14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/16787 Karar No: 2017/7843 Karar Tarihi: 30.10.2017
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/16787 Esas 2017/7843 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/16787 E. , 2017/7843 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.09.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.03.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı mirasçıları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davacı vekili, dava konusu 828 ada 29 ve 31 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili de dava konusu taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesini talep ettiklerini beyan etmiştir. Mahkemece, tefhim edilen kısa kararda dava konusu 828 ada 29 ve 31 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmiş olup, gerekçeli kararda ise dava konusu olmayan 392 ada 23 parselde kayıtlı 4 numaralı bağımsız bölüm üzerindeki ortaklığın satış yolu ile giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü, davacı ve davalı vekili temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK’nun “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur. Aynı yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Temyiz edilen gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olduğu görülmüştür. 10.4.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür. Bu itibarla gerekçeli karar ile hüküm sonucunun çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 30.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.