7. Ceza Dairesi 2017/12322 E. , 2018/8003 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Banka veya Kredi Kurumlarınca Tahsis Edilmemesi Gereken Krediyi Sağlamak Amacıyla Dolandırıcılık
HÜKÜM : Hükümlülük
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
Sanık ..."nün Halk Bankası Gazipaşa Bulvarı Şubesi yönetmen yardımcısı, sanık ...’nin ... Gıda Ltd. Şti.nin muhasebecisi, sanık ...’ün ... Gıda Ltd. Şti.nin ortağı, sanık ...’nun ... Gıda Ltd. Şti.nin ortağı ve müdürü, sanık ...’in ... Gıda Ltd. Şti.nin genel yetkili vekili ve şirketin şoförü, sanık ...’ın ise şirketin çaycısı oldukları, sanık ...’nün adı geçen şirkete diğer sanıklarla iştirak halinde usulsüz kredi tahsis ettiği gerekçesiyle tüm sanıklar hakkında Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nce 5411 sayılı Yasanın 160. maddesi uyarınca mahkumiyetlerine karar verdiği olayda;
5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 162/1. maddesi “Bu Kanunda belirtilen suçlara ilişkin soruşturma ve kovuşturma yapılması, Kurum veya Fon tarafından Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı başvuruda bulunulmasına bağlıdır. Bu başvuru muhakeme şartı niteliğindedir.
Yine aynı maddenin 162/l. fıkrası “İtibarın zedelenmesi, sırların açıklanması ve zimmet suçlarından dolayı ilgililerin dava hakkı ile 04.12.2004 tarih ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri saklıdır”
163/2. maddesi ve fıkrası ise “Kamu davası açılması halinde, iddianamenin bir örneği ilgisine göre Kuruma veya Fona tebliğ edilir” hükümlerini içermektedir.
Dosyanın tetkikinde Türkiye Halk Bankası A.Ş. vekilinin 18.01.2010 tarihli Cumhuriyet Başsavcılığı"na verdiği, “Dolandırıcılık” suçundan sanıklar ..., ... ve ...’ten şikayetçi olmuş, şikayet üzerine Adana Cumhuriyet Savcılığ"ınca yapılan soruşturma neticesi sanıklar hakkında 28.07.2010 tarihli iddianame ile “Bankaca tahsis edilmemesi gereken bir kredinin açılmasını sağlamak için nitelikli dolandırıcılık” suçundan cezalandırılması için kamu davası açıldığı, yapılan kovuşturma neticesinde Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi"nin incelemeye konu karar ile tüm sanıkların “Basit Zimmet” suçundan cezalandırıldığı anlaşılmıştır.
Yine dosyanın tetkikinde; Adana 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 30.03.2012 tarihli celsesine katılan müşteki banka vekili 29.03.2012 tarihli dilekçesinde “Banka ve kredi kurulularınca tahsis edilmemesi gereken krediyi sağlamak amacıyla dolandırıcılık” suçundan katılma talebinde bulunduğu, ekli vekaletin incelenmesinde adı geçen vekilin 5411 sayılı Yasanın 162. madde kapsamında “Başvuru” için yetkisinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Sanıkların mahkemece cezalandırılmasına karar verildiği, 5411 sayılı Yasanın 160. maddesi kapsamındaki “Zimmet” suçunun soruşturma ve kovuşturulması ancak ilgili banka veya Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na yazılı başvuruda bulunulması şartına bağlanmış olup, bu şart muhakeme şartı niteliğindedir.
Soruşturmanın dolandırıcılık suçundan banka çalışanı olmayan sanık ... dışındaki üç sanık hakkında şikayet üzerine Cumhuriyet Savcılığınca yapılarak dolandırıcılık suçundan dava açıldığı, zimmet suçundan gerek banka gerekse kurum tarafından yazılı başvuruda bulunulmadığı, katılma dilekçesinde banka vekilinin bu hususta yetkisinin bulunmadığı, bu suretle gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamasında muhakeme şartı niteliğindeki " Yazılı Başvuru" şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla;
İlgili Banka ve Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun davadan haberdar edilmesi, başvurunun gerçekleşmesi halinde yargılamaya devam edilerek hüküm tesisi, aksi halde muhakeme şartının gerçekleşmemesi nedeniyle düşme kararı verilmesi gerektiği gözetilmeksizin davaya devamla yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre;
24.11.2015 günlü 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi,
Yasaya aykırı, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... müdafii, sanık ... Haşan Sevindik müdafii ve sanık ... müdafıinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 02.07.2018 günü oybirliğiyle karar verildi.