22. Hukuk Dairesi 2017/26628 E. , 2020/112 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ: ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili müvekkilinin, davalı şirkete ait Sosyal Tesislerde 19.04.2010-11.06.2015 tarihleri arasında şef garson olarak çalıştığını, işletme kasasına bakarak kasiyer görevi de yaptığını, 11.06.2015 tarihinde üstleri tarafından çağrılarak, işverenin el değiştirdiği bildirilerek iş sözleşmesinin feshedildiğini, işten çıkarılmadan önceki 6-7 ay boyunca sabah 15:00-02:00 saatleri arasında çalıştığını, ondan önce tüm hizmeti boyunca 13:00-02:00 saatleri arasında, haftada 6 gün çalıştığını, diğer tüm dini ve resmi bayram genel tatil günleri çalıştığını, hizmet süresi boyunca sadece 22 gün dışında yıllık izinlerini kullanmadığını, son 11 gün ücreti ile asgari geçim indirim alacağının ödenmediğini, 18.06.2015 tarihinde ... 2. Noterliğinden keşide ettiği ihtarname ile 3 gün içerisinde ödenmesini istediğini, 22.06.2015 tarihinde davalı tarafa tebliğ olduğu halde hiçbir ödeme yapılmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı şirket vekili; 30.04.2015 tarih 4 sayılı yönetim kurulu kararı ile İzmir Karabağlar Spor Derneği şirket ortaklığından ayrılarak mevcut hisselerini Karabağlar Belediyesine devrettiğini, şirket hisselerinin %50 den fazlası kamuya geçtiği için 5335 sayılı Kanunun 30. maddesi uyarınca her hangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan emeklilik ya da yaşlılık aylığı alanların, bu aylıkları kesilmeden, kamu kurumlarında her hangi bir görevde çalıştırılamayacakları, uygulamanın 01.05.2005 tarihinden itibaren yürürlülüğe girmiş olduğundan davacı ve emsal işçilere bu yasal düzenlemeye uygun olarak çalışmayı kabul edip etmediğinin sorulduğunu, önce çalışmaya devam edeceğini belirten davacının daha sonra vazgeçtiğini bildirdiğini, bu şartlarla çalışmayı kabul etmeyen işçilerin ve davacının eski şirketten çıkışını yaptıklarını, davacının haksız olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti :
Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında, davacının fazla çalışma ücretine hak kazanıp kazanamayacağı ile fazla çalışma sürelerinin tespiti bakımından uyuşmazlık bulunmaktadır.Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp ispatlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları, delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları şahit beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille söz konusu olabilir. Buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazı kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille ispatlaması gerekir. Bordrolarda tahakkuk bulunmasına rağmen bordroların imzasız olması halinde ise, varsa ilgili dönem banka ve tüm ödeme kayıtları celp edilmeli ve ödendiği tespit edilen miktarlar yapılan hesaplamadan mahsup edilmelidir.
Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanunu"nun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekir.Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının işten çıkışına kadar olan son 7 aylık dönem öncesi tanık beyanlarına göre 14.00 – 02.00 saatleri arası 12 saat çalışmadan 1,5 saat ara dinlenme süresi düşülerek haftalık 18 saat fazla çalıştığının kabulü doğrudur. Ancak davacı vekili ihtarnamede ve dava dilekçesinde son 7 ay davacının 15.00 – 02.00 saatleri arası çalıştığını açıkça beyan ettiği gözetilmeden, bilirkişinin taleple bağlı kalındığı gerekçesi ile 15.00 – 22.00 saatleri arası çalıştığının kabulü ile yapılan hesaplamaya dayalı hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.3- Somut uyuşmazlıkta davacı, dava tarihinden önce18.06.2015 tarihinde temerrüt ihtarı keşide ettiğinden, hüküm altına alınan alacaklara temerrüt tarihi olan 26.06.2015 tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerekirken, dava ve ıslah tarihinden itibaren faiz hükmedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 13.01.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.