Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itarazları yerinde değil ise de; Mahkemece, takibin durdurulmasına ilişkin verilen kararın itirazda bulunan borçlular hakkında hüküm ifade edeceğinin tabii bulunmasına göre alacaklı vekilinin bu yöndeki temyiz itirazının reddine, Ancak, Hukuk Genel Kurulunun 3.6.1998 tarih ve 1998/12-444 E 1998/401 K sayılı ilamında da vurgulandığı üzere şikayete konu işlemin münhasıran icra müdürlüğünün hatasından kaynaklanması halinde karşı tarafın avukatlık ücreti ve yargılama gideri ile sorumlu tutulması mümkün değildir. Somut olayda icra müdürünün işleminde ve bunun şikayet edilmesinde alacaklının bir kusuru yoktur. O halde mahkemece yargılama giderlerinin borçlular üzerinde bırakılması ve alacaklının avukatlık ücreti ile sorumlu tutulmaması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. Yine, hükmüne uyulan dairemiz bozma ilamında belirtildiği üzere “itirazın süresinde yapıldığının tespiti” ile yetinilmesi gerekirken, alacaklı lehine oluşan usulü kazanılmış hakkı ortadan kaldırır biçimde “yetki itirazının kabulüne” karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 19/09/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.