Esas No: 2018/3128
Karar No: 2020/248
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2018/3128 Esas 2020/248 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Hazine, Orman Yönetimi ve davacılar ..., ..., ..., ... ve ... vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ..., ... köyünde bulunan ve dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği 18 hektar yüzölçümündeki taşınmazın 12 dönümlük kısmını 12/04/1956 tarih ve 58 sıra numaralı tapu kaydına istinaden maliki olan dava dışı şahıslardan haricen satın aldığını ve 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız olarak kullandığını belirterek taşınmazın adına tapuya tescil edilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2005/102 Esas sayılı dosyada davacı ..., ... köyünde bulunan ve dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği 18 hektar yüzölçümündeki taşınmazın 24 dönümlük kısmını 12/04/1956 tarih ve 58 sıra numaralı tapu kaydına istinaden maliki olan dava dışı şahıslardan haricen satın aldığını ve 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız olarak kullandığını belirterek taşınmazın adına tapuya tescil edilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2004/117 Esas sayılı dosyada davacı ... ve ..., 12/04/1956 tarih ve 58 sıra numaralı tapu kaydının 2/3 hissesinin anneleri Ayşe Öz adına kayıtlı olduğunu, ... köyünde bulunan ve dava dilekçesinde sınırlarını bildirdikleri 18 hektar yüzölçümündeki taşınmazın 26 dönümlük kısmını bu tapu kaydına istinaden 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız olarak kullandıklarını belirterek taşınmazın adlarına tapuya tescil edilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2003/329 Esas sayılı dosyada davacı ... Akgül, ... köyünde bulunan ve dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği 18 hektar yüzölçümündeki taşınmazın 12 dönümlük kısmını 12/04/1956 tarih ve 58 sıra nuımaralı tapu kaydına istinaden maliki olan dava dışı şahıslardan haricen satın aldığını ve 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız olarak kullandığını belirterek taşınmazın adına tapuya tescil edilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2003/328 Esas sayılı dosyada davacı ..., ... köyünde bulunan ve dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği 18 hektar yüzölçümündeki taşınmazın 12 dönümlük kısmını 12/04/1956 tarih ve 58 sıra numaralı tapu kaydına istinaden maliki olan dava dışı şahıslardan haricen satın aldığını ve 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız olarak kullandığını belirterek taşınmazın adına tapuya tescil edilmesini talep etmiştir.
Birleşen 2003/327 Esas sayılı dosyada davacı ..., ... köyünde bulunan ve dava dilekçesinde sınırlarını bildirdiği 18 hektar yüzölçümündeki taşınmazın 12 dönümlük kısmını 12/04/1956 tarih ve 58 sıra numaralı tapu kaydına istinaden maliki olan dava dışı şahıslardan haricen satın aldığını ve 20 yılı aşkın süredir nizasız ve fasılasız olarak kullandığını belirterek taşınmazın adına tapuya tescil edilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davanın kabulüne ve taşınmazların ayrı ayrı davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, Dairemizin 2002/5141-7092, 2002/5242-7096, 2002/5142-7094, 2002/5145-7101, 2002/5144-7102, 2002/5140-7093 sayılı kararlarıyla özetle “1- Davacılar, Nisan 1956 tarih ve 58 numaralı 18 hektar yüzölçümündeki tapuya dayanarak dava açtıklarına göre, öncelikle tapu kaydının kapsamının belirlenmesi ve biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği gözönünde bulundurularak, bu dava dosyalarının HYUY"nın 45. maddesi gereğince birleştirilip birlikte görülmesi gerektiğinin düşünülmesi,
2- Taşınmazların bulunduğu... köyünde genel arazi kadastro uygulaması yapıldığı anlaşıldığına göre, bu işlemin hangi tarihte yapılıp hangi tarihte ilan edildiği ve kadastro paftalarının hangi tarihte düzenlendiği, taşınmazların hangi nedenle kadastro harici bırakıldığı kadastro müdürlüğünden sorulup araştırılması,
3- Davacıların dayanağı tapu kaydı ilk oluştuğu günden itibaren tüm gittileriyle birlikte getirtilip uygulanmaması ve kadastro sırasında hangi parsellere revizyon gördüğünün araştırılmaması, tapu kaydının güney sınırında 7 kuzey sınırında 9 parsel yazılı olduğuna göre, tapu kaydının ifraz edilmiş olabileceği düşünülerek, ifrazla ilgili harita ve diğer belgelerin getirtilip keşifte uygulanmaması,
4- Dava konusu taşınmazlar, yörede yapılan kadastro sırasında, paftasında tapulama harici orman olarak gösterilmişse, taşınmazların bulunduğu... köyünde orman kadastrosunun kesinleştiği güne kadar bu yerlerin orman olduğunun kabulü gerekeceğinden, tapu kaydının dava konusu yere uymaması yada kayıt fazlasının bulunması halinde bu gibi yerlerin orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten itibaren 20 yıl geçmemişse zilyetlikle kazanılamayacağının düşünülmemesi,
5- Aynı gün dairede incelemesi yapılan, mahkemenin 1988/949 Esas (Dairenin 2002/5242) sayılı dosyası içinde asliye hukuk mahkemesinin 1988/765 Esas - 1992/31 Karar sayılı dosyasının bulunduğu ve bu dosyada Cemal İpek ve Sali Zeki Arslan"ın Nisan 1956 tarih 58 numaralı tapu kaydına dayalı olarak tescil davası açtıkları ve 34956 m² yüzölçümündeki taşınmazın davacılar adına tescil edildiği görülmekle, tescil edilen o davaya konu olan taşınmazın temyize konu yerler ile birlikte konumu gösterilerek, bu dava ile birlikte değerlendirilmemesi,
6- Yörede genel arazi kadastrosu yapıldığına göre, tescil davasına konu olan taşınmazların kadastro paftasında nereye isabet ettiğinin fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek krokide gösterilerek infaza elverişli harita düzenlettirilmemesi,
7- 1985 tarihinde kesinleşen orman kadastrosu bulunduğu kabul edildiğine göre, kadastro paftası ile orman kadastro haritası ölçekleri eşitlenerek birbiri üzerine aplike edilip, çekişmeli taşınmazların konumunu tam olarak gösteren krokili rapor alınmaması,
8- Çekişmeli taşınmazların doğu sınırında gölet ve dere bulunduğu krokide işaret edildiğinden, göletin niteliği araştırılıp bu hudutlar yönü ile jeoloji ve ziraat mühendisi bilirkişiden rapor alınmaması,
9- Mahkemenin 1988/1050 Esas, (Dairenin 202/5143 Esas) sayılı dosyasında çekişmeli taşınmazın 2260 m² bölümünün orman tahdidi içinde kaldığı rapor edilmesine rağmen bu bölümün dahi gerçek kişi adına tesciline karar verilmiş olması,
10- Yine mahkemenin 1988/951 Esas, (Dairenin 2002/5144 Esas) sayılı dosyasında davacının ismi ... olduğu halde ilgisi olmayan Mehmet Akgül adına tescile karar verilmiş olması..." gereğine değinilerek hükümlerin bozulmasına karar verilmiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamada birleştirilerek görülmesine karar verilen davalar sonucunda Mahkemece 2003/326 Esas sayılı asıl dosya yönünden; davacı ... tarafından açılan davanın reddine, birleşen 2003/327 Esas sayılı dosyasının davacı ... tarafından davalılar aleyhinde açılan tescil isteminin kısmen kabul ve kısmen reddine, davaya konu edilen İzmit ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde, kuzey ve doğusu ... köyü, 114 ada 2 parsel, batısı yine ... köyü 114 ada 1 parsel, güneyi ise; ... tarafından kullanılan yerle çevrili krokisinde 3 sıra numaralı parselin "E" ile işaretli 373,61 m ² yüzölçümlü yerin davacısı adına tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, birleşen 2003/328 Esas sayılı dosya yönünden, davacı ... tarafından açılan davanın reddine, birleşen 2003/329 Esas sayılı dosya yönünden; ... (Akkül) tarafından davalılar aleyhine açılan tescil isteminin kısmen kabul ve kısmen reddine, davaya konu edilen İzmit ilçesi, ... köyü sınırları içeresinde, doğusu ... köyü 114 ada 2 parsel, batısı ... köyü 114 ada 1 parsel, kuzeyi ... tarafından, güneyi ise ... tarafından kullanılan yerle çevrili, krokisindeki 4 sıra numaralı parselin "E" ile işaretli 1210,80 m² yüzölçümlü yerin davacı adına yeni parsel numarası verilmek sureti ile tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine, birleşen 2004/117 Esas sayılı dosya yönünden; davacılar Mehmet ve ... (ölü) tarafından açılan tescil isteminin kısmen kabul ve kısmen redine, davaya konu edilen İzmit ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde doğusu yol, kuzeyi ... köyü 114 ada 2 parsel ve ... tarafından kullanılan yer, batısı ... köyü 114 ada 1 parsel, güneyi ... köyü tescil harici bırakılan yerle çevrili krokisindeki 7 sıra numaralı parselin "E" ile işaretli 9337,96 m ² yüzölçümlü yer ile; bu yerin doğusunda bulunan, yine... köyü sınırları içeresinde, doğusu ... köyü tescil harici bırakılan kısımlar, kuzeyi ... köyü 114 ada 2 ve 4 parseller (DSİ göleti), batısı yol, güneyi... köyü tescil harici bırakılan yerle çevrili krokisindeki 8 sıra nolu parsel ve "E" ile işaretli 7645,63 m² yüzölçümlü yerin ayrı ayrı 1/2 payının davacı ... ve 1/2 paylarının ise ... mirasçıları adlarına miras payları oranında yeni parsel numaraları verilmek sureti ile tapuya kayıt ve tescillerine, fazlaya ilişkin istemlerinin reddine, birleşen 2005/102 Esas sayılı dosya yönünden; davacı ... (ölü) tarafından davalılar aleyhinde açılan tescil isteminin kısmen kabul ve kısmen reddine, davaya konu edilen İzmit ilçesi, ... köyü sınırları içerisinde doğusu ... köyü 114 ada 2 parsel, kuzeyi ... tarafından kullanılan yer, batısı ... köyü 114 ada 1 parsel, güneyi Ali ve ... tarafından kullanılan ve tescil talep edilen yerle çevrili krokisinde 5 sıra numaralı parselin "E" ile işaretli 3772,84 m² yüzölçümlü yerin ölü davacının mirasçıları adlarına miras payları oranında yeni parsel numarası verilmek sureti ile tapuya kayıt ve tesciline, fazlaya ilişkin istemin reddine, karar verilmiş, hüküm davalı Hazine, Orman Yönetimi ve davacılar ..., ..., ..., ..., ... mirasçıları vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapusuz taşınmazın tescili istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde 1744 sayılı Kanuna göre 1977 yılında yapılıp 06.04.1982 tarihinde ilan edilip kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır. Daha sonra 2896 sayılı Kanuna göre 30.09.1985 tarihinde yapılıp kesinleşen herhangi bir nedenle sınırlama dışı bırakılmış ormanların kadastrosu, aplikasyon ve 2/B uygulaması vardır. Genel arazi kadastrosu ise 1963 yılında kesinleşmiş, çekişmeli taşınmazlar orman oldukları gerekçesiyle tespit harici bırakılmıştır.
Mahkemece davacılar ... ve ... tarafından açılan davanın reddine, davacılar ..., ... ve ... mirasçıları tarafından açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, uyulmasına karar verilen Dairemiz bozma kararlarının gereği yerine getirilmemiş, 699, 700, 1400, 1401 ve 1402 parsel sayılı taşınmazlara ait dava dosyaları ve taşınmazların tapuya tesciline esas sair evraklar getirtilip usulünce incelenmemiş, çekişmeli taşınmazların başkaca taşınmazlarla mükerrer bölümleri olup olmadığı net olarak belirlenmemiş, dayanılan tapu kaydı usulünce getirtilip uygulanmamış, davacılar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiştir. Eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
6100 sayılı HMK"nın 50. maddesinde medenî haklardan yararlanma ehliyetine sahip olanın davada taraf ehliyetine de sahip olacağı, 51. maddesinde dava ehliyetinin medenî hakları kullanma ehliyetine göre belirleneceği, 114/d maddesinde ise taraf ve dava ehliyetinin dava şartlarından olduğu ve 115. madde uyarınca da mahkemenin dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı belirtilmektedir.4721 sayılı TMK"nın 47, 48, 49 ve 50. maddelerinde de tüzel kişiliğin kazanılması, hak ehliyeti ile fiil ehliyeti ve bunun kullanılmasına ilişkin hükümler yer almaktadır.
442 sayılı Köy Kanununun 37/7. maddesi uyarınca da köy tüzel kişiliği adına dava açmak ve açılan davayı takip yetkisi köy muhtarına aittir. Köy muhtarının hukukî bir engelinin çıkması durumunda bu yetki aynı Kanunun 33/b maddesine göre köy derneğinin seçeceği temsilciye tanınmıştır.
Ancak, On Dört İlde Büyükşehir Belediyesi ve Yirmi Yedi İlçe Kurulması İle Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair 6360 sayılı Kanunun 1. maddesi gereğince;
1) Aydın, Balıkesir, Denizli, Hatay, Malatya, Manisa, Kahramanmaraş, Mardin, Muğla, Ordu, Tekirdağ, Trabzon, Şanlıurfa ve Van illerinde, sınırları il mülki sınırları olmak üzere aynı adla büyükşehir belediyesi kurulmuş ve bu illerin il belediyeleri büyükşehir belediyesine dönüştürülmüştür.
2) Adana, Ankara, Antalya, Bursa, Diyarbakır, Eskişehir, Erzurum, Gaziantep, İzmir, Kayseri, Konya, Mersin, Sakarya ve Samsun Büyükşehir Belediyelerinin sınırları il mülkî sınırlarıdır.
3) Birinci ve ikinci fıkrada sayılan illere bağlı ilçelerin mülkî sınırları içerisinde yer alan köy ve belde belediyelerinin tüzel kişiliği kaldırılmış, köyler mahalle olarak, belediyeler ise belde ismiyle tek mahalle olarak bağlı bulundukları ilçenin belediyesine katılmıştır.
Aynı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrasında; "1. maddeye göre tüzel kişiliği kaldırılan belediye ve köylerin mahkemelerde süren davalarında katıldıkları ilçe belediyesi taraf olur" hükmü yer almaktadır.
Bu hüküm Kanunun "Yürürlük" başlıklı 36. maddesi uyarınca ilk mahalli idareler genel seçiminin yapıldığı 30.03.2014 tarihinde yürürlüğe girmiş bulunmaktadır.
Somut olaya gelince; davalı ... Köy Tüzel Kişiliğinin, hüküm tarihinden sonra yürürlüğe giren 6360 sayılı Kanunun yukarıda belirtilen hükümleri gereğince tüzel kişiliği kaldırıldığından ve aynı Kanunla büyükşehir belediyesi sınırları il mülkî sınırları olarak belirlendiğinden ... ile Kocaeli Büyükşehir Belediyesinin de davada taraf olacağı dikkate alındığında 6360 sayılı Kanunun geçici 1. maddesinin onüçüncü fıkrası gereğince işlem yapılması gerekmektedir.
Ayrıca mahkemece dosya içerisinde bulunan 1956 tarih ve 58 sıra numaralı tapu kaydı ilk tesis tarihinden itibaren tüm geldi ve gittileri ile birlikte getirtilmeli, kadastro sırasında revizyon görüp görmediği araştırılmalı, revizyon görmüş ise revizyon gördüğü kadastro parsellerine ait kadastro tespit tutanakları getirtilmeli ve bu tapu kaydına dayanılan ve çekişmeli taşınmaza komşu olan taşınmazlara ilişkin açılmış bulunan başkaca dava bulunup bulunmadığı araştırılarak varsa bu dava dosyaları tespit edilerek dosya arasına alınmalı, tapuya ait ifraz krokisi mevcut ise bu kroki ve ifraza ilişkin diğer bilgi ve belgeler temin edilmeli, çekişmeli taşınmazlara ilişkin kadastro tutanaklarının, tutanaklar kesinleşmiş ise tapu kayıt örneklerinin ve tapu kayıtları mahkeme kararı sonucu oluşmuş ise mahkeme karar örneklerinin temin edilmesi, çekişmeli taşınmaza komşu 699 ve 700 parel sayılı taşınmazların tapuya tesiciline esas dava dosyaları, 1402 parsel sayılı taşınmazın tapuya tesciline esas Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/765-1992/31 E.K. sayılı dava dosyası ile 699, 700, 1400, 1401 ve 1402 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydının üzerindeki şerhleri de belirtir son tedavül örnekleri ve ifraz ve tevhidlerine esas tüm bilgi ve belgeler getirtilmeli, dava konusu taşınmazların bulunduğu yerde imar planı yapılıp yapılmadığı, imar planı yapılmış olması halinde ne zaman yapıldığı ve kesinleşip kesinleşmediği ve dava konusu taşınmazın imar planında ne şekilde tespit gördüğü araştırılarak, alınacak cevabi yazılar ile araştırılan hususlara ait belge ve tutanaklar ile haritaların temin edilerek dosya içerisine alınmalı, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede yapıldığı anlaşılan orman tahdidine ilişkin işe başlama, çalışma, işi bitirme ve sonuçlarının askı ilan tutanakları ile taşınmazın bulunduğu yeri orman tahdit sınır noktalarıyla birlikte gösterir onaylı orman tahdit harita örneğini dosyada yer almalı, yine çekişmeli taşınmazların bulunduğu alanı kapsayan en eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğrafları ile yöreye ait tüm hava fotoğrafları bulunduğu yerlerden getirtilip önceki bilirkişiler dışında halen Tarım ve Orman Bakanlığı ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman mühendisleri arasından seçilecek üç orman mühendisi, bir ziraat mühendisi, bir jeolog ve bir fen elemanı aracılığıyla yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, büro orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, tutanaklardaki anlatımlar değerlendirilmeli, tutanaklarla tahdit haritası arasında çelişki bulunup bulunmadığı belirlenmeli, çelişki bulunmakta ise çekişmeli parseller yönünden tahdit tutanakları ile haritalar arasındaki çelişki tahdit tutanaklarına değer verilmek suretiyle giderilecek şekilde müşterek imzalı, tereddüte mahal bırakmayacak, açıklamalı, krokili rapor alınmalı, yine çekişmeli taşınmazlar ile birlikte getirilen belgeler çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin bu belgelerde ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Kanunun 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; toprak yapısı, bitki örtüsü ve çevresi incelenmeli; keşifte, hakim gözetiminde, taşınmazın dört yönden renkli fotoğrafları çektirilip, onaylanarak dosyaya eklenmeli; kesinleşmiş orman kadastrosu bulunmadığından, yukarıda değinilen diğer belgeler fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulattırılıp; orijinal-renkli (renkli fotokopi)hava fotoğrafları ve memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de hava fotoğrafları ve memleket haritası ölçeğine (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, çekişmeli taşınmaz çevre parsellerle birlikte memleket haritası ve hava fotoğrafları üzerinde gösterilmeli, hava fotoğraflarının stereoskop vasıtasıyla üç boyutlu incelemesi yapılarak, temyize konu taşınmazın niteliği ve kullanım durumu ile tasarruf sınırlarını belirgin olarak görünüp görünmediği belirlenmeli, taşınmazın üzerindeki bitki örtüsünün cinsi, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının açıklattırılmalı, çekişmeli taşınmazların imar planında ne şekilde işlem gördüğü ve imar planına göre konumu belirlenmeli, yalnız büro incelemesine değil, uygulamaya ve araştırmaya dayalı, bilirkişilerin onayını taşıyan krokili bilimsel verileri bulunan yeterli rapor alınmalıdır.
Yapılacak araştırma sonucu çekişmeli taşınmazların orman sınırları içerisinde kaldığı belirlendiği takdirde dava reddilmelidir. Taşınmazların orman sınırları dışarısında kaldığı ve fakat öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olduğu belirlendiği takdirde, davacıların dayandığı tapu kaydının 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısında hukuki kıymetinin olup olmadığı tartışılmalıdır. Taşınmazların davacıların dayandığı tapu kaydının kapsamında kalıp kalmadığı duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmeli, bu cümleden hareketle; taşınmazın bulunduğu yöreyi iyi bilen, elverdiğince yaşlı, yansız, yerel bilirkişi, tespit bilirkişileri ve aynı yönteme göre belirlenecek taraf tanıkları huzuru ile dava konusu taşınmazlar başında yapılacak keşifte 3402 sayılı Kadastro Kanununun 20. maddesi hükmü uyarınca öncelikle davacı tarafın dayanağını oluşturan tapu kaydı yerel bilirkişi yardımı ile zemine uygulanmalı, uygulamada tapu kaydının haritası; haritası yoksa tapu kaydında tarif edilen sınır yerleri esas alınmalı; yerel bilirkişice bilinemeyen sınırlar yönünden taraflara tanık dinletme olanağı sağlanmalı, kaydın sabit sınırlı sayılıp sayılmayacağı değerlendirilmeli, buna göre tapu kaydının kapsamı kesin olarak belirlenmeli, bilahare davacıların dayandığı harici satış senetleri yerel bilirkişiler ve taraf tanıkları eliyle zemine uygulanmalı, bir kısım davacılar 1956 tarih ve 58 sıra numaralı tapu kaydının maliklerinden haricen taşınmaz satın aldıklarını iddia ettiklerine göre, 3402 sayılı Kanunun 13/B-b maddesi uyarınca bu davacıların taşınmaz bölümlerini haricen satın aldıklarını, kayıt maliklerinin veya mirasçılarının veya mümessillerinin beyanı veya herhangi bir belge ile veya bilirkişi veyahut tanık sözleriyle ispat etmeleri gerektiği gibi, en az on yıl süreyle çekişmesiz, aralıksız ve malik sıfatıyla zilyet bulunduklarını da kanıtlamak zorunda oldukları göz önünde bulundurulmalı, uzman bilirkişiye tapu kaydında ve harici satış senetlerinde tarif edilen sınır yerleri düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, taşınmazın tapu kaydı dışında kalan bölümleri var ise 6831 sayılı Kanunun 17/2. maddesi kapsamında orman içi açıklık vasfında olup olmayacağı değerlendirilmelidir.
Yine çekişmeli taşınmaza komşu 699, 700 ve 1402 parsel sayılı taşınmazların tapuya tesiciline mahkeme kararına ekli krokiler ve 1400 ile 1401 parsel sayılı taşınmazların ifraz ve tevhidlerine esas krokilerin ölçeğinin kadastro paftasının ölçeğine, kadastro paftasının ölçeğinin de diğer krokilerin ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, komşu ve yakın komşu parselleri de gösterecek şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle ölçekli krokiler üzerinde taşınmazların yerini gösterir müşterek imzalı ve açıklamalı rapor alınmalı, çekişmeli taşınmazlar ile başkaca taşınmazların mükerrirlik olup olmadığı net olarak belirlenmelidir.
Davacıların dayandığı tapu kaydının 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısında hukuki kıymetini yitirdiği veya tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölümlerinin öncesi itibariyle orman sayılan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde, orman kadastrosunun kesinleştiği tarihten dava tarihine kadar yeterli zilyetlik süresinin dolmadığı gözetilmeli, tapu kaydı kapsamı dışında kalan bölümlerinin öncesi itibariyle orman sayılmayan yerlerden olduğunun anlaşılması halinde ise bu kez, zilyetlik yolu ile kazanma koşulları araştırılarak, yapılacak keşifte, tarım uzmanı bilirkişi olarak ziraat mühendisine inceleme yaptırılıp, taşınmazın zilyetlikle kazanılabilecek kültür arazisi niteliğinde olup olmadığı belirlenip, bu yolda rapor alınmalı; komşu parsellerin tutanak ve dayanakları getirtilip uygulanarak, bu taşınmazları sınır olarak nasıl nitelendirdikleri araştırılmalı; varsa, zilyetlik tanıkları taşınmazlar başında dinlenmeli; zilyetliğin ne zaman başladığı, kaç yıl süreyle ne şekilde devam ettiği sorulup, kesin tarih ve olgulara dayalı, açık yanıtlar alınıp; tesbit tarihine kadar davacılar yararına zilyetlikle kazanma koşullarının oluşup oluşmadığı belirlenmeli; 3402 sayılı Kanunun 14. maddesi uyarınca, davacı adına aynı çalışma alanı içerisinde kayıtsız ve belgesizden başkaca taşınmaz mal tesbit ya da tescil edilip edilmediği tapu müdürlüğü ve ilgili kadastro müdürlüğü ile hukuk mahkemeleri yazı işleri müdürlüğünden sorulup, aynı Kanunun 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ile değiştirilen 14/2. maddesi hükmü gözetilerek sulu ve susuz olarak kazanılmış toprak miktarı belirlenip, Kanunun getirdiği sınırlamanın aşılıp aşılmadığı saptanarak, toplanacak tüm kanıtlar birlikte değerlendirilip, ulaşılacak sonuca göre bir hüküm kurulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine, Orman Yönetimi ile davacılar ..., ..., ..., ..., ... mirasçıları vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacıların davalarının kabulüne ve reddine karar verilen taşınmaz bölümleri ile davacılar ... ve ... adına tescile karar verilen taşınmaz bölümleri yönünden BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 21/01/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.