11. Hukuk Dairesi 2016/713 E. , 2017/3855 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/10/2015 tarih ve 2013/24-2015/653 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi asıl davada davacı - karşı davalı ve birleşen davada davalı ... vekili, davalı karşı davacı ve birleşen davada davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl davada davacı - karşı davalı vekili, davalı şirketin iki ortaklı limited şirket olup, ortaklardan birinin müvekili diğerinin ise davalı olduğunu, davalının 10 yıl süreyle şirkete müdür olarak atandığını, şirketin borca batık hale gelmesinde davalı şirket yetkilisinin kusurunun olduğunu, davalının şirketi temsille görevli olduğunu, müvekkilinin şirket çalışmalarını iştirak etmek gibi bir zorunluluğunun bulunmadığını, buna rağmen müvekkilinin şirketin bazı borçlarını üstlenerek şahsen ödediğini, bazı kredilere kefil olduğunu ve harcamalar yaptığını, bunların müvekkilinin ortaklıktan çıkması için haklı neden olduğunu ileri sürerek; müvekkilinin ortaklıktan ayrılmasına, ayrılma akçesinin tespit edilerek müvekkiline ödenmesine, 1.000 TL"nin davalı - karşı davacı ..."dan tahsili ile davalı şirkete ödenmesine, ayrıca müvekkili ortağın zararının tespit edilerek şimdilik 1.000 TL"nin davalı - karşı davacı ..."ın tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar- karşı davacılar vekili, davacının şirketin hiçbir işiyle ilgilenmediğini, müvekkilinin tüm sorunlara karşı tek başına bıraktığını, müvekkilinin ticari şirketin tüm sorumluluğunu üstlendiğini ve şirketin üçüncü şahıslara borçlanmaması için şirket kasasında bir gelir olmamasına rağmen şahsi gelirinden ciddi miktarda para ödemek zorunda kaldığını, davacının ortaklıktan çıkmasını gerektirecek haklı sebep olmadığını savunarak, asıl davanın reddine karar verilmesini istemiş, karşı davasında ise, dava gününe kadar yaptığı ödemelerin, şimdilik 1.000 TL’nin ..."dan alınarak müvekkili şirkete ödenmesine, ...’ın kusurlu eylemleri nedeniyle müvekkili ..."ın uğramış olduğu zararların tespit edilerek şimdilik 1.000 TL‘nin davacı karşı davalı ..."dan alınarak müvekkili ..."a ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı ... vekili, davalı ..."ın şirkete gelmediği gibi şirketin iflas ile sona erdirilmesi talebinde bulunduğunu, ancak müvekkilinin ticari ahlak gereği şirketi ayakta tutmaya çalıştığını, ortaklar arasındaki uyumun ortadan kalktığını, ortaklık ilişkisinin çekilmez hale geldiğini, iki ortaklı şirketin faaliyetine devam etmesini beklemenin ortaklık hukuku amacına uygun düşmediğini, müvekkilinin şirketin kurulduğu günden bu yana herhangi bir maaş almadan müdürlük görevini yerine getirdiğini ancak bu durumun devamının müvekkili açısından gelinen durum itibariyle mümkün olmadığını savunarak, TTK 636/3 fıkrası uyarınca haklı sebeple şirketin fesih ve tasfiyesine, şirkete kayyım atanmasına ve TTK 438 maddesi gereğince müvekkilinin şirkete yaptığı ödemelerin araştırılması ve tespiti amacıyla özel denetçi atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; dava konusu şirketin sermayesini kaybettiği, şirket ortaklarının birbirlerine karşı olan güveninin kalmadığı, birlikte çalışma iradesinin bulunmadığı bu haliyle şirketin fesih ve tasfiyesi gerektiği, ayrıca şirketin fesih ve tasfiyesine karar verildiğinde, diğer ortağın çıkma ve ayrılma akçesi ödenmesi talepleri konusuz kalacak olup, tasfiye neticesinde alacak borç durumları tasfiye memurunca hesaplanacağı, birleşen dava şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik olup, davayı açan, iki ortaklı limited şirketinin yetkili temsilcisi ... olup, fesih ve tasfiye davasının şirket aleyhine açılması gerekmekte ise de, temsilci olan ortağın davacı olduğu dikkate alınarak, diğer ortağın fesih ve tasfiye davasında, şirketi temsil etmesi gerekmesi nedeniyle, diğer ortak olan ...’a husumet yöneltilmesinde sakınca olmadığı, ancak fesih ve tasfiyeye yönelik olan birleşen davada davalı gösterilen ..."ın şirket temsilcisi olarak kabul edilmesi nedeniyle, birleşen davada ... aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilemeyeceği, yine denetçi atanmasını talebinin ise bu talebin genel kurulda değerlendirilmeksizin mahkemeden istenemeyeceği gibi, davacı ..."ın şirket yöneticisi olması nedeniyle şirketin tüm kayıt ve belgelerine ulaşabileceği, tüm incelemeleri yapabileceğinden talebin reddine karar verilmiş; hem asıl dava, hem de karşı davada, gerek şirketin gerekse ortakların uğradıklarını iddia ettiklerini zararları ispat edememeleri nedeniyle tazminat taleplerinin de reddine karar verilmiştir.
Kararı, asıl davada davacı - karşı davalı ve birleşen davada davalı ... vekili, davalı karşı davacı ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, asıl davada davacı ..."ın zararının ispatlanmamış olmasına ve karşı davada ise mahkeme gerekçesi yerinde değil ise de; şirketin ödediği borçların ortaklardan rücuen tahsilini talep edemeyecek olmasına göre, mahkemece karşı davanın reddinde bir usulsüzlük bulunmadığından davalılar - karşı davada davacılar ... ve ... Ltd. Şti vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Asıl, karşı ve birleşen dava ortaklıktan çıkma, zararın tahsili ve fesih ve tasfiye istemlerine ilişkindir. Mahkemece, birleşen limited şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin davanın asıl davadaki çıkma ve ayrılma akçesine yönelik talepleri konusuz bırakacağından öncelikle görülmesi gerektiğinden bahisle toplanan delillere göre mahkemece şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiştir. Ancak, şirketin fesih ve tasfiyesi konulu dava 10 yıl süreyle tekbaşına şirketi temsile yetkili kılınan ... tarafından yönetici sıfatı bulunmayan ...’a ve tasfiyesi talep olunan şirkete karşı açılmış olup, davalı ..."ın yönetici sıfatı olmadığından şirket davada temsil edilmemiştir. Şirketin tek temsilcisi davada davacı sıfatını haiz olduğundan mahkemece davada şirketin temsili amacıyla kayyım atanmak suretiyle davalı şirkete savunma hakkı tanınarak toplanan deliller ışığında karar verilmesi gerekirken, mahkemece aktif husumet ehliyetine yönelik bu husus gözetilmeksizin karar verilmesi hatalı olduğu gibi, şirketin fesih ve tasfiyesine yönelik davada husumetin ortağa yöneltilememesine rağmen davalı ortak ..."a dava açılamayacağının gözetilmemesi de doğru olmamış, birleşen davada kararın bozulması gerekmiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, asıl davada davacı ... vekilinin birleşen davada ise davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar - karşı davada davacılar ... ve ... Ltd. Şti vekilinin tüm temyiz istemlerinin REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen davanın BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl davada davacı ... vekilinin birleşen davada ise davacı ...’ın temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenler iadesine, 19/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.