedikleri halde kabul edilmediği için temerrütlerinin sözkonusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile davacı ... için 30.242,42 TL. ve Vesim için 26.227,76 TL. destekten yoksun kalma tazminatının, 1.980,00 TL. cenaze ve defin giderinin
dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir. KTK"nun 86/1. maddesi gereği ise, işletenin eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusursuzluğu oranında sorumluluğunun kalkacağı açıktır.
Mahkeme tarafından, davaya konu trafik kazasını yapan davalının sigortaladığı araç sürücüsü ile davacıların desteği bisikletli ... Bora"nın kazadaki kusur oranlarının belirlenmesi konusunda herhangi bir araştırma yapılıp rapor alınmadan, zarar gören 3. kişi konumunda olan davacılara desteğin kusurunun yansımayacağı ve kusur oranlarının önemli olmadığı gerekçesiyle, trafik sigortacısı olan davalının zarardan sorumluluğuna karar verilmiştir. Mahkemenin maddi tazminata ilişkin hesaplama yönünden hükme esas aldığı 11.12.2012 tarihli raporda da (mahkeme talimatı gereği), herhangi bir kusur indirimi yapılmadan tazminat hesaplanmıştır. Oysa, yukarıda ifade olunan nedenlerle, davalı sigortacının zarardan sorumlu tutulabilmesinin ön şartı, kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün kazada kusurlu olması olup sorumluluğunun üst sınırını da sigortalı araç sürücüsünün kusuru oluşturmaktadır.
Bu durumda mahkemece; kazada, davacılar desteğinin ölümü ile sonuçlanan kazayı yapan ve davalı tarafından sigortalanan araç sürücüsünün kazada tali kusurlu ve davacılar desteğinin
asli kusurlu olduğunun, ceza yargılaması kapsamında alınan trafik kusur uzmanı bilirkişi raporunda ve Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Kurulu raporunda saptandığı; davalının ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunması halinde ve sürücünün kusur oranıyla sınırlı olarak 3. kişilerin zararlarından sorumlu tutulabileceği göz önünde bulundurularak; konusunda uzman bilirkişiden kusur raporu alınması ve oluşacak sonuca göre davalının zarardan sorumluluğunun belirlenmesi gerekirken; eksik inceleme ve hatalı gerekçeyle, yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; duruşmada vekille temsil olunmayan davalı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 05/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.